İyi okumalar 💜"Randevuya geç kaldığımızın farkında mısın acaba abla" göz devirerek saçlarını düzeltmeye devam etti canım(!) ablam.
Son günlerde hatta haftalarda midem kötüydü. İlk başlarda basit bir üşütme olduğunu düşünsem de öyle olmadığı kesindi. Az yememe rağmen kilo bile almıştım. Annem bir sorun olduğunu düşünerek ablamla bizi doktora göndermişti ama, ablam yüzünden daha evden bile çıkamamıştık.
"Tamam,artık gidebiliriz." Diyip kapıdan çıktığında şükretmiştim.
"Byul, sana bir şey söyleyeceğim ama hemen kızmak yok." Otobüs durağına doğru yürürken konuştuğunda dehşetle ona döndüm. Umarım düşündüğüm şey değildir.
"Yine benim iç çamaşırlarımı giydiğini söyleme." Yüzünü buruşturup başını olumsuz anlamda sallayınca daha da merak etmiştim. Benim bu konudan başka kızacağım ne olabilirdi ki?
"Bu sefer öyle bir şey değil.'' Devam etmesi için konuşmadım.
Derin bir nefes aldı.
"Bana kalırsa sen hamilesin kardeşim." Bir süre yüzüne baktım ve kahkaha atmaya başladım. Cidden ne saçmalıyordu?
"Saçmalama. Bu imkansız ben daha önce... Siktir!" Kahkahalarımın arasından konuştuğumda gülüşüm bir anda soldu ve aklıma dank eden şeyle konuşmam bölündüğünde dehşetle ablama döndüm. Sanki aklıma gelen şeyi anlamış gibi başını sallamıştı.
O gece...olmuş olabilir miydi?
"Uyandığında çocuğun yatağında olduğunu söylemedin mi? Sarhoştunuz ve korunup korunmadığınızı da bilmiyorsun. Üstelik bu çocuk ilk birlikteliğin. Daha fazla açıklamamı ister misin?"
Gerçekten şoka girmiştim. Hamile miydim? Daha neler. Sabah uyandığımda bana aramızda öyle bir birliktelik olmadığını söylemişti.
Gözümün önüne o geceki halimiz gelirken sokağın ortasında durdum ve gözlerimi sıkı sıkı yumdum.
Eğer hamileysem ne yapacaktım? Lanet olsun!
Yaklaşık bir saat sonra hastaneye vardığımızda sırada bekleyen kimse olmadığı için doktor ilk bizi almıştı.
Yattığım yerde doktor karnımda ultrason cihazını gezdirirken ne kadar stresli olduğumu size anlatamam. Doktorun ağzından çıkacak 'hamile değilsiniz' cümlesini bekliyordum resmen. Ancak o zaman rahatlayacaktım.
"Korkulacak bir şey yok." Doktor gülümseyerek bize döndüğünde derin bir nefes alarak karnımdaki jeli silmeye başladım.
Hamile değildim.
"Anne de bebekte iyi." Derin bir nefes aldım demiştim ya hani, unutun onu. Çünkü nefesim ciğerlerime ulaşamadan boğazımda kaldı.
Tam anlamıyla sıçmıştım.
"Bebek mi? Emin misiniz?" Kafamı yan taraftaki monitöre uzatarak devam ettim konuşmama. "Ben orada hiçbir şey göremiyorum çünkü. Yanlış bakmadığınıza emin misiniz?" Doktor olumsuz anlamda başını sallayarak gülümsedi.
"Henüz çok küçük. 4 haftalık daha." Bana verdiği ultrason fotoğrafındaki küçücük,fasulye tanesi kadar minik olan şeyi gösterdi. Ah, neden gözlerim doldu ki?
Ağlamamalısın Byul, o senin bebeğin.Doktorun odadan çıktığını farkedemeyecek kadar uzun bir süre fotoğrafa baktım.
Gözümden akan bir damla yaşı silerek, kafamda binbir düşünceyle birlikte bende odadan çıktım.
•••
Bugün olanlar bana gerçekten bir rüyaymış gibi geliyordu. Hala uyanmayı ya da birinin beni sarsarak uyandırıp 'kabus görüyorsun' demesini bekliyordum.
