Önceki bölümden hatırlatma :
Ana eve girdiğimde büyük masanın etrafında Ced Ted ve Fred vardı. Direk konuya dalarak
"Savaş çıkmayacak" dedim
"Nasıl hallettin" bunu soran Ted'di
"Grace ile anlaşma yaptım." Özetle kurtulamayacağımı bildiğim için mümkün olduğunca kısa tutarak planı ve anlaşmayı anlattım. Artık geriye kalan tek şey uygulamaktı.
●●●
Büyücülerle görüştüğümüzde babama yaptıkları hücrenin aynısını yapmalarını istedim. Ne kadar zor olduğunu ve her büyü için bir kefaret gerektiğini biliyordum. Soğuyan vücudumun sebebi aklıma gelen düşüncelerdi. Bir hücre için bile bukadar bedel gerekiyorsa ölümsüzlüğümün karşılığında ne ödenmişti? Hem kim başkasının ölümsüzlüğü için uğraşırdı, uğraşsa bile kimin becerisi ve gücü yeterdi? Aslında Peter'a ulaştıra bilecek tek cevaplar bunlardı. Yıllarımı harcasam bile bulamadığım cevaplar.
Aynanın karşısına geçtiğimde uzun süredir kendime bakmadığımı farkettim. Düz platin sarısı saçlarım dağınık, buz mavisi gözlerim herzaman ki gibi boş bakıyordu. Yeni yıkadığım yüzüme hafif bir makyaj yaptım. Uzun süredir yapmamıştım, hayatımdaki en büyük farklılığım buydu işte sahte bir görüntü.
Odadan çıkmamla Ced ile çarpışmam bir oldu.
"Ne işin var burada?"
"Liderimiz olduğunu açıkça belirtmenin şerefine bu akşam bir kutlama düzenleniyor seni kimse kapmadan eşim olmaya ikna etmeye geldim"
"İkna oldum bile" yüzünde beliren gülümseme aklıma kahkahasının nasıl olabileceğini getirdi, sesini duyabilmeyi istediğimi farkettiğimde başka bir şey daha idrak ettim. Düşüncelerimiz hala bağlıydı ve düşündüklerimi duymuştu.
"Ced"
"Önemi yok Leah bununla yaşamayı öğrendim"
"Büyü ile bundan kurtulabileceğini biliyorsun"
"Masumların hayatları karşılığında bir ses istemiyorum" haklıydı. Boynuna sarılıp
"Seni sadece benim duyabilmemi seviyorum. Beni özel hissettiriyor" o da sarılarak
"Sadece seninle konuşabilmeyi, zihnine girmemi sağlamanı ve en ufak düşünceleri bile paylaşıp gizli hiçbir şeyin kalmamasını seviyorum" Ced'i seviyordum hemde herkesten çok. İçtenliğiydi onu sevmemin sebebi, dürüstlüğü. Bazen düşünüyorum konuşabilseydi de böyle olur muydu diye sonra cevabımı hiç vakit kaybetmeden veriyorum evet olurdu.
"Kırmızı giy"
"Siz nasıl isterseniz efendim" diyerek selam duruşuna geçtim.
"Kıyafetin var mı?"
"Hallederim sorun değil"
"Seninle gelmemi ister misin?"
"Hayır giyeceğim elbiseyi sadece akşam görmeni istiyorum"
"Güzel bişeyler seçsen iyi edersin güzel olmazsan yanımda tutmam"
"Demek öyle ben gidiyorum başka eş bulucam" giderken kolumdan tuttu
"Saçmalama seni kimseyle paylaşmam hele hele Sanz soyuyla"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cam Ruh
FantasyAteşten koruyan tek kalkanım aşkımdı o da beni iftiraya kurban bırakan saçlarım gibi benimle birlikte tutuştu. Göz yaşlarına şahit etti tıpkı hayallerimizi yerle bir ettiği gibi. Koruyabildiğim tek hayalim sevdiğim adamın gözlerine bakarak ölmek old...