Bölüm ~8~

271 105 21
                                    

Yeni Bölüm geldiii! Yorum yapıp vote vermeyi unutmayın lütfen 🙏İyi okumalar...🎈

Korkuyla gözlerine baktığımda büyük bir öfke gördüm. Neye bu kadar sinirlenmişti. Dinlediğime mi? Yoksa telefonda konuştuğu kişiye mi? Bu halinden dolayı korkmuştum ama belli etmemeye çalışıyordum.

Anlamasın diye ses tonumu değiştirmemeye çalışarak "Ha..hayır. Seni din..dinlemiyordum." diyebildim. Evet her şeyi berbat etmiştim. Korktuğum her kelimemden belliydi. Ayrıca yalan söylemekte de kötü olduğumu bir kez daha anlamıştım.

Ben konuşunca gözlerindeki öfke biraz olsun azalmıştı. Tavrını bozmayarak" Öykü yalan bile söyleyemiyorsun. Şu haline bak şimdiden kekelemeye bile başladın. " dedi tek nefeste. O kadar mı belli etmiştim? Ama bunu bu kadar bariz bir şekilde yüzüme vurmasına gerek yoktu. Bu sefer kekelemeyerek" Pek bir şey duymadım. Tam geldim sen de beni gördün zaten. " dediğimde doğruyu söyleyip söylemediğimi anlamak istercesine bir müddet gözlerimin içine baktıktan sonra gözünü devirdi ve " Peki öyle olsun. " diyerek odadan çıktı. Bende bir kaç dakika odada durup ardından alt kata indim.

Karın ağrım yine beni bulduğunda kanepede acıyla kıvranıyordum. Niye geçmek bilmiyordu bu? Zaman geçtikçe acının azalacağını umsamda tam tersi her dakika biraz daha artıyordu. Lavabodan çıkan Barış, beni görür görmez yanıma geldi. Önce durup bana bir baktı ardından bir şey demeye kalmadan beni kucağına alıp dışarı çıkardı. Şimdi nereye gidiyorduk? Ne kadar inmeye çalışıp bırakmasını söylesem de bir türlü kurtulamıyordum kollarından. Arabasına bindirdiğinde kemerimi bağlayıp sürücü koltuğuna geçti. Kendi kemerinide bağlayıp gaza yüklendi. Yol boyunca nereye gittiğimizi - tahmin etsem de - sorup durdum. Ama hiç bir şey söylemiyordu. Bir kez daha sormak için hazırlandığımda bana dönmeden " Hastaneye gidiyoruz. Karnının durumu kötü görünüyor. Nasıl vurduysa şerefsiz! " dedi sinirle. Neden bu sinirleniyordu ki? Sanki babam ona vurmuştu! Neyse nereye gideceğimizi öğrenmiştim sonuçta değil mi? Çokta kurcalamaya gerek yoktu.

Hastanenin kapısına geldiğimizde  arabadan yavaş adımlarla indim. Barış benim aksime hızlıydı. Sanki bir yere yetişecekti. Ne acelesi vardı anlayamamıştım. Sonunda giriş kapısına vardığımda durdum. Bir müddet hareket edemedim. Üzerinden uzun zaman geçmiş olmasına rağmen anneme olanlar aklıma bir bir geldiğinde göz yaşlarımı tutamamıştım. Barış durduğumda yanıma geldi ve ağladığımı gördüğünde anlamış olacak ki, " Öykü kendine gel burası o hastane bile değil. Sadece muayene olman için geldik. Eminim annen seni böyle görse daha çok üzülür." dedi teselli edercesine. Haklıydı. Annem beni böyle görse üzülürdü. Gözlerine bakıp ardından kafamı salladım ve göz yaşlarımı elimin tersiyle silip yürümeye devam ettim. Acilden girdiğimiz için yol bizim için daha kolay oluyordu. Aradığımız doktoru bulduğumuzda bizi çağırmasını bekledik.

Doktor ismimi söyleyip beni çağırdığında kapının kolunu kavrayıp odadan içeri girdim. Üstümde ağır bir tedirginlik vardı. Hastane ortamı beni korkutuyordu. Kendime sakinleşmemi söyleyip rahatlamaya çalıştım. Doktor bizi gördüğünde bana gülümseyip " Merhabalar ben doktor Ali Uslu" deyip elini uzattı. Kendini tanıtmasına şaşırıp 'Biliyorum zaten'  diye içimden geçirdim. Ardından daha fazla bekletmeyip uzattığı eli sıktım ve "Öykü" dedim. Hasta yatağını göstererek " Buyurun şöyle yatın." dedi. Onun dediğine uyarak kolumda asılı olan çantamı sandalyeye koydum ve yatağa uzandım. Barış'ta dikkatle beni izliyordu. Bakışlarından rahatsız olarak 'ne bakıyorsun' der gibi kafamı salladım. Oda ifadesizce bakıp gözlerini kaçırdı. Sorun neydi bilmiyorum ama umursamıyordum. O beni ilgilendirmiyordu değil mi? Onu takmayarak bana komut veren doktora döndüm. "Tişörtünüzü biraz yukarı sıyırın lütfen" dedi. Dediğini yaparak yukarı sıyırdım. Doktor Ali karnımdaki morluğu görünce şaşırmıştı ve aynı zamanda " Bana bunun birisinin yaptığını söyleme! " dedi.

~GECE MAVİSİ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin