Ağlamaktan yüzüm şişmiş, dahası sinirle odamı yerle bir etmiştim.
Duvarın köşesine sinmiş bir şekilde, hıçkırıklarımın dinmesini bekliyordum.
Her nefes alışığımda, boğazıma tıkanıp kalan yumru bir türlü gidecek gibi değildi.
Derin bir nefes almaya çalıştığımda, kapı açılmış ve Evren içeriye girmişti.
Gözlerimi kapatıp, ağlamaktan hayal görmeye başlayacağım sırada, beni saran kollarını etrafımda hissettim.
"Söz veriyorum, yanında duracağım." dedi ve saçlarıma bir öpücük kondurdu. Kollarım yavaşça onun omuzlarına dolanırken, öylece yerde bana sarılmasının verdiği huzuru hissediyordum.
"Geçti, hadi gel yüzünü yıkayalım." dedi ve beni elimden tutup kaldırdı.
Yürüyecek halimin bile olmadığının farkında olduğundan, beni belimden tutmuş, taşımaya çalışıyordu.
Odamda ki lavaboya girdiğimizde, ben zar zor da olsa, tezgaha tutundum ve kendime baktım.
Ağlamaktan yüzüm kıpkırmızı olmuş, gözlerimin rengi kıpkırmızıydı, burnum, boynum, neredeyse her yerim kırmızıydı.
Evren arka dolaptan bir havlu çıkartıp, yanımda gelmişti.
Suyu açıp, avcuna doldurduğu kadarıyla yüzüme çarptığında, ayakta durmakta ciddi anlamda güçlük çekiyordum.
Havluyla yüzümü kuruladıktan sonra, beni kucağına almıştı. Yavaşça yerde duran cam kırıklarına basmadan, yatağıma yatırmıştı beni.
"Seninle kalabilir miyim?" diye sordu masumca.
Ona ne kadar sinirli olursam olayım, şu an o kadar masum geliyordu ki gözüme.
"Seni affetmedim ama ihtiyacım var." dedim ve huysuzca yerimde kıpırdandım.
"Kendimi kullanılıyormuş gibi hissettim, teşekkür ederim." dediğinde, güldüm ve ona döndüm.
"Rica ederim."
"Azıcık kaysana," dediğinde, dediğini yapıp köşeye doğru gittim.
O da açtığım boşluğa kaysa da, sığamadık.
"Şey, ım istersen kafanı kaldır, kolumu uzatayım, göğsüme yat. Bence daha rahat ederiz." dediğinde, kafamı yavaşça kaldırdım ve onun göğsüne kafamı koydum. O da kolunu, bana sarmıştı.
"Menzuniyet yaklaşıyor, tüm mezuniyetlerimiz beraberdi. Ve şey, senden bir şey istiyorum. Biliyorum, o gün şarkı söyleyeceksin ama normalde annemin oraya çıkıp benim hakkımda bir şeyler söylemesini isterdim ama o yok. O yüzden, biliyorsun okul birincilerinin istediği birisi bir konuşma yapıyor, benim için, o konuşmayı sen yapar mısın?" dediğinde, kafamı birazcık kaldırıp ona baktım. Tavana bakıyordu, kalp atışları da hızlanmıştı.
"Çıkarım ne olacak?" diye sordum gülerek.
"Seni daha çok seveceğim." dedi ve güldü. Kalp atışları hâlâ çok hızlıydı.
"Pekâlâ, kabul." dedim ve güldüm.
"Uyuyalım mı?" diye sordu.
"Hıhım,"
Işıkları kapattı ve bana daha da sıkı sarıldı.
Bu bizim, ikinci defa beraber uyuduğumuz andı.
Bu beni ağlarken susturduğu, milyonuncu kez ki andı.
Bu benim ona olan aşkımı, trilyonuncu kez arttırdığı andı.
*İtiraf bölümünü yazdım ehe. Ehe. Neyse öksürmekten konuşamıyorum arada, gitara da başladım hocamız spor yaparken sitori falan atıyo adamın yüzüne nası bakıcağımı şaşırıyorum WÖMXKSXMÖWÖXPAŞXMWX.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kalp kırığı|texting
Cerita Pendek→tamamlandı Anonim: Hani sen şimdi, mükemmel kızlarla takılıyorsun ya Anonim: Ben o mükemmel kızlardan biri olmak için, her şeyi feda ederdim Evren