Önceki bölümden hatırlatma:
U şekildeki masaya tüm sözü geçenler oturmuştu. Ortada oturan ise liderimiz olurdu. Ortada oturan yüze gözüm kaydığında ise olduğum yere çakılmamı sağlamıştı. Aniden durmamın etkisiyle arkamdan gelen Carolina'da bana çarparak durmuştu.
"Kızım ne diye duruyosun arka-" baktığım yere bakmış olacak ki cümlesini tamamlayamamıştı.
●●●
"Hoşgeldin kızım"
Kafam allak bullak olmuştu, gardımı indirmemem zihnimi korumam gerekiyordu. Lanet olsun karşımda babam oturuyordu! Yüzyıllardır görmediğim babam, beni ateşe atan, gururumu tükürüğü ile kirleten, aşık olduğum adamdan ayıran babam.
Şoktan ilk kurtulan Carolina olmuştu
"Amca sen yaşıyorsun!"
Babam erkeksi kahkahasıyla odayı doldururken filizlendi düşünceler aklımda. Robert babamın yaşadığını saklıyordu. Gerçekler kitlendiğim mavi gözlerdi. Kimi zaman ufuk kadar huzurlu kimi zamansa öldürücü bir derinlikteki mavi gözler. Boğuyordu sanki maviliğinde sarıyordu etrafımı buzdan kalesiyle. Çığlıklarım boğazıma diziliyordu.
"Babana sarılmayacak mısın?" Sınanıyorsun sakin ol herşey normalleşecek.
"Sanırım özlemedim" diyerek omuz silktim. Yüzü geriliyordu her sinirlendiğinde olduğu gibi.
"Liderini bu şekilde karşılamaman gerektiğini öğrenebilirsin sanmıştım geçtiğimiz dört asırda" ciddi miydi?
"Bu soyun lideri benim yokluğun koltuğun bana geçmesini sağladı ve sen şuan bu soyun liderinin koltuğunda oturarak hakaret ediyorsun." Zihnime girmeye çalışıyordu, demek ki onun gücüde zihinle ilgiliydi. Engelleyerek
"Bu nasıl saygısızlık!" Diye bağırdım. Herkes bana bakıyordu artık. Koltuk için bağırdım sanılmasın diye devamını getirdim.
"Soy liderinin zihnine girmeye çalışmanın cezası soydan atılmakken nasıl bukadar korkusuzca teşebbüs edebilirsin" masadan biri araya girerek
"Şimdiye kadar başımızda durmamışken nasıl liderimiz olduğunu söyleyebiliyorsun?" Babam olmasını Beklediğimin aksine sakindi.
"Kim demiş başınızda durmadığımı?" Adının Fred olduğunu hatırladığım çocuk cevaben
"Hepimiz" dedi.
"Şuana kadar sizi hiç bırakmadım. Tüm işleri Carlos üzerinden yaptım. Nasıl oldu da isyan çıkmadı sanıyorsunuz! Sizi tehlikeye atmamak için başınızda durmuyordum yoksa açık hedef olacaktınız! Adamlarımı etkisi altına alması ve lider olduğunu söylemesi üzerine topladım sizi." Yaptığım hiçbir şeyi açıkça yapmazdım, kimsenin minnetine ihtiyacım yoktu, babam gelmesiyle işime çomak sokmuştu. Bu mesele artık gurur değil soy meselesiydi.
"Lider yalan söylemez, ne diyorsa doğrudur. Liderimize karşı çıkacağın ölümü ellerimdedir." Bunu söyleyen Larry'di. Ondan şüphelenmekte haklı sebeplerim varken şuan bunu demesini garipsemiştim. Oyun oynamadığından emin olmak adına zihnini kontrol ettim. Temizdi.
"Oylama istiyorum" diyen Fred'e cevap sevgili babam Gaile Sanz'dan gelmişti.
"Liderlik için değil kızım için buradayım"
Sözleri herkeste şok etkisi bırakırken ceketinin önünü tutarak saygılı bir şekilde koltuktan kalktı.
"Saygısızlığım için özür dilerim affedilme talep ediyorum hem yerinize oturduğum için hem de güçlerime sahip çıkamayıp zihninize girmeye çalıştığım için." Adamlarımdan bahsetmemişti. Ortam iyice gerilmişti, neler oluyordu böyle yüzyıllardır öldüğünü sandığım babam bir anda karşıma çıkıyor ardından en sadık adamımı etkisi altına alıyor, makamıma göz dikmesine rağmen hemen vaz geçiyor. Bunlarda yetmezmiş gibi benden af dileniyor. Hemde sanki hiç yanımdan ayrılmamış ya da beni öldüren o değilmiş gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cam Ruh
FantasyAteşten koruyan tek kalkanım aşkımdı o da beni iftiraya kurban bırakan saçlarım gibi benimle birlikte tutuştu. Göz yaşlarına şahit etti tıpkı hayallerimizi yerle bir ettiği gibi. Koruyabildiğim tek hayalim sevdiğim adamın gözlerine bakarak ölmek old...