Öncelikle telefondan yazdığım için yazım hataları olabilir kusurabakmayın ayrıca biraz kısa olduğunun farkındayım bu bölümü geçiş bölümü olarak düşündüğüm için böyle oldu, neyse fazla konuşmadan iyi okumalar :**
Daha uyanalı yarım saat kadar olmuştu ve aklı yerinde birinin inanmayacağı şeyler görmüştüm aynı zaman da 'güçlerim' olduğunu öğrenmiş ve de kullanmıştım. Nasıl olduğunu açıklamamaya devam edildikçe de deliriyormuş gibi hissediyordum. Sanki hiç gerçekleşmeyecek bir rüyadaydım. Daha ne kadar saçmalık öğrenebilirim demeye korkuyordum çünkü biliyordum ki nezaman bu sözü söylesem beteri karşıma çıkıyordu.
•••
Küçük kızın beni nasıl bir teste sokucağını düşünmeye başladığım sırada küçük kız ve buzlu ela gözlü kız odayı terketti. Şimdi odada Lillian ve ben kalmıştık.
"Sen onlara bakma Leah ben değiştiğine inanıyorum" dediğinde ne diyeceğimi şaşırmıştım
"o kadar mı kötüydüm?" Dedim merakıma yenik düşerek
"Daha da kötüydün"
herkes kötüsün diyor da ne yaptığımı söyleyen yok.
"Ne yaptığımı söyleyecek misin?"
Kafasını eydi "Aramızda tek sevdiğin Grace'di."
"Grace küçük kız?"
Güldü "Evet küçük görünümlü kız."
"Yani gerçekten 342 yaşında?"
"Evet-"
"Nasıl olabilir!?"
"Daha demin yaptığın şeylere inanabiliyorsun da buna mı inanamıyorsun?" Haklıydı, hepsi çok saçmaydı.
Bu bir rüya olmalı diye düşündüğümde elimi cimcikledim. Canım acımıştı ama rüyalarda canın yanmadığını biliyordum. Korkmamak elde değildi.
"Korkma" dediğinde deliriyor olma ihtimalimi de çıkardım.
Başka birşey olmalıydı gerçek olmadığını kanıtlayabilecek mantıklı bir açıklama gibi birşey. Lillian devam etti
"Başka birini sevdiğini de kimse görmedi, bu yurt güçlerimizi kullanmayı öğretir doğru yolda ilerlememizi sağlar. Sende bu yurtta yaşıyordun ama hiç derslere girmezdin hep Grace in yanında olurdun bu yüzden eğitimli değilsin. Birgün burdan gitmek istediğinden bahsediyordun kimse umursamamıştı çünkü Grace daha önce kimsenin bu yurttan ayrılmasına izin vermemişti. Sen herzaman ki aykırılığını yapıp ilk başta yakınında olanlara yani ben, Arthur, Olivia ve birkaç öğrenciyi komalık ettikten sonra Grace'i de güçlerini kullanamayacak hale getirdin"
Olivia, el hareketlerinden anladığım kadarıyla buzlu kızdı.
"bu nasıl olabilir ki sizinde güçleriniz yok mu?" Ben bunları yaparken onlarda boş durmayacakları kesindi
"haklısın bizde sana saldırdık ama kimse senin kadar güçlü değil, senin gücün nefretten gelirken bizim ki korkudan geliyordu. Nefret duyguların en güçlüsüdür ve sende fazlasıyla var.. hatta şuan da bile nefretini hissedebiliyorum çok derinlerinde kimsenin ulaşmasına izin vermeyeceğin kadar da korumalı."
Sözlerini yalanlayarak "Hayır ben kimseden nefret etmiyorum" dedim
o ise güldü acı bir gülüştü bu "sen kendinde dahil herkesten nefret edersin sadece hatırlamıyorsun"
"yeter!" Dedim sinirle. Beni yanlış tanıyorlardı ben herkesi kendimden bile çok seven biriyim.
"Burda bekle testi hazırlayıp hazırlamadıklarına bakayım" diye konuyu kapatarak odadan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cam Ruh
FantasyAteşten koruyan tek kalkanım aşkımdı o da beni iftiraya kurban bırakan saçlarım gibi benimle birlikte tutuştu. Göz yaşlarına şahit etti tıpkı hayallerimizi yerle bir ettiği gibi. Koruyabildiğim tek hayalim sevdiğim adamın gözlerine bakarak ölmek old...