Ama kimse demiyordu.Hastaneden geldiğimizden beri ablamla hiç konuşmamıştım. Konuşacak halim de yoktu zaten. Anneme bile söylememiştim. Hoş, nasıl söylemeyi düşünüyorsam. Karşısına çıkıp "kızın hamile, torunun olacak" dersem kalpten giderdi büyük ihtimal.
En büyük sorun onu bulmaktı. Nasıl bulacaktım? Adının sadece Jungkook olduğunu bildiğim onu nasıl bulacaktım? Bulduğumda ne diyeceğim? "Hamileyim benimle evlenmek zorundasın" mı diyeceğim?
Yüzümü yastıkla kapatıp hıçkırarak ağlamaya başladığımda odaya ablam girdi ve yüzümdeki yastığı aldı.
"Kendi kendini boğamazsın, biliyorsun değil mi?" Cidden şuan ağlıyor olmasaydım kesinlikle buna göz devirirdim.
"Doktordan döndükten sonra yalnız kalmana izin verdim ama fazla oldu. Geldiğimizden beri hiçbir şey yemedin. Üstelik saat gece yarısı oldu. Belki yemek istemiyor olabilirsin ama karnındaki bebeğini düşün Byul." Ablamın sözleriyle yataktan yavaşça kalktım. Haklıydı. Bundan sonra artık bebeğim için yaşayacaktım. Onu bulsam da bulamasam da...
Anne olacaktım ama kendimi buna hiç hazır hissetmiyordum. Üstesinden gelecebilecek miyim?
"Abla ben kendimi hazır hissetmiyorum. Ya ben...ben iyi bir anne olamazsam?" Söylediklerimden sonra ablam şefkatle bana sarıldı ve bir kez daha ağlamaya başladım.
"Bunu söyleyeme dilim varmıyor ama...henüz geç değil." Ne dediğini anlamazca ona baktığımda devam etti.
"Bebeği aldırmak ister misin?" Bu benim aklıma hiç gelmemişti, ki gelmesi mümkün bile değil. Bu benim isteyeceğim son şey bile olamazdı. Kendi bebeğimi göz göre göre canından edemezdim. Benim bebeğimdi o."Saçmalama! Asla, asla öyle bir şey yapmam. Yapamam."
"O kadar ağladın ki bunu düşündüğünü sanmıştım. Sevindim biliyor musun? Teyze olmak istiyorum çünkü." Dediği şeye güldüm. Cidden ablam olmasa ne yapardım acaba?
"Anneme nasıl söyleyeceğiz?" Daha yeni aklına gelmişcesine sorduğu soruya göz devirdim. Annem illa ki öğrenecekti. Ama benim aklımda olan sadece onu bulmaktı. Babasız büyümenin ne demek olduğunu biliyorum ben. Ve kendi bebeğimin de babasız büyümesine izin vermeyeceğim.
"Annem her türlü öğrenecek ama onu bulmadan söyleyemeyiz. Aklımda sadece onu nasıl bulacağım var." Omuzlarımı düşürüp yatağa oturduğumda ablam bir kez daha bana sarıldı.
"Ben inanıyorum Byul. O adamı da bulacağız." Umarım.
Selammm! Umarım beğenerek okursunuz çünkü benim çok büyük bir hevesle yazmaya başladığım bir kurgu oldu ❤️ desteklerinizi bekliyorum 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Baby ❥ 𝓙𝓙𝓚
Fanfiction"𝑩𝒊𝒓 𝒃𝒂𝒃𝒂𝒏ı𝒏 ç𝒐𝒄𝒖ğ𝒖𝒏𝒂 𝒗𝒆𝒓𝒆𝒄𝒆ğ𝒊 𝒆𝒏 𝒈𝒖̈𝒛𝒆𝒍 𝒉𝒆𝒅𝒊𝒚𝒆, 𝒂𝒏𝒏𝒆𝒔𝒊𝒏𝒊 𝒔𝒆𝒗𝒎𝒆𝒌𝒕𝒊𝒓. 𝑽𝒆 𝒃𝒆𝒏 𝒔𝒆𝒏𝒊 ç𝒐𝒌 𝒔𝒆𝒗𝒊𝒚𝒐𝒓𝒖𝒎." •Tüm Hakları Saklıdır