BÖLÜM 26

21 11 3
                                    

Aras'tan.

Sabah uyandığım da aklıma neden rüya gelmişti ki, kafamı iki yana sallayıp kendime gelmek için yatağımdan kalkıp yüzümü yıkadım, aynadan kendime baktığımda yüzümün soluk olduğunu fark ettim.
Annemin ölüm dönemi yaklaşıyordu, banyodan çıkıp dolabımdan rast gele kıyafet çıkartıp giydim. Odamdan anahtarımı ve telefonumu alıp çıktım, keyfim yerinde değildi. Salona geçtigimde babam kendine ait koltukta oturmuş bir elinde gazete diğer elinde içtiği sigarası vardı. Beni fark ettiğinde gazeteyi katlayıp yanındaki sehpaya bıraktı, elindeki sigarayı da hemen yanındaki kül tabağında söndürdü.

"Aras, gel seninle önemli bir konu konuşacağım."

"Sonra konuşalım baba keyfim yerinde değil." arkami dönüp gidecekken söylediği kelimeyle olduğum yerde donup hızla kendisine döndüm.

"Melis'le beraber yurt dışına gidip artık orada yaşayacağız."

"Ne saçmalıyorsun sen, kendin gidebilirsin ama Melis i  asla götüremezsin."

"Sen daha kendine sahip çıkamazken nasıl olurdu küçük bir kıza bakabilirsin. Şu haline bak, serseri gibisin ama kuzey öyle mi bak nasıl da zeki biraz ona çek." Tamam bu gerçekten de ağır olmuştu, söylediği kelimeler ne kadar can yaksada haklıydı.

"Peki, ne zaman gidiyorsunuz."

"Şimdi, Melis'le vedalaş."

Vedalar acıydı, en son veda ettiğim ANNEM'di..

O günler aklıma geldiğinde hafif bir titreme geldi, Melis bana ablamın emanetiydi. Oyun odasına doğru ilerledikçe kalbimi sıkan bir el vardı. Kapıyı yavaşça açtığımda oyuncaklar içinde oynayan melis'e baktim. Keşke çocuk olsaydım, onun kadar masum olurdum.

"dayıcım, napiyormus burda."

"Dayiii, çell."

Yanına giderek kucağıma aldım, mavi gözleri huzur veriyordu. Sıkıca sarılıp öptüm. Daha fazla dayanamadım, odadan hızla çıkarken babamın suratına bile bakmadım. Evden çıkarken son kez eve baktım, akşam gelip eşyalarımı alıp kendi evime gidecektim. Arabama atlayıp son hızla sürmeye başladım, gözlerim buğulaştiginda cami açıp temiz havayı içime çektim.

"Siktir, siktir, siktir." hızla direksiyona vuruyordum. Melis'e alışmışken gitmesi canımı sıkıyordu, kimi sevdiysem böyle gitmesi mi gerekiyordu. İnsanlar ya seni kullanır yada giderlerdi, hayatta canından çok seven olmazdı. Hep çıkar uğruna kurulmuş bir dünya üzerinde yaşıyorduk, direksiyonu kırıp okula doğru sürmeye başladım.

Rüya'dan..

Sabah uyandığımda başımın ağrısından gözlerim şişmişti. Yataktan keyifsizce kalkıp, dolabımi açarak rastgele kıyafet seçip onları hızla üzerime geçirdim. Saçlarımı dağınık topuz yapıp, telefon ve çantamı alarak odamdan çıktım. Her geçen gün ıssızlaşan bu ev canımı sıkıyordu, yarın babaannemi ziyarete gitmem lazımdı ona anlatmam gereken konular vardı. İç çekerek evden çıkıp kapıyı ardımdan kapatarak, çantamdan çıkardığım anahtarla kilitledim. Bahçeden çıkarken, kuzey'in arabasını görmemle duraksadim. Bu çocuktan uzak duracağım dediğim an, burnumun ucundan beliriyordu.

"Günaydın rüya seni aradım cevap vermeyince bende evine geldim." elim telefonuma gidince direk kilidi açıp cevapsız aramalara baktım, demir ve sevgilisinden üç arama, kuzey'den on arama vardı.

"Kusura bakma telefon sessizde iş fark etmedim. Demir gil merak etmiştir şimdi." kuzey'in arabasına geçip oturdum. Arabası gayet konforlu ve pahaliydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 14, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİTMEYEN SEVDAMIZ #WATTYS2016 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin