Yeni bölüm geldiii!! İnşallah beğenirsiniz. Okurken yorumlarınızı esirgemeyin lütfen.🙏 Her biri bizim için çok önemli... Neyse lafı uzatmayalım. İyi okumalar... 🌟
Gelen kişi babamdı. Günlerdir, haftalardır ne bir mesaj atan ne de arayan babam. Buraya ne yüzle geldiğini çok merak etmiştim açıkçası. Ve neden geldiğini de tabiki. Bir sorun çıkaracağı kesindi. Çünkü bu adam nedensiz yere buraya gelmezdi.
Bir süre gözleriyle beni aradıktan sonra, bulunca, hızlı adımlarla yanıma gelip kolumdan tuttu. "Gidiyoruz" dediğinde ne kadar rezil bir durumda olduğumun farkında olarak daha fazla rezil olmamak için bir şey demeden o önde ben arkada sınıftan çıktık. Kolumu o kadar çok sıkıyordu ki morardığına emindim. Sınıftan çıkar çıkmaz kolumu kurtarmaya çalışsam da işe yaramıyordu. Erkekti sonuçta o yüzden ne kadar çabalasamda boşunaydı.
Beni çekiştirerek merdivenlere yöneldiğinde "Bırak beni ya! Ne yaptığını sanıyorsun?" dedim kimseye sesimi duyurmamaya çalışarak. Hiç istifini bozmadan "Senin dilin fazla uzadı. Ben ne yapacağımı biliyorum." deyip yoluna devam ederken hiç de iyi şeyler olmayacağını anlamıştım.
Yol boyunca hatta otobüste bile kolumu bırakmamış, çekiştire çekiştire eve getirmişti. Ne kadar yalvarsam da işe yaramıyordu. Beni dinlemeyip görmezden geliyordu. Eve yaklaştığımızda yavaş yavaş korkmaya başlamıştım. Burada beni öldürür müydü acaba? Bu adamdan her şey beklenirdi. Ama beni öldürse işine yaramazdım.
O yüzden kazanacağı bir şey olmadığı için yapmazdı büyük ihtimalle. Kendimi rahatlatmaya çalışarak babamı takip etmeye devam ettim.
Sonunda eskimiş tek katlı müstakil evimize geldiğimizde sanki yıllar sonra ilk kez evime gelmişim gibi hissetmiştim. Ne kadar da bakımsız görünüyordu ilk kez fark etmiştim. Belki de buradan uzaklaşmak bana iyi gelmişti.
Daha eve tam bakamadan bir türlü bırakmadığı kolumu tekrar çekiştirmeye başlamış ve evin kapısını anahtarla açıp beni resmen evin içine 'fırlatmıştı' . O kadar sert itmişti ki hem yere düşmüş hem de kafamı kenardaki sehpanın köşesine çarpmıştım. Ağzımdan küçük bir 'ah' sesi çıkarken elimi alnıma götürdüğümde elim kan olmuştu. Ardından bıraktığı koluma baktığımda tahmin ettiğim gibi mosmor olduğunu fark ettim.
Daha acısını bile hissedemeden babam saçlarımdan tutup beni kaldırdığında ne olduğunu şaşırmıştım. "3 haftadır kaçak kızımız sonunda eve geldi! Kaç haftadır ben ne zorluklar çekiyorum haberin var mı? Evde para yok para!! " diye bağırarak saçlarımı çekiştirmeye devam ederken ben de acıyla kıvranıyordum. Ne kadar kurtulmaya çalışsamda işe yaramıyordu.
Evde oturduğu kanepeden kalkıp taa okula gelmesinin asıl nedeni şimdi ortaya çıkmıştı. Tek derdi para olan bu adamdan başka bir şey de beklenemezdi zaten. Bu lafları yüzünden babamdan (!) bir kez daha nefret etmiştim. "Para para para! Tek bildiğin bu zaten! Çok zorluk çekmişsindir eminim şimdi bırak saçımı!" diye bağırdığımda daha çok çekmeye başlamıştı.
O kadar çok çekiyordu ki gözlerimden yaş gelmeye başlamıştı artık. Ne kadar bırakması için bağırsamda duymuyordu sanki. Sonunda saçımı bıraktığında rahatlayacağımı sanmıştım ama birden karnıma aldığım darbeyle daha büyük bir acıyla çığlık atıp yere yığılmıştım.
" Annen ölünce bir havalara girdin sen! Havanı almasını biliriz!" diye bağırarak vurmaya devam ediyordu. Acı çekerek vurmaması için ne kadar çok yalvarsam da işe yaramıyordu. En son gözüm kararmaya başladığında artık acıyı hissetmemeye başlamıştım ve kendimi tekrar sessizliğin içinde bulmuştum...
Gözlerimi açtığımda hala aynı yerde yatıyordum. Her yerim o kadar çok ağrıyordu ki kıpırdayamıyordum. Her yer kapkaranlıktı bu yüzden gece olduğunu anlamıştım. Daha fazla yerde durmak istemediğim için kendimi zorlayarak zar zor ayağa kalktım. Yavaş yavaş yürüyerek oturma odasına gittiğimde babamın kanepede uyuduğunu gördüm. O uyanmadan buradan çıkmam gerekiyordu. Çünkü daha fazla bu eziyete dayanamazdım.