Önceki bölümden hatırlatma:
"Olası bir savaş mı var?"
"Ced anlatsa daha iyi olur" başımı Ced' e doğru çevirdim.
"Hill soyu çok sıkıntı olmaya başladı savaşmaktan ziyade göz dağı vermeyi planlıyorduk tabi seninde fikrin önemli eksik bıraktığım kısımları tek kapatabilen sensin" başımı olumlu anlamda salladım. Hill soyunu Arthur'un babası yönetiyordu gelecekte Arthur'a koltuğunu bırakabilmesi için eğitim görmesi gerekiyordu bunu da Grace aracılığıyla sağlıyordu.
"Bende geliyorum"
●●●
Planı hazırlamak için soyumuzun genelinin yaşadığı dağlık arazi üzerine kurulmuş kamp tarzı yere gittik. Bizi gören çocukların bir kısmı korkup kaçarken bir kısmıysa yanımıza gelmeye çalışıyordu ki buna anneleri izin vermiyordu. Bizden ya da benden korkuyorlardı. Gereksizdi onlar için herşeyi göze almışken can yakıcıydı. Bu duygu artık o kadar tanıdık geliyordu ki, tüm yaşamım boyunca sürekli tattığım bir histi: kalp kırıklığı. Ne zaman iyilik yapmaya kalksam ya da yapsam bu başıma geliyordu. Herkes nankördü, anlayışsız budalalar. Sinirle kaşlarım çatıldığında Ced koluyla dürtüp
"Ne oldu?" Diye sordu.
"Bir şey yok."
"Neden kaşlarını çattın?"
"Herkes çok nankör" anlayışla başını sallayıp
"İşimizi halledip burdan toz olalım" gülmemin ardından başımla onayladım. Tek istediğim Ced'le zaman geçirmekti.
Büyük ahşaptan yapılma ev tipi yere girdiğimiz de sıcak hava dört bir yanımı sardı. Kapıdan giren soğuk hava sıcaklığı ılıtsa da kapıyı kapadığımız için kısa sürede eski yakıcılığını kazanmıştı. Geniş bir odaya girdiğimizde odanın ortasında sadece büyük bir masa vardı onun üstü ise kağıtlarla kaplıydı. Masayı çevreleyip konuya giriş yaptık. Ted harita üzerinde bir nokta göstererek
"Bu bölgede sığınma alanları var, olası bir tehdit için bu bölgede yer altı merkezi kurduk." Bunu söylerken o bölgeye çok yakın bir konuma parmağını basmıştı.
"Her şey düşünüldü mü?"
"Evet"
"Ozaman sıkıntı ne?"
"Arthur"
"Anlat"
"Arthur beklediğimizden daha erken başa geçmek istiyor"
"Bu bizim için daha iyi değil mi?"
"İlk bakışta öyle gözükse de Arthur babasından daha güçlü"
"Sadece göz dağı verecektik ve olası bir savaştan bahsettiğimizi sanıyorum, öyleyse neden bu korku?" Ted başını eydiğinde bir sorun olduğunu anladım.
"Nedir sakladığınız?"
"Leah bu savaş senin başımıza geçme ihtimalin olduğundan beri var çok yeni bir şey Arthur sana olan düşmanlığı için başa geçip sana yani bize savaş açma fikrinde" bu iş git gide uzuyordu. Mesele sadece bana olan düşmanlığı iken sorun yoktu ama bunca insanı savaşa sürüklemesi sessiz kalınabilecek bir konu değil.
"Bu iş fazla uzadı"
"Gerçekleri söylemelisin Leah"
"Yapamam Ced, Carolina'yı hedef yapamam"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cam Ruh
FantasyAteşten koruyan tek kalkanım aşkımdı o da beni iftiraya kurban bırakan saçlarım gibi benimle birlikte tutuştu. Göz yaşlarına şahit etti tıpkı hayallerimizi yerle bir ettiği gibi. Koruyabildiğim tek hayalim sevdiğim adamın gözlerine bakarak ölmek old...