İyi okumalar ve iyi geceler ve 😘 💜Byul'dan 🧚🏻♀️
"Yalnız mı yaşıyorsun?" Diye soran Jungkook a kahveleri hazırlarken başımı sallayarak cevap verdim.
Dışarıdaki konuşmamızdan sonra onu kahve içmek için içeri davet etmiştim.
Söylediklerinden sonra belki onu çok çabuk affetmiş olabilirdim ama başka çarem yoktu. Bebeğim için onunla evlenmek zorundaydım. Başlarda ona tek başıma bakabileceğimi düşünsemde daha sonra çok yanlış düşündüğümü anlamıştım. Bir öğretmen maaşıyla ne kadar idare edebilirdim ki? Üstelik annem benimle görüşmek bile istemiyordu. Bu da demek oluyordu ki annem bana maddi yardım da yapmayacaktı. Aldığım maaş ancak bana yetiyordu çünkü. Bebeğin daha maması, eşyaları, bebek bezi vardı. İki gün önce markette reyonların arasından geçerken bebek bezlerinin fiyatlarını görmüştüm. Onlara verilen parayla rahat bir günümü geçirirdim.
Bebeğime daha iyi bir gelecek ve daha iyi şartlar sunmak için onunla evlenmek zorundaydım. Her şey bebeğim içindi.
Önüne koyduğum kahveyi yudumlarken "Annenler?"dedi sorarcasına. Bende karşısına oturdum.
"Annemler başka bir şehirde. Ben burada bir lisede sözleşmeli olarak İngilizce öğretmenliği yapıyorum. Zaten annem beni istemiyor." Sondaki cümlemi kısık sesle söylemiştim o yüzden duyduğunu pek sanmıyordum. Ya da duydu ama sormak istemedi. Bilmiyorum. Ama benim için sormaması en iyisiydi. Sorsaydı ne diyecektim ki? 'Annem evlenmeden hamile kaldığım ve bebeğin babasını sorduğunda, sen bebeği istemediğin için 'bilmiyorum' dediğimden bana sürtük gözüyle bakıyor bu yüzden benimle görüşmek istemiyor' mu diyecektim? Sanırım evet.
"Olmaz." Diye mırıldandı bir anda. Ne olmaz? Bunu sormak için ağzımı açmıştım ki o konuştu.
"Artık tek başına kalamazsın. Hemen yarın bana taşınıyorsun." Dedikleriyle ağzım şokla açılmıştı. Ne demek bana taşınıyorsun? Evlenmeden aynı evde mi yaşayacağız bir de?
"Daha evlenmedik,olmaz." Dedim itiraz ederek. Tabi daha sonra saçmaladığımın farkına varmam kısa sürmüştü. Ama o benim aklıma getirdiğim şeyi çoktan söylemişti.
"Ne demek olmaz, Byul? Evlenmeden çocuk yaptık farkında mısın? Aynı evde yaşamamızın nesi olmaz?" Haklıydı. Ama bendeki jeton biraz yavaş düşmüştü. Yine kendini rezil ettin Byul. Aferin!
"Haklısın. Peki senin ailenin haberi var mı? Yani sonuçta ani bir şekilde evlenmeye karar veriyorsun. Eminim merak edeceklerdir sebebini." Biraz durdu. Kahvesinden bir yudum aldı ve fincanı masaya bıraktı.
"Onlara olayı anlatırsam hoş karşılayacaklardır. Kim istemez ki bir torunu olmasını?" Annem istemez.
"Bana karşı hala güvensiz olduğunu hissedebiliyorum Byul. Haklısın da. Her ne kadar beni affettiğini söylesen de ben kendimi affedemiyorum söylediklerimden hala çok pişmanım. Evlenene kadar aklımın sende kalmasını istemiyorum. Ya bir şeye ihtiyacın olursa ya da sancın olursa. Bunlar hamilelikte olan şeyler ne de olsa. Bu yüzden yanında olmama izin ver. En azından sizin için bunu yapabileyim. Hm?" Dedi benden onay istercesine.
Onunla gitmek zorundaydım. Çünkü yakında evden de kovulacaktım. Demiştim ya, 'aldığım maaş ancak kendime yetiyor' diye. Yaklaşık üç aylık kirayı vermemiştim ve ev sahibi teyze her sabah kapıma dayanıyordu. Ama biriktirdiğim bir miktar param vardı ve borcumu onunla ödeyebilirdim.
Sözleşmeli öğretmen olmama rağmen diğer kadrolu öğretmenlerden daha çok derse giriyordum ama onlardan daha az maaş alıyordum. Where is the adalet?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Baby ❥ 𝓙𝓙𝓚
Fanfic"𝑩𝒊𝒓 𝒃𝒂𝒃𝒂𝒏ı𝒏 ç𝒐𝒄𝒖ğ𝒖𝒏𝒂 𝒗𝒆𝒓𝒆𝒄𝒆ğ𝒊 𝒆𝒏 𝒈𝒖̈𝒛𝒆𝒍 𝒉𝒆𝒅𝒊𝒚𝒆, 𝒂𝒏𝒏𝒆𝒔𝒊𝒏𝒊 𝒔𝒆𝒗𝒎𝒆𝒌𝒕𝒊𝒓. 𝑽𝒆 𝒃𝒆𝒏 𝒔𝒆𝒏𝒊 ç𝒐𝒌 𝒔𝒆𝒗𝒊𝒚𝒐𝒓𝒖𝒎." •Tüm Hakları Saklıdır