CARMEN

4卍Gerçek

Medya; Pınar

Merhabalaar dldşdlsşdöpdödşs

Valla güzel bir bölüm oldu, bir çoğu şey kafanızda netleşecek diye umuyorum.

pinareray3 bölüm sana gelsin o zamann. Söz verdiğim gibi (:

Yazım hatalarımı lütfen belirtin, düzelteyim tekrar tekrar baksam da gözümden kaçmış olabilir.

Bu arada bölüm sonunda konuşmak istediğim bir konu var oraya da bakarsanız çok sevinirim (:

Daha fazla uzatmıyorum, iyi okumalaaaar :3

×××

"Vay vay vaaaaay! Gece kuşumuz da buradaymış? Eee, görüşmeyeli nasılsın? Özlettin kendini!"

Gözlerim şaşkınlıkla bir arkasındaki Pınar'a bir de yanındaki adama bakıyordum.

"Ne işin var senin burada?"

"Gece kuşumuzu kendi pisliğine götürmeye geldim." dedi ve sırıttı.

"Ben hiçbir yere gelmiyorum. Bunu o geri kafalı patronuna söyle." dedim ve kapıyı kapattım. Korktuğumu anlamaması için kapıyı sessiz bir şekilde kilitlemeye çalıştım, ama az da olsa ses çıkarmıştı.

"Vay vay vaaaay," dedi. Allah aşkına bu kız ne zaman bu kelimeyi kullanmayı bırakacaktı? Biri bu kıza bunu söylerken seksi veya çekici olduğunu değil de itici ve iğrenç olduğunu söylemeliydi. "gece kuşumuz korktu." dedikten sonra kahkaha attı. Yüzümü buruşturdum. Gözlerimi devirmekten kendimi alıkoyamadım. Saatime göz ucuyla bakıp kapının arkasında durmaya devam ettim.

"Nereye kadar kaçacaksın? O seni eninde sonunda bulacak!" dediğinde tüm bedenimin titrediğini hissettim.

"O sana hala aşık! Hadi ama böyle yapma! Biz seninle kardeş gibi değil miydik?" gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Nefret ediyordum.

"Git buradan, sen tam bir orospunun tekisin!" diye bağırdım çatallaşmış sesimle. Kesinlikle ağladığımı anlayacaktı. Pınar zeki ama bir o kadar da salak bir kadındı. Ama kimin umrunda ki?

"Bana diyen kadına bak! Kendisi geceleri barda şarkı söylüyor! Biraz da seni konuşalım! Kabul et, eskisi kadar masum değilsin!" bir an kapıyı açıp onu dövmek içimden geldi. Ama hayır, onun istediğini ona vermeyecektim.

"Git buradan Pınar! Ona burada olduğumu söyleyeyim deme sakın. Eğer söylersen işte o zaman," dedim ve duraksadım. Derin bir nefes aldım.

"İşte o zaman ne? Beni mi öldüreceksin yoksa?" diyerek kahkaha attı. Kahkahadan çok eşek anırması gibiydi. Tekrar yüzümü buruşturmaktan kendimi alıkoyamadım.

Kapının kilidini bir anlık cesaretle açtım. Kapıyı açıp biraz ötedeki Pınar'a gözlerimi diktim. Tam da tahmin ettiğim gibi yerdeki çamurlara iğrenircesine bakıyor, elinden geldiğince pahalı topuklu ayakkabısını çamura batırmamaya çalışıyordu. Bir an içimden o pahalı topuklusunu alıp götüne sokmak istedim. Sonra aklıma gelen görüntü sırıtmama neden oldu.