Raign - When İt's All Over
Saklı Gece
1.Bölüm
ÇığlıkHazen, Biran.
Ruhsuz bakışlarım usulca pencereden dışarıya kaydı. Lacivertin göz alıcı tonunu kucaklayan gökyüzü, koynuna aldığı yıldızlarla dans ediyordu adeta bu gece. Her zamankinden daha ihtişamla parlıyordu bu gecenin kayıp çocukları.
Gökyüzünün ihtişamlı görüntüsüne daldığımda, dağılarak firar eden kırmızı ışık hüzmeleri parladı harelerimde. Bu büyüleyici manzara gözlerimi kamaştırırken, dudaklarımda küçük bir gülümseme belirdi.
Hafiften çiseleyen yağmur damlaları, dünyaya nefretini kusmaya hazırlanıyor gibiydi. Gökyüzünü hükmü altına alan kara bulutlar tüm kinini biriktirmiş, insanlığın günahlarını yıkamak adına yağacaktı üzerimize birazdan.
Sarayın görkemli penceresine yasladığım ellerimden birini usulca dışarıya uzattım. Avuç içimi açıp, küçük yağmur damlalarının tenimde süzülüşünü izledim. Gözlerim, bileğimde yarım ay şeklindeki doğum lekesine takıldı. Ne kadar leke diye adlandırılsada ben onu taşımayı seviyordum. Bana kendimi özel hissettiriyordu. Açık pencereden yayılan soğuk tenimi ısırırken gözlerimi göğe çıkardım. Gülümsedim. Buruk bir gülüsemeydi bu, çünkü çok yakında hiç tanımadığım ve aşık olmadığım bir adamla nişan törenim yapılacaktı. Babam, bu evliliğin Krallığımız için çok önemli ve kaçınılmaz olduğunu söylediği andan beri içimi saran mutsuzluk beni sonsuz bir karanlığa doğru çekiyordu.
Babam Kral Barlas ve annem Kraliçe Sofia, benim için aşağıda büyük bir tören düzenlemişlerdi. Annem, babam, davetliler hepsi aşağıda beni görmeyi beklerken, ben odama çekilmiş ve hüzünlü gözlerimi dışarıya dikmiştim. Beni en çok yaralayan şey sevdiğim adamı günlerdir göremiyor olmamdı. Beni unutmuş olduğunun düşüncesi kalbime kara bir sis gibi yayılırken, zihnimdeki kötü düşünceleri dağıtmak adına kafamı iki yana salladım. Birkaç kez daha baktım pencereden aşağıya belki gelmiştir diye ama yoktu.
Gelecekti. Biliyordum.
"Prenses İzabel?" Saatlerdir kapımı çalan kaçıncı hizmetliydi bilmiyordum artık. Her on dakikada bir başkası geliyor ve beni törene katılmam için ikna etmeye çalışıyordu. "Kraliçe Sofia törene katılmanızı bekliyor."
Cevap vermedim. Gözlerimi devirirken kendi kendime homurdanmakla yetinmiştim.
Üstümdeki korsenin verdiği rahatsızlıkla yüzümü buruşturdum. Küçük adımlarla ilerleyip aynanın karşısına geçtiğimde, bakışlarımı göğüs dekoltemden başlayarak, kabarık eteğimin ucuna kadar gezdirip kendini süzdüm. Parmaklarımı, saçıma taktığım küçük ama değerli taşlarla süslenmiş olan tokamın üzerinde gezdirdim. Siyah, uzun ve su dalgası şekline getirilmiş saçlarımı iki yanıma doğru bıraktığımda aynadaki yansımama küçük bir tebessüm bahşettim.
Çok güzel olmuştum bu gece.
Keşke o da görseydi beni böyle.
Yanaklarımdan bir damla gözyaşı süzüldüğünde elimin tersiyle sildim hemen. Prensesler ağlamazdı. Bana böyle öğretilmişti. Burnumu çekip çenemi dikleştirdim. Aşağı inecek ve aileme evlenmek istemediğimi söyleyecektim. Haftalardır bu cesareti bulamamıştım kendimde ve sürekli ertelemiştim. En sonunda aynadaki, kirpikleri nemli yansımamla başbaşa kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Gece
Teen FictionTanrı acıyı özenle dokudu. Ölümlü bedenlerin ölümsüz ruhlarına bıraktı acıdan kopan haykırışları. Alev alev yanan ruhların ağıdı yükseldi göğe. Kör bir kurşun zifiri gökyüzünü tam on ikiden vurdu. Gökyüzü parçalandı. Pinyata gibi dağılan...