Bölüm VII : Korkulu Rüya

33 15 18
                                    

Gözlerimi açtığımda annem yatağımın başında dikilip ellerini birleştirmiş ayağını hafifçe yere vurup duruyordu. Göz ucuyla anneme baktım ardından ayağa kalkıp "Anne Rüzgâr'ın yanındaydım. " dedim ve odamın içerisinde olan banyoma doğru yol aldım.

Yüzümü yıkayıp çıktığımda annem çoktan odamdan çıkmıştı. Derin bir oh çekip gardrobumun karşısına geçtim. Pembe şortumu sarı 'funny' yazılı t-short'ümü giydim. Sarı, üzerinde iki kalın beyaz çizgili uzun çoraplarımla siyah adidaslarımı giydim. Saçlarıma da hafif bir maşa yaptım.

Bugün Azra'yla buluşup Alışveriş Merkezinde dolaşıp kahve içecektik. Bilirsiniz kahveye bayılırım. Anneme söyleyip evden çıktım. Evden biraz uzaklaşmıştım ki telefonuma mesaj geldi. Mesaj Azra'dan gelmişti. Üşüttüğünü hastaneye gideceğini bu yüzden gelemeyeceğini ve çok özür dilediğini yazmıştı. İlk başta üzüldüm. Ama sonra gidip kahve mi içmek istediğim aklıma geldiği için yoluma devam ettim. Bu sırada da Azra'ya bir mesaj yazdım.

Gönderilen:AzrAşkım
Önemli değil Bitanem. Sen yeter ki iyi ol. Başka bi zamana iki kat gezip iki bardak kahve içip telafi edebilirsin😝 Neyse Bitanem çok geçmiş olsun bi an önce iyileşmeye bak😰

Alışveriş merkezine girip en üst kata çıktım. Starbucks'dan bi kahve alıp boş gördüğüm ilk masaya oturdum. Telefonumu elime alıp İnstagram'da dolaşmaya başladım. Yanlışlıkla İlayda'nın storysine girdim. Aha s**tım. Kendisi okula en gıcık olduğum insan tipidir. Bi görseniz var ya peşine erkek takmak için, dikkat çekmek için her b*ku yapar. K**ar.. Şimdi storysine baktığımı görürse g*tü kalkar. Hemen engelledim.

Kahvemi yudumlamaya devam ederken yanıma Burak oturdu. Her yerde beni buluyo bu çocuk da harbi gizemli he. Benden Ege'nin intikamını falan almak isteyip öldürmeye kalkmasın. HAYIR!😱

Her neyse.

"Selam" dedi. Hafifçe gülümseyip

"Selam" dedim.

"Nasılsın"

"İyi sen"

"İyi bende. Kahve alıp geliyorum kendime."

"Tamam" dedim. Kalkıp kendine kahve almaya gitti.

***

Yaklaşık 10 dakikadır masada boş boş Burak'ı bekliyordum. Ayrıca ikinci kahvemi bile içmeye başlamıştım. Kaçtı mı bu çocuk. Gerçi kaçmak istese hiç yanıma gelmezdi dimi. Aradan 2 dakika geçmişti ki sonunda geldi.

"Nerde kaldın ya. Bi an kaçtığını falan düşündüm." diyip hafif tebessüm ettim elinde bi poşet vardı. Meraklı gözlerle Burak'a bakmaya başladım.

"Markete gittim. Çok mu bekledin ya kusura bakma!" dedi ve sandalyesine oturdu. Kahvesini masaya bıraktı ve poşetten aldıklarını çıkarmaya başladı. Poşetten çıkanlara yüzümdeki gülümseme bi hayli arttı. En sevdiğim olan eti Karam yanında laviva, karamio, su, kutu kola evet tabiki de zero. Da Burak bunu nerden biliyo. Her neyse.

"Oo burada patlamış mısır var"

"Evet sinemaya gideriz diye düşündüm" dedi ve poşetten en son olarak iki tane sinema çıkarttı.

"E hadi saat geliyo" dedi ve aldıklarını poşete geri koydu kahvesini eline alıp göz kırptı. Bende eşyalarımı toplayıp kahvemi de elime alıp Burak'ın peşinden yürüdüm. Sinemanın bulunduğu bir üst kata gittik.

Biletimiz mısırımız ve içeceklerimiz olduğu ve saat de çok yaklaştığı için direk bilette yazan 2 numaralı salona girdik. Burası gerçekten baya bi karanlıktı. Merdivenlere geldiğimizi fark etmediğim için bi an tökezledim. Tam düşüyordum ki kendimi Burak'ın kollarının arasında buldum. Beni tutmuştu ve şuan gerçekten çok komik göründüğümden emindim. Neyse ki etraf karanlıktı ve salonda şansıma hiç kimse yoktu.

YALNIZLIĞIMIN EZGİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin