-Kapa çeneni Ece, yoksa o meteor senin kafana düşer diyen Miraç sinirle arkasını dönüp yürümeye başladı.
-Ahh. Hadi ama Miraç. Bu kadar sinir bünyeye zarar.
Miraç, sinirle Ece'ye bakıp yürümeye devam etti. Son kez Sultan ve Jack'e bakmayıda ihmal etmemişti. Aras, gözlerini Sultan ve Jack'ten Melek'e çevirdi. Aradığı kişi oydu. Melek, Sultan ve Jack'in biraz gerisinde duruyordu. Melek'in yanına yaklaşıp kolundan çekti. Ona anlamsız gözlerle bakan Melek'e cevap vermeden sürüklemeye başladı.
Bahçedeki kalabalıktan uzaklaşınca Melek'in elini bıraktı ve yüzüne baktı. Bir şeyler söyleyecekti ama zorlandığı her halinden belliydi. Çünkü, Aras Kaya daha önce hiç kimseden aslında hiçbir kızdan özür dilememişti. Daha önce de birçok kişiyle alay etmişti ama Melek'le alay edince kendini daha farklı hissetmişti. Belki de nedeni Melek'in gitarını kendisine doğru fırlatması da bir neden olabilirdi. Bu kız garipti. Daha önce hiç kimse Aras'a karşı gelmemiş, hele de bir kız buna asla cesaret edememişti. O daima kızların önünde sevgililerinin, arkadaşlarının ağzını burnunu kırar, kızlar sadece çığlık atıp ortalarda dolanırdı. Ona ilk karşı çıkanın Melek olması bir klişeye kurban gitmesine neden olmayacaktı. Tabi, sadece Aras böyle düşünüyordu.
-Bak kızım..
-Pardon, tanışıyor muyuz?
-Melek, uzatma.
-Neyi uzatmayayım? İyi misin sen?
-İyiyim sen nasılsın?
-Sen saçmala ben gidiyorum.
Aras'ın saçma sapan konuşmasına sinirlenen Melek, arkasını dönüp yürümeye başladı. Aptallardan nefret ederdi.
-Özür..
-Ne için?
-Sana çekik dediğim için.
-Bir daha dersen kafanı uçururum. Melek, bunu söylerken elini silah gibi yapıp Aras'a doğrulttu ve bamm!! Melek, silahının ucua üfleyip yoluna devam etti.
**
-Jack, ne işin var senin burada? diyen Sultan'ın siniri gözlerinden okunuyordu.
-Ahh, hadi ama Sultan. Kasma bu kadar. Eğlenmeye geldim biraz. Melek ve sen gidince hayatım şekersiz çaya döndü.
-Çayı şekersiz içmek sağlık için faydalıdır, diyen Miraç'a ortamdakilerin bakışları dönünce Miraç, ellerini ki yana açıp,
-Ne bunu ben değil doktorlar söylüyor diye isyan etti.
Jack, Miraç, Ece, Bora ve Sultan, okulun arkasındaki sahnenein önünde konuşuyorlardı. Miraç, sahneden yapılan konuşmaya kulak misafiri oluyor, gerekli gördüğü yerde de balıklama atlıyordu.
-Sultancım, kim bu arkadaş, diyerek Jack, elini Sultan'ın omzuna attı.
-Kickbox da usta bir arkadaş, diyen Miraç, sahneden aşağı atlayıp soluğu Jack'in yanında aldı.
-Aaa, ne güzel. Ben de beatbox da ustayım. Bir ara beklerim, diyen Jack, Miraç'ı açık açık düelloya davet etmişti.
-Benim süper bir fikrim var. Bence usta olduğunuz alanı konuşturmalısınız, diyen Ece'nin bakışları Jack ve Miraç arasında gidip geliyordu.
-Kavga mı senin süper fikrin. Hayatta olmaz.
-Aslında güzel fikir Sultan ama benim daha iyi bir fikrim var.
**
-Buna Jack'i nasıl ikna ettiniz?
-Melek'cim sen beni hiç tanımıyorsun. Benim elimden bir uçan bir kaçan kurtulur. Zaten Jack, Miraç'a sinir oldu ben de bunu şansa çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♥ TOZ PEMBE ♥
General FictionHayatımda zaten bir sen eksiktin sende geldin tamam oldu. Ben annemin "Sultan"ı babamın prensesiyim yerime göz dikeni yerinden ederim :))