•16•

14.4K 903 286
                                    


Her neyse size iyi okumalar💜 öpüyüyorum hepinizini💜

"Hala bir isim düşünmedik."

"Aslında ben düşündüm ve bunu sana söylemeyeceğim." Şaşkınlıkla Jungkook a döndüğümde o, direksiyonu çevirerek okulun sokağına giriyordu.

"Ne demek söylemeyeceksin? Onu annesi benim farkındaysan." Beni takmayarak güldü.

"Sürpriz. Daha sonra söyleyeceğim. O zamana kadar sen de düşün ve en beğendiğimizi koyalım." Mantıklıydı. Bir süre düşündükten sonra onu onayladım.

Geri kalan yolculuğumuza sessizlik içinde devam ederken Jungkook un telefonunun mesaj sesi sessizliği bozmuştu. Gelen mesaja bakmak için elimi telefona uzattığım an Jungkook, benden önce davranarak telefonu aldı ve mesaja bakmadan cebine attı. Bu yaptığı kaşlarımı çatmama sebep olurken beynimdeki düşünceleri savmaya çalışıyordum.

"Sekreterimdendir." Boğazını temizleyerek konuştuğunda, sesinde garip bir tını vardı. Yalan söylüyordu. Sekreteri Jungkook a asla mesaj atmazdı, eğer bir şey olursa arardı.

"Sekreterin sana mesaj atmaz Jungkook. Bir şeyler mi saklıyorsun?" Derin bir nefes aldıktan sonra diliyle dudaklarını ıslattı.

O, bir şey söylemedikçe benim sinirlerim daha da geriliyordu. Geçen günkü kavgamızda bana güven demişti. Ve şimdi benden telefonuna gelen mesajı gizliyordu. O böyle yaparken ben ona nasıl güvenebilirdim ki?

"Bir şeyler saklamıyorum."

"Öyleyse telefonunu ver, gelen mesaja bakacağım." Aklıma gelen tek şey, mesajın fotoğraflardaki Min Ji denen kızla bir ilgisi olduğuydu. Ama öyle olmaması için içimden dua ediyordum.

"Geldik." Dediklerimi umursamıyordu bile. Gözlerimin dolmasıyla ağlamamak için burnumu çektim.

Bana olan sevgisinden şüphem yoktu ama, benden bir şeyler gizlemesi sanki evli değil de sadece basit bir arkadaşmışız gibi hissetmeme sebep oluyordu. Ve bu fazlasıyla canımı yakıyordu.

"Önemli bir şey değil. Akşam evde konuşalım."

"Önemli bir şey değilse bana gösterebilirsin o zaman." Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Sinirlenmiş gözüküyordu. Ama Ne kadar sinirlenirse sinirlensin benim kadar olamazdı.

"Ben artık senin sürekli benden bir şeyler gizlemenden sıkıldım. Evli değilmişiz gibi davranıyorsun ve bunun benim canımı ne kadar çok acıttığından haberin yok!" Akan gözyaşlarımı silip yüzüne baktım.

"Bizim evli olduğumuzu ne zaman hatırlayacaksın gerçekten merak ediyorum. Aramızda gizli saklı şeyler olmamalı." Uzanıp elimi tuttu. Ben geri çekmek istesemde bırakmadı. Bu sefer elimi tutup iki güzel söz söyleyerek kendini affettiremeyecek. Bende bunlara yumuşamayacaktım. O mesajı benden saklamasının bir nedeni olmalıydı. Yoksa neden saklasın.

"Her şeyi neden bu kadar merak ediyorsun?" Bu söylediği benim çileden çıkmam için yeterde artar bile. Beni yatıştırmak yerine daha da sinirlenmeme sebep oluyordu.

Bir hışımla tuttuğu elimi çektim.

"Çünkü ben senin eşinim! Bana anlatmak zorundasın." En sonunda sesimi yükselttiğimde etrafta kimsenin olmamasına sevinmiştim. Öğrenciler derse girmişti ve bende geç kalmıştım ama umurumda değildi.

"Byul-" kendime engel olamayarak sözünü kestim.

"B-beni aldatıyor musun? O Min Ji denen kadından mıydı mesaj?" Sözler ağzımdan çıkar çıkmaz pişman olmuştum. Buna Jungkook un delici bakışları da katkı sağlamıştı.

Our Baby ❥ 𝓙𝓙𝓚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin