"Kimsin sen?" karanlıkta kim olduğunu pek fazla anlayamıyordum."Bilmemen gereken biriyim sadece. Günlüğün çok duygusal. İnsana acıma hissini aşılıyor." dedi, sağ gözünü kırptı. Boğazımdaki yumruyu, gözlerime dolan hüzünlü yaşları ve kalbimin avucunun içinde sıkmasını o an yok etmek istedim. Her şeyi yok etmek, sadece herhangi birinin mezarının başında ağlamak istedim.
Günlüğümü nereden bilebilirdi ki? Sadece blöf yapıyordu. Ona inanmayacaktım. Ona inanmamalıydım.
"SANA KİMSİN DEDİM?!" sinirim, bedenimi ele geçirirken sakinleşmek için içimden saymaya başladım.
1
2
3
4
Sakinleşmek yerine daha çok sinirlendirirken, üzerimde olan bir çift göz sinirimi alev topuna dönüştürmeye devam ediyordu.
"Bakma bana aval aval! Sana bir soru sordum!" diye bağırmam onun umursayacağı tarzdan değildi.
"Sen, bana, emir verecek kapasitede, değilsin." tane tane konuşması, sinirimi yatıştıramıyordu.
Ağzımdan hah çıkmasına engel olamadım. Bir an dudakları kıvrılınca gülecek sanmıştım ama sert bir biçimde beni duvara itti.
"Anladın mı güzelim?" gözleri sinirini belli ederken sesinin bu kadar sakin ve düz olmasına şaşırdım. Bakışlarım şaşkınlığımı ele verirken işaret parmağının tersiyle şakağımdan çeneme doğru biçimsiz bir yol çizdi. Parmakları tüy kadar bir yol çizse de sonunda koca parmakları cenemi avuçlayıp, sıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CARMEN
Roman d'amour"Nereye gitmek istersin?" "Seninle herhangi bir yere." ××× Kapak Tasarımı: stairwaytobooks