Hiçbir şey yapamıyordum.
Sadece, ona o kızla mutlu olmasını söylemiştim.
Mezuniyet partisindeydik.
İkimiz de mezun olacaktık. Ama bir şeyler yine bizi bir araya getirecekti.
Kaçamadığım tek kişi oydu.
Ama onun adına mutluydum.
Kendimi hırpaladığım ve sonunda mutlu ettiğim bir anın daha sonundaydık.
O içeride, güzeller güzeli sevgilisi ile dans ediyordu. Daha doğrusu,benim tahminim bu yöndeydi.
Bense, oturmuş onun hayalini kuruyordum.
Beni hiçbir zaman, o kız kadar özel bulmayacaktı. Aylin, onun hayatının aşkı gibiydi.
Bu belki de kabullenebildiğim tek gerçekti.
Sonra, Evren'i gördüm. Yanıma gelmişti.
Ah, o takım elbisesi ona ne kadar da yakışmıştı.
"Neden buradasın?" diye sorduğunda, ne diyeceğimi bilemedim.
Ne diyebilirdim ki?
Sana aşığım, mutlu olmanı istiyor olsam bile, o kızla gördüğümde canım yanıyor mu?
"İçeri geçelim, okul birincisi hakkında konuşmalar yapılacaktı ya." diye mırıldandım.
Kabul etti.
İçeri doğru yürüdük, aslında konuşmayı yapacak tek kişi bendim.
Sevgili değil.
Müdür, öğretmenler değil.
Sahneye doğru adımladığımda, içimden ne geliyorsa söylememi kendime tekrarladım.
"Merhaba, aslında heyecanlıyım. Imm, aklıma hâlâ nasıl başlasam diye düşünüyorum. Bu sene ki okul birincisi, benim en yakın arkadaşımdı. Etrafında, yüzlerce mükemmel kızın bulunduğu, mükemmel arkadaşım. Her seferinde ona yardım etmekten hiç çekinmedim, beni kardeş- kardeşi olarak görüyor. Ona annelik yapıyorum da denebilir." güldüm. Gözlerim dolmuştu ama umrumda değildi. Boğazımı temizleyip, konuşmaya devam ettim.
"Evren, nerede olduğun, kiminle olduğun, hiç umrumda olmadan, seni seviyorum. Başarılarının devamını dilerim." dedim ve sahneden inmeyi kendime hedef olarak edindim.
İndiğimde, kimsenin arkamdan gelmemesini umarak dışarı çıktım.
Bu siktiğimin konuşması, neden bana patlamıştı?
Neden sevgilisi yapmamıştı?
Arkamdan birinin geldiğini umursasam bile, hızla ilerlemeye devam ettim.
Sokağa çıktığımda, kolumdan tutulup çevirildiğimde Evren'in güzel yüzünü gördüm.
"Neden öyle söyledin?" diye sorduğunda, içimden kendi kendime tekrar ettim.
Sus, söyleme, her şeyi mahvetme, yıllardır içinde tuttun.
Sus.
Söyleme.
İçinde tut.
Patlama.
"Söyle." diye sinirle konuştuğunda, kolumu elinden çektim.
"Normal bir konuşmaydı, abartma." dedim sinirle ona bakarken.
Biz kavgalar ederdik, sonra barışırdık.
Biz Evren ve Elis'tik.
Hep affederdik.
Hiç bozulmayan, mükemmel bir arkadaşlığımız vardı.
İçinde onlarca sırrım olan bir arkadaşlıktı bu.
Ona söyleyebileceğim onlarca an varken, fırsatları teker teker kaçırmıştım.
"Elis, söyle!" diye bağırdığında, kendimi tutamamıştım.
"Seni seviyorum demek, oldu mu?" dediğimde, kendini başka bir şeye şartlamış gibi rahatlamıştı.
"Gel buraya, bende seni seviyorum." diye bana sarılmaya çalıştığında, kollarını ittirdim.
"Ben, senin sevdiğin gibi değil. Senin, o kızı sevdiğin gibi seviyorum. Bunu artık anla, tamam mı? Sürekli senin için, boşa hırpalanmaktan yoruldum." elleri havada, yüzüme şaşkın bir şekilde bakıyordu.
"Güzel şakaydı." dedi kendi kendine gülerken.
"Kendini istediğin şeye inandır Evren, ben seni seviyorum." dedim.
"Şaka mı bu?" dediğinde, bu sefer gülen bendim.
"Sen hâlâ şaka olduğunu mu düşünüyorsun?" diye sordum gözlerim dolu bir şekilde ona bakarken.
"Bir dakika ne?" dedi sesi titrerken.
"İşte en zoru da buydu, sen hiç birine ihanet etmiş gibi yaşamaya çalıştın mı?" diye sordum ona yaklaşırken. "Hiç kendini içten içe öldürürken, güldün mü?" diye sordum.
Karşımda öylece,şok olmuş gibi yüzüme bakıyordu.
"Ben, utanılacak bir şey yapmadım. Seni sevdiğim için utanmıyorum. En başından beri, birbirimizi kardeş gibi gördük diye zırvalayıp durdun. Biz, kardeş değildik. Dünya ve sen kardeştin tamam. Ama ben hep yanında oldum, hep arkanı kolladım diye kardeşin olmadım senin. Sana kardeşim diyemedim. Sen hep, bastıra bastıra söyledin yine de ağzımı açmadım. Ne değişti şimdi? Burada benim hiçbir suçum yok. Gittim senin kızlarla aranı yaptım. Dila ile aranı bile ben yaptım. Şimdi Aylin'le berabersin, onunla aranı da ben yaptım. Neden beni hiçe saydın? Gözünün önünde eriyip bittim. Etrafında ki mükemmel kızlardan bana sıra gelmedi değil mi?" diye sordum. Suratıma hâlâ aptal gibi bakıyordu.
"Ben hani sana yazmıştım ya,hani sen şimdi, mükemmel kızlarla takılıyorsun ya, ben o mükemmel kızlardan biri olmak için, her şeyi feda ederdim Evren. Hani söylemiştim ya. Keşke beni hiç tanımasaydın. Keşke, o kızlarla tanıştığın gibi tanışsaydık. O zaman aşkımın bir suç olduğunu düşünmezdin belki de Aylin'in yerinde olurdum ha?" diye sordum.
"Her neyse boşver, sen git ve sevgilinle dans et. Ben de her zaman yaptığım gibi, gider ve ağlarım." dedim ona sırtımı dönüp içeri girdikten sonra çantamı alıp dışarı çıktığımda, o, hâlâ oradaydı.
"Elis,dur konuşalım."
Onu dinlemedim.
Telefonum ve kulaklığımı çıkartıp, bir şarkı açtım.
Yol boyunca içten içe ağladım.
*İşte sana bu yüzden kızıyorum amk kızı, bir kere bile Evren'i dinlemiyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kalp kırığı|texting
Kurzgeschichten→tamamlandı Anonim: Hani sen şimdi, mükemmel kızlarla takılıyorsun ya Anonim: Ben o mükemmel kızlardan biri olmak için, her şeyi feda ederdim Evren