50.BÖLÜM

544 40 3
                                    

"Bu kalp senin..."

-"Seni seviyorum, Deniz çünkü karanlık gökyüzümü aydınlatan yıldızlardan hiçbir farkın yok!" kulaklarının duyduğu cümle kalp atışlarının hızlanmasına sebep olduğunda istemsizce gözlerini kapatan genç kız, yanaklarında hissettiği ıslaklıkla ağladığını fark etti. İnsan sadece üzgün olduğu için ağlamazdı, bunu biliyordu genç kız ama hayatı boyunca ilk defa mutluluktan ağlıyordu. Ve bu his aşktan sonra hissettiği en güzel duyguydu. Mavi gözlerini yavaşça açtıktan sonra arasında olduğu kollardan çıkmadan kendisinden sabırsız bir şekilde cevap beklediğini tahmin ettiği genç adama döndü. Yıldızların esir aldığı odada etkisini yitirmeyen parlak mavi gözlerle karşılaşan Deniz, Demir ne yaparsa yapsın sevmekten vazgeçmeyen kalbinin bu mavilerin esiri olduğunu hatırlattı kendisine... Bir taraf diğer taraftan her zaman daha fazla severdi. Ve bu hikayede daha fazla seven taraf kendisiydi. Son nefesine kadar da böyle kalmaya razıydı. Duyguları karşılıksız kalmasın yeterdi. 

-"Sana inanmak istiyorum ama korkuyorum, Demir... Ben sana duyduğum sevgiyle ayakta kalmayı başardım yıllarca. Bir gün beni seveceğini ümit ederek kapadım gözlerimi o güne. Şimdi karşıma geçmiş bana senden duymak için can attığım o cümleyi söylüyorsun. Ve bunun kesinliğinden emin olamadığım için korkuyorum."

-"O, gittikten sonra etrafıma hiçbir kızın görmediği ama her daim hissettiği bir duvar ördüm. Ben o duvarın yıkılmaz olduğuna inanıyordum ki kimsenin sarsamadığı o duvarı sen yıktın. Ve ben o duvarın altında kaldım. Eskisi gibi sapasağlam bir şekilde ayağa kalkabilmem için bana inanmana ihtiyacım var, Deniz. Benim sana ihtiyacım var... Günlerdir, seninle geçirdiğimiz günleri düşünüyorum. Çok iyi bir erkek arkadaş olmadığımı fark ettim. Hatta bu konuda son derece berbatım ama buna rağmen beni sevmeye devam ettin. Bu yüzden, umudumu kaybetmeye niyetim yok! İstersen birkaç gün, birkaç ay, birkaç yıl daha süründür beni. Senin beni beklediğin gibi bekleyeceğim seni. Kafanı nereye çevirirsen çevir umut dolu gözlerle sana bakan beni göreceksin. Pes ettiğinde ise şimdi olduğu gibi kollarımın arasına alıp son nefesime kadar da bırakmayacağım seni çünkü beni biliyorsun. Ben sevdim mi tam severim." dedikten sonra soluklanmak için susan Demir, sulanan mavi gözlerle kurduğu teması kesmeden genç kızın sağ elini sol eline hapsedip tam kalbinin üstüne yerleştirdi. "Elinin altında deli gibi atan bu kalp senindir, Deniz ILGAZ. Onu nasıl kullanacağın sana kalmış." dediği an kendisine sarılan narin kollar kendileri için güzel günlerin başladığının sinyallerini veriyordu.

XXXXXXXXXXXXXXXX

BİR GÜN SONRA

-"Deniz... Deniz... Uyan artık!" diyen sesle birlikte kendisini sarsan kollarla gözlerini açan genç kız, kendisine dikkatli bir şekilde bakan yeşil gözlerle göz göze geldiğinde isyan edercesine

-"Öykü, beni uyandırırken hiç mi vicdanın sızlamadı?" dedikten sonra yavaş bir şekilde yatağında doğruldu ve komodinin üstünde duran telefonunu eline alarak saate baktı. Uyanmasına daha bir saat vardı ve beş dakika daha uyumak için her şeyi yapmaya hazırdı. Ne yazık ki yatağının ucuna oturan arkadaşının buna izin vermeyeceğinden de fazlasıyla emindi.

-"Senin sevgilin beni sinir edip uyumama engel oldu. Bende kısasa kısas diye seni uyandırayım dedim."

-"Sevgilim mi?" derken elleriyle gözlerini ovuşturan Deniz, hala aklı yerine gelmemiş bir şekilde olanları anlamaya çalışıyordu. Arkadaşının kafa karışıklığını fark eden Öykü

-"Senin sevgilin, benim ağabeyim... Hatırladın mı?" dediğinde cevap olarak aldığı baş sallama Öykü'nün konuşmasına devam etmesi için yeterli olmuştu. "Yarın Kaan ile yıl dönümümüz ve beni evine davet etti. Ben 'Ne giysem?' diye düşünürken ağabeyim yanıma gelip 'Boşuna hazırlık yapma çünkü o eve gitmeyeceksin.' dedi. Bende sinirimden bütün gece uyuyamadım."

Geniş Zamanda SEN - TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin