1.1

16.3K 873 328
                                    

Elis'in kendi numarasından;

Evren: Snaa gelwxbiler mşyşymm? (Sana gelebilir miyim?)

Elis: Gel tabii, annem evde ama uyuyor

Evren: Şyş değşlnm (İyi değilim)

Elis: Bekliyorum Evren

Mesajdan yaklaşık yarım saat sonra, kapı çaldığında hızla kapıya doğru ilerledim.

Karşımda, gözleri baygın bakan bie Evren görmeyi beklemiyordum.

Ağır bir şekilde içki kokuyordu.

"Ne oldu?" diye mırıldandım ona bakarken.

Gözleri doldu, yavaşça burnunu çekti.

"Annem gitti." dedi ve bana doğru gelip, sarıldı.

Evren'in kardeşi Dünya, daha çok küçüktü.

Beni ikinci annesi olarak görüyordu.

Evren'in söylediği şey ile, kalbim sarsılsa bile ona sarıldım.

Ben Evren'in yanında olmak zorundaydım.

Çünkü o, o kadar fazla kötü olacaktı ki.

En çok annesine değer verirdi.

Kardeşi hariç.

Annesi, bencil bir kadındı.

Evren'in babası, Uysal amca o kadar zengin olmasına rağmen, hiçbir türlü Narin teyzeyi mutlu edememişti.

Narin teyzenin gözü, hep en yükseklerdeydi.

Dünya'ya hamileyken bile, etrafa şu çocuğu bir doğurayım, gideceğim diye bağrınırdı.

Evren ise, anne ben varım derdi.

Narin teyze, ona göz ucuyla baksa bile umursamazdı.

Evren en çok bundan korkuyordu.

Annesinin bırakıp gitmesinden.

Annesini hep kusursuz görmüştü.

Her yönünden.

Küçükken, Evren'i küçücük odaya kilitleyip, ağlamasını izlediği zamanları bile hatırlıyordum.

Evren'i çıkartayım derken, benim de o odada kilitli kaldığımı.

İşte ben o zaman ona hayran kalmıştım galiba.

Ben korkmayayım diye, gözlerini silip bana sarılmıştı.

Bana sarılarak uyuduğu ilk ve tek geceydi galiba.

Onun suratına bakarken, kıpkırmızı burnu, ve yüzüyle karşı karşıyaydım.

Onun böyle olmasına dayanamıyordum.

Kendini mahvetmesini istemiyordum.

Ama elimden gelen tek şey, yanında olmaktı.

"Hadi gel, bir elini yüzünü yıkayalım. kahve yapmayayım, uyuyamazsın." dediğimde, sadece başıyla onayladı.

Evren böyle arada bizde kalırdı, misafir odamız neredeyse onun odası gibiydi.

Birkaç tişörtü ve eşofmanı dururdu, asla onları alıp uyumak için kullanmazdım.

Asla(!).

Kendi kendime güldüğümde, Evren'in bakışları bana dönse de omuz silktim.

İlk başlarda, onu her gördüğümde heyecandan titresem bile, bu olaya alışmıştım.

Tabii, bana her sarıldığında, güzelim gibi kelimeler kullandığında kendimi dizginlerken zorlanıyordum ama yapacak bir şey yoktu.

*Seeelaaammm! Böyle depresif bir bölümde, böyle bir giriş neden bilmiyorum ama şuraya, Evren ve Elis'i bırakayım. Buyurun anneciklerim.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
kalp kırığı|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin