24. BÖLÜM

640 46 0
                                    

"Hayat yanlış anlaşılmalara gebedir..."

Yağmur damlalarının arabasının ön camına hızlı bir şekilde yağmaya başlamasıyla silecekleri çalıştıran genç adam hızını düşürerek dikkatli bir şekilde yoluna devam etti. Kışın geç de olsa geldiğinin belirtisi olmuştu yağan yağmur. Kırmızı ışıkta durduğunda yağmura hazırlıksız olan insanların koşturarak karşıdan karşıya geçişlerini izlerken otobüs durağının önünde gördüğü tanıdık yüz ile sileceklerin yağmur damlalarından kurtarmaya çalıştığı cama doğru yaklaştırdı gözlerini. Burada olması imkansızdı. Okulunun yolu buraya tersti. Ve şuan kesinlikle voleybol antremanında olması gerekiyordu. Deniz antremanlarını asla kaçırmazdı. Gözlerini kapayıp açan genç adam az önce tanıdık gelen yüzün kendisine fazlasıyla yabancı olduğunu fark ettiğinde derin bir nefes alıp başını sağa sola salladı.

-"Deniz ile alakası bile yok." diye fısıldadıktan sonra kırmızıdan yeşile dönen trafik lambasıyla gaza yüklenmesi bir oldu. Az önceki dikkatini kaybetmişti adeta. Kampüsün kapısından içeri girip arabasını Batu'nun arabasının yanına park ettikten sonra durduran genç adam "Sana ne olduğunu bilmiyorum ama kendini toplasan iyi olur Demir. Durumun hiç iç açıcı değil." dedikten sonra yan koltuğa koyduğu montunu ve defterini aldığı gibi arabadan dışarı çıktı. Az önce hızlı bir şekilde yağan yağmurdan geriye kalan toprak kokusu genç adamın akciğerlerini doldururken arabanın kapılarını kitlediğinden emin olup arkasına döndüğü esnada burun buruna geldiği Eylül ile birkaç saniye hareketsiz kalsa da kendisine geldiği gibi bir adım geriledi.

-"Reflekslerin güçlüymüş. Durmasaydın yerdeydim." diyen Eylül'e

-"Seni yere düşürseydim tüm suç bende olmazdı sanırım. Birine bu kadar yakın durmak mantıklı değil." cevabını verdiğinde genç kızın kızaran yüzü tahmininin doğru olduğunu belirtiyordu adeta.

-"Haklısın aslında ama seninle konuşmak istiyordum."

-"Tabi konuşalım. Konu nedir?"

-"Okul çıkışı bir yerlere gidip konuşsak... Baş başa." diyen Eylül ile içinden 'Asla olmaz!' diye haykıran iç sesine hak veren genç adam karşısındaki kızı üzmeden başından savma planları yapıyordu.

-"Üzgünüm ama işlerim var."

-"Çok mu önemli? Erteleyemez misin?"

-"Benim için önemli. Gönlünü almam gereken biri var. Geç bile kaldım."

-"Gönlünü alman gereken kişi bir kız mı?"

-"Evet."

-"Sevgilin olduğunu bilmiyordum."

-"Sevgilim değil."

-"Ama senin için önemli biri."

-"Fazlasıyla!"

-"Umarım ne kadar şanslı olduğunu anlayacak kadar akıllı bir kızdır." dedikten sonra hızlı adımlarla yanından ayrılan genç kızın arkasından bakan Demir yüzüne yerleşen tebessümle fısıldadı.

-"Onun kadar akıllısıyla karşılaşmadım."

XXXXXXXXXXXXXXXX

Antremanın bittiğini belirten düdük sesiyle kızlar bir araya toplanırken Ömer Hocanın ağzından çıkacakları sabırsızlıkla bekliyorlardı.

-"Hepinizin bildiği gibi eğer finale kadar gidebilirsek önümüzde 10 maçımız var."

-"Gidebilirsek mi? Gerçekten mi?" diyen Sanem ile takımdan bir kaç kişi sessizce kıkırdarken Öykü omuzlarını dikleştirip

Geniş Zamanda SEN - TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin