BÖLÜM 11

106 74 12
                                    

MULTİMEDYA:RÜYA DURGUN.

RÜYA DURGUN...

Sabah uyandığımda elim direk başıma gitti, dün gece baya bir ağlamıştım. Sabah güneş doğmaya, yakın anca uyayabilmiştim. Kalkmaya yeltendiğimde belimin tutulduğunu anlayıp, yattığım yere geri dönüş yaptım. Oflayıp, yeniden kalkmaya yeltendiğimde bu sefer başarmıştım. Kalkıp mutfağa doğru yol aldım. Masaya bakınca yine gözlerim dolmuştu. Ne yaşamamıştık ki, bazen ağlamıştım dizlerine başımı bırakıp, bazen kahkahalarımız yankılanmıştı bu fakir hanede. Gözlerimi sildikten sonra buzdolabına baktım. Doluydu ne ara almıştım, ya da kim almıştı. Birşey yiyesim yoktu. Kapağı kapatıp, üstlerimi değiştirmek için odama çıktım. Önce bir duş almam gerekiyordu. Kıyafetlerimi ardından iç çamaşırlarımı çıkartıp, banyoya girdim. Ilık bir duş beni kendime getirirdi. Saçlarıma iyice şampuan döküp, yıkadım. Vücudumu da yapıp durulandım. Bugün gidip iş bulmam gerekiyordu. Ben böyle düşünürken ıslak zemine basmamla, kıçımın üstüne düşmem bir olmuştu. Acımıştı yaa. Yüzümü buruşturup, yerimden kalktım havluyu belimden alıp, iç çamaşırlarımı giydim. Lacivert ve beyaz karışımı sıfır kollu bluzumla altına siyah pantolonumu giydim. Hırkamıda alacaktım havalar serinliyor sonbahara giriyorduk, hasta olmaktan nefret ediyordum. Saçlarım zaten hafif dalgalıydı sadece düzeltip çıktım. Hiç uğraşamazdım. Sporlarımıda ayağıma takıp evden çıktım. Kapıyı iki kere kilitleyip. Bahçe kapısından çıktım. Yukarı yokuştan çıkarken ayten abla'da komşularıyla pazardan geliyordu. Ellerinde sebze poşetleri vardı. Beni görünce , gülen yüzü düştü. Onlara döndü birşeyler söyleyip, elindekileri yan komşusu olan gülizar ablaya verdi. Bana doğru gelip sarıldı, bende ona sarıldım. Gözleri dolmuştu, otomatik an benimde gözlerim dolup ağlamaya başladım. Daha çok sarılmıştı bana. Kollarımdan tutup;

"Rüya! Güzel kızım ağlama Allah buraya kadar ömür ihsan etmiş. Birgün hepimiz ölcez." Gözyaşlarımı silip zoraki gülümsemeyle;

"Biliyorum Ayten abla."

"Nereye böyle, tek başına birşey mi oldu."

"İş bakmaya gidiyorum. Ayten abla biliyorsun. Çalışıp kendi ayaklarımın üzerinde durmam lazım." onaylar dercesine kafasını salladı. Sonra birşey hatırlamışcasına bana baktı.

"Salih bey'de sana dadılık teklifi etmişti ne yaptın kızım bak kendisi çok iyi biri-"

"Biliyorum ayten abla ama şimdilik düşünmüyorum." birşey demedi. Çantasından bir kart çıkartıp bana uzattı;

"Burda numarası, arkasında da ev adresi var kendisi vermişti mahmut'a. Fikrini değiştirdiğinde ararsın olur mu kızım." kafamı sallayıp sıkıca sarıldım. Kollarından ayrıldıktan sonra, yürümeye başladım. Karta bakıp, arka cebime sıkıştırdım. Çarşıya doğru yürüdüğümde mahallemizin yakışıklı çocuğunu gördüm bana doğru geliyordu. Ya da yanlış mı görüyorum. Karşıma gelip bana baktı , tek kaşımı kaldırıp hayırdır msjı vermeye çalıştım oda bir an şaşırsa bana sarılmaya başladı. Hareketsiz kalmıştım. Bir aralar seviyordum. Ama bana kardeşimsin diyince vazgeçmiştim;

"Ne oldu emir !" sesim öfkeyle karışık umursamazlık vardı.

"Başın sağolsun rüya bugün öğrendim. Gelecektim yanına ama işlerim vardı." hangi işler ama..

"Sağol, önemli değil."

"Nereye, böyle."

"İş bakmaya gidiyorum." emir bana bakıp, çenesini kaşımaya başladı. Off bekliyemezdim onu daha yapacak onca işim var. Tam giderken kolumdan tuttu.

"Rüya, bir arkadaşımın kuzeni zengin bir yerde cafe açmış. Ve eleman gerekiyor bana demişti. İstersen oraya gidip konuşabiliriz." birşey diyemeden sürüklemeye başlamıştı. Hayır veya evet demedim bu neyin kafasında. Arabasına bindirip, sürmeye başladı arada bana bakıyordu.
Yarım saatlik bir yolun ardından, hanzade cafe&restronat diye yazan bir yere geldik. Arabadan inip, ağzım açık bir şekilde büyük yapıya baktım. Bu hanzade bana yabancı gelmiyor ama neyse..
Kapıdan içeriye gerince mis gibi yemek kokuları gelmişti. Karnımın aç olduğunu yeni fark etmiştim. Restmen gurulduyordu, ama bunu sadece ben fark etmiştim. İç sesim sanki kötü birşey olacak gibisinden bana uyarı sinyali veriyordu.
"Birazdan olacak olaylara hazır mısın rüya." iç sesime bak görende gerçekten biri sanır. Ne diyorum ben ya. Emir'e baktığımda bana şaşkın bakışlarla beni süzüyordu;

"Delirmedim emir bakma bana öyle!".

"Ne bileyim suratın şekilden şekile girdi de korktum birden." kahkaha atıp, koluma girdi. Masaya oturup, önce yemek yememiz gerektiğinin altını çizdi. Acaba duydumu karnımın gurultusunu. Emir bana bakarken bende etrafı bir süzüyordum. Herkes şık elbiseleriyle, badana duvarı gibi suratlarıyla ilgi çekmeye çalışır gibi bir de kahkaha sesleriyle yemeklerini yiyorlardı. Bu kadar önem kime ki ?

Emir soyman..

"Kanka kuzenim yeni bir cafe açtı. Eleman gerekiyor, yardımcı olur musun bana tanıdık falan vardı  sana güveniyorum."
Sabahın 10'nunda bekir'in beni araması bu mu ? Dün gece hiç uyuyamadım zaten başım davul gibi. Tamm deyip kapattım off uyuyamıcağım kalkıp elimi yüzümü yıkayıp odama girdim. Ağzım açık kaldı. Bu kadar mı dağıttık odayı, etraftan kıyafetlerimi bulup değiştirdim. Cafeye gidecektim. Arabayla değilde yürüyerek gitmeyi tercih ettim. Fazla uzak değildi zaten anahtarı almayıda unutmuştum. Sağa doğru yürüdüğümde rüya'yı görmemle ona doğru yürümeye başladım.

Buraya kadar şimdilik devamı en yakın zamanda canlarımmmmmmm seviyorum sizleri😍😍😘😘

BİTMEYEN SEVDAMIZ #WATTYS2016 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin