Evlenelim

277 23 9
                                    

"Anne" diye usulca seslenen Furkan, yatağının başında uyuya kalan annesini tatlı uykusundan uyandırdı. "Miraç abim gelmedi mi daha?" diye uyumadan hemen önce sorduğu soruyu tekrarladı.

"Işi varmış Furkan.  Bitirince gelecek"diyen Sultan, Furkan'ın sorularını geçiştirmeye çalışıyordu.

"Ama dün hastanedeyken de gelmemişti.  Yoksa bana kızdı mı?" diye soran Furkan'ın gözleri dolmaya başlamıştı.

"Aa, oğlum neden kızsın sana Miraç abin. İşi var o yüzden gelemiyor"diye yineledi Sultan.

"Kızdı işte.  O kadar sahaya inme dedi. Ama ben onu dinlemedim" diye ağlayarak annesine sarıldı.

"Anne, Miraç abi gelmiş" diye heyecanla annesinin kolları arasından çıkıp Miraç'ın kucağına zıpladı.

"Şampiyonlar ağlamaz. Sil bakalım o gözyaşlarını" diyerek Furkan'ın gözyaşlarının  ıslattığı yanaklarını silen Miraç, "Özür dilerim, dün işim vardı, o yüzden çıkmam gerekti" diyerek kısa bir açıklamada bulunduktan sonra, "Küçükbey, şimdi ne yapmak istersiniz?" diyerek Furkan'ı yere indirdi. 

"Annem, beni hiç lunaparka götürmedi" diyerek ne yapmak istediğini ima etmisti.

"O zaman istikamet lunapark" diye bağıran Miraç,  Sultan'ın Furkan'ı hazırlamasını beklemek için aşağıdaki salona geçti.  Yaklaşık yarım saat sonra üzerinde kot bir bahçıvan tulumu, altında kırmızı laciverct gömleği ile paytak adımlarla aşağı inen Furkanı gördü.

"Ne kadar yakışıklı olmuşsun sen böyle" diyerek Miraç, Furkan'ı kucağına aldı.

"Seninle aynı olduk"diye gülümseyen Furkan, Miraç'in kendi kıyafetlerine bakmasıyla "Annem de aynı oldu. Birazdan aşağı inecek"deyince Miraç, bakışlarını merdivene çevirdi.  Biraz sonra merdivenlerden Sultan'ında aşağı inmesiyle lunaparkın yolunu tuttular.

"Hastanedeki bağırmamdan dolayı özür dilerim.  Furkan'ı kucağında o halde görünce dayanamadım. " diye günah çıkaran Sultan, Miraç'ın cevap vermemesi üzerine gözlerini tekrar Furkan'a çevirdi. Miraç'ın, bu düşünceli hali onu her zaman korkutmuştu.  Miraç, ne zaman düşünmeye başlasa birisi mutlaka üzülüyordu.

"Jack'le evli değilmişsiniz." diyerek direkt konuya giren Miraç,  Sultan'ın şaşırmasına sebep oldu.

"Bunu hiçbir zaman söylemedim" diyen Sultan, gayet sakin bir ifadeyle konuşuyor, bir yandan da Furkan'ı izliyordu.

"Haklısın" diyerek sessizce fısıldayan Miraç,  sanki kimsenin duymasını istemiyor gibi konuşuyordu.

"Ama, Furkan ona baba sana anne deyince ben de-" Miraç,  söyleyeceklerini bitirmeden Sultan konuşmaya başladı.

"Sen de Jack'le evlendigimizi düşündün. Çünkü,  böylesi daha kolayına geldi.  Her zaman karşısındakini dinlemeden bir yargıya varıyorsun Miraç. Dikkat et, canın yanar" diyen Sultan'ın ses tonu artık yükselmişti. Duydukları Miraç'ın hiç hoşuna gitmemişti.

"Ben.." dedi ve sustu. Ne söyleyecekti ki. Üzgünüm mü ya da pişmanım.  Hadi ama, bunlar için çok geç kalmıştı. Tam 5 yıl geç kalmıştı.

"Sen" dedi Sultan.  Söyleyeceklerini tartıyor gibiydi.  Bir yanı Miraç'ın canını yakacak sözler söylemek istiyor, bir yanıda sadece sessizce beklemek istiyordu.

"Sen, Miraç.  Sen, bu dünyada gördüğüm en umursamaz adamsın. Ben, Amerika'ya giderken durdurmadın bile. Havaalanına gelip, son kez sarılmadın. Sen olmasan kırılacağımı, yanıp kül olacağımı bana göstermedin. Şimdi ise...... şimdi ise her şey yolunda gibi, hiçbir şey olmamış gibi benimle burada bulunuyorsun. Söylesene Miraç,  senin derdin ne? Bir bakıyorum beni sevdiğini söylüyorsun bir bakıyorum çekip gidiyorsun.  Ben, senin oyuncağın değilim Miraç.  Istediğin zaman yanında olup istemediğinde uzağında olamam. " diyen Sultan, konuşmasının bittiğini belli edercesine ayağa kalktı. Cevap beklemiyordu, sadece buradan uzaklaşmak istiyordu.

"Evlenelim" dedi Miraç, kendisinin de anlayamadığı bir ses tonuyla. Ayağa kalkıp Sultan'ın yanına gitti ve tüm cesaretini toplayıp yeniden sordu.

"Ben seninle evlenmek istiyorum. Yaptıklarımı telafi etmek için geç kaldım biliyorum ama önümüzde daha uzun zaman var. Ben, Furkan'ın babası olmak istiyorum.  Ben seninle yaşlanmak istiyorum.  Artık,  gözlerinin gülmesini istiyorum Sultan. Benimle evlenir misin?" Miraç'ın gözleri, Sultan'ın gözlerini arıyordu. Duygularını merak ediyordu. Eğer,  o gözlerde kendine dair duygu kırıntısı yoksa bir daha Sultan'a bakmayacaktı. Icinde, ona dair her şeyin bittiğini anlayıp susacaktı.

Gözleri Sultan'ın gözlerini bulduğunda , Sultan'ın ağzından dökülen kelimeler kalbinin durmasına yetmişti.

"Ben , senin oyuncağın değilim Miraç. "

♥ TOZ PEMBE ♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin