Güneşin yüzüme vurmasıyla uyandım. Yatağımdan kalkıp lavaboya doğru yöneldim. Aynanın karşısına geçtim, yüzüm gözüm şişmişti. Tam bir balığa benziyordum. Elimi yüzümü yıkayıp, kuruladıktan sonra aşağıya doğru indim. Babamın ölümünün üzerinden 2 hafta geçmişti ve artık ben kendi hayatıma devam etmeliydim. Sürekli bu halde olamazdım. Merdivenlerden yavaş yavaş indim. İndiğimde Sıla, amcam ve yengem üçü birlikte sohbet ediyorlardı. Amcamla göz göze geldik, atılarak "Günaydın" dedim. Üçü de gülümseyerek karşılık verdiler. "Hadi hazırlan, gidiyoruz." Nereye? Haa evet. Artık amcamlarda kaldığım için okulumu da değiştirip daha yakın bir okula nakil aldıracaktık. "Tamam geliyorum." diyerek yukarıya hızlı adımlarla çıktım.
Üzerimi değiştirmek için dolabın karşısına geçtim. Siyah kot pantolonumu ve siyah hafif salaş bir sweat giydim. Saçlarım için herhangi bir uğraşa girmedim. Hafif dalgalıydılar. Bu yüzden onları seviyordum. Saçlarım topuzdu. Topuzumu açtım elimle biraz düzelterek odadan çıktım, aşağı indim.
İndiğimde kimse yoktu. Dışarıya çıkmışlardı. Ben de hemen yanlarına gittim. Amcam arabada beni bekliyordu. Arabaya bindim. Amcam bir yandan arabayı kullanıyor, bir yandan da okulu bana anlatıyordu. Çok çabuk alışacağımı, güzel bir yer olduğunu söylüyordu. Çok çabuk alışacağımı geçtim de umarım öyle olur. Ama güzel bir yer olduğuna inandıramazsın amcacım nasıl bir okul nasıl bir şekilde güzel olabilir ki.
Her neyse:d. Gelmiştik. Arabanın kapısını açarak dışarıya çıktım, okula doğru yürüdüm. Bugün hafta sonu olduğundan okulda pek fazla kişi yoktu. Hemen müdür yardımcısının odasına giderek kayıt işlemlerini yaptırdık. Fazla uzun sürmemişti. Okuldan çıkıp arabaya bindim.
°° °° °° ° °° ° ° ° ° °° °° °° ° ° ° °°Eve geldiğimizde tam kapıdan geçerken yine o çocuğu gördüm. Göz göze geldik. Bunun kim olduğunu hala öğrenememiştim. Tek bildiğim şey gözlerinin ve çene kemiğinin çok güzel olmasıydı.
İçeri girdiğimde direk mutfağa gittim. Midem kazınıyordu, bir şeyler atıştırdıktan sonra odama çıktım. Yatağıma oturup telefonu elime aldım. Uğraşmaya başladım. Bir kaç bölüm dizi izledim ve saate baktığımda saat 11:27'yi gösteriyordu. Uyku saatim gelmiş:d.
Yarın Pazartesi yani okulda ilk günüm. Haftanın ilk günü, okulda ilk günüm, yeni insanlar, yeni çevre, mekan her neyse yine uykumu alamayıp balık gibi gitmek istemiyordum. Bu yüzden alarmı kurup masaya kattım. Yatağıma geçtim. Tam uykuya dalacakken içeride bir gölge gördüm. Bu beni korkutmaya yetiyordu. Ama bir eşyanın yansıması gölgesi olduğunu düşünüp yatmaya devam ettim.° °°° ° °° °°° °°° ° °°° °° °°° ° °° °° ° °°°
Alarmın sesiyle uyandım. Üzerimi değiştirip aşağı indim. Kahvaltımı yaptıktan sonra okula gitmek için evden çıktım. Otobüse binmek istemedim. Hem zaten arada fazla mesafe yoktu. Okula doğru giderken omuzumda bir el hissettim. Arkama döndüğümde yine o çocukla karşılaştım. Çok enerjik bir şekilde "Merhabaa." diyerek elini uzattı. Ben de elimi uzatarak karşılık verdim. "İyi misin?"
"İyiyim, sen." diyerek cevap verdim. "Hayret bu sefer değilim diye terslemedin. " yüzünde garip bir tebessüm vardı. Bir şey söylemedim. Konuşmak istemediğimden değil ama nedense cevap vermek istemedim. Cevap vermek istemediysem o zaman konuşmak istemediğim için mi oluyor? Of her neyse .
Yolda arada sırada yüzüme bakıyordu. Ama normal bir bakış değildi yani nasıl anlatsam sanki bir şey söylememi bekler gibi. Ama konuşmadım. Zaten fazla konuşmayı sevmem. Dinlemeyi tercih ederim.Okula gelmiştik. Sınıfa gelmek için yöneldim ve o da arkamdan geliyordu. Muhtemelen aynı sınıftaydık. Tam sınıfa girdim, eğilerek kulağıma "Bak sen şu işe bir de aynı sınıftayız." diyerek güldü. Olabilir yani aynı sınıfta olabiliriz. "Aa tesadüfe bak ." yine istemsizce göz devirmiştim. Bu ne saçma konuşmaydı böyle. Sınıfa girdiğimde sadece bir kızın yanı boştu. Selam verip yanına oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EXİST
Fiksi RemajaAnnesinin terk etmesi ve babasının ölümünden sonra bildiği, gördüğü her şeyden uzak bir kasabada, yeni bir hayata başlayacak bir kız. Yaşadığı zorluklar, başına gelecek kötü olaylar ve bunun yanında yaşayacağı bir o kadar güzellikler...