Kim var orada?

323 33 13
                                    

Normalde pazar günü gönderecektim yb'yi. Ama sizlere kısa da olsa bir yb yazmak istedim. Sizi seviyorum ♥ :))

Biliyordum. Sultan'ın şuan yaşadığı çaresizliği biliyordum. Tüm benliğiyle Miraç'ın elini tutmak istiyordu. "Benimde sana ihtiyacım var" demek için çıldırıyordu. Ama eğer şimdi giderse çok üzülecekti. İlk fırsatta Miraç'a gittiği için çok üzülecekti. Hemen kollarına kendini attığı için çok canı yanacaktı. Hiçbir zaman hafif bir kız olmak istememişti. Şimdi ise bulunduğu durum Sultan'ı zora sokuyordu.

"Sultan, hadi gidiyoruz"diyerek Sultan'ı sürüklemeye başlayan Jack, Sultan'ın da kendine karşı koymamasıyla rahatça bulundukları ortamdan ayrılıp sınıfa gittiler.

"Jack.."Sultan, şoktan çıkmış, bilincini kazanmış bir şekilde Jack'e bakıyordu.

"Biliyorum, Miraç'ı seviyorsun ama şuan, sana  elini ilk uzattığında O'na gidersen pişman olursun." diyen Jack, destek olurcasına elini Sultan'ın omzuna hafifçe dokundurdu.

Sınıfı sessizlik kaplamıştı. Sultan, gözlerini ayakkabılarına dikmiş, Jack'te pencereden dışarıyı izliyordu.

"Jack, sen ne yaptın öyle? Miraç, delirdi adamım" diyerek sınıfa giren Melek, Sultan'ın halini görünce susmak zorunda kaldı.

"Jack, süperdi..." "Aaa.. yanlış zamanlama" diyerek sınıfa dalan Ece, Sultan'ın karşısına oturup Sultan'ın ellerini elleri arasına aldı.

"Sultan, sadece biraz sabretmen lazım. Senin O'nu sevdiğin gibi O'nunda seni sevmesi için biraz zaman lazım" Sultan, Ece'nin gözlerine bakınca;

"E salak değilim yani. Senin, Miraç'ı ne kadar sevdiğin gözünden okunuyor. Şimdi sıra onun da gözlerini aynı aşka çevirmeye" diyen Ece, her daim akında olan planlardan birini anlatmaya başladı.

"Ya neden hep kötü çocuk ben oluyorum?" diye isyan eden Jack, ellerini göğsünde birleştirmiş çoktan Ece'nin yanına oturmuştu.

"Yakışıklı çocukların kaderi bu tatlım" diyen Ece'yi uyaran Bora'ya Ece, "Ama Bora, haklıyım. Filmlerde de böye olur" diyerek savunmasını yaptı.

"Neyse, kısa keselim. Tamam, Jack sen plana sadık kal. Sultan, sen de git yüzünü gözünü sil. Ece sen.." 

"Tamam, 007 Melike BOND. Emirleriniz anlaşıldı." diyerek gülmeye başlayan Ece, ortamdaki kasveti de dağıtmayı başarmıştı.

**

"Miraç, neyin var, yemekte de konuşmayınca annem merak etti. Senin yüzünden beni soru yağmuruna tutuyor."

"Aras, iyi olma. İyi olunca korkunç gözüküyorsun"

"Bir şey soracağım. Bu Jack, var ya. O Sultanla sevgili değil mi? Yani Melek'le bir alakası yokmuş."

Miraç, yanındaki yastığı alıp Aras'ın kafasına fırlattı. "Çıkarken kapıyı kapat."

**

"Melek, ben bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Yani, Miraç bunu hakedecek bir şey yapmadı ki?"

"Seni kendine aşık etti. Ve ayrıca da abartma Sultan, alt tarafı bir kaç gün. "

"Ama yinede korkuyorum.. ya.."

"Merak etme kötü bir şey olmayacak. Hadi şimdi yat. Eğer yarın çuvallarsan Ece seni öldürür."

Sultan, yatağına yatınca bunca zaman olanları düşündü.  2 ay öncesine kadar ailesine bu şehre taşındıkları için demediğini bırakmış, şimdi ise bir çocuğa gönlünü kaptırmış bununla nasıl başa çıkacağını düşünüyordu. Hayat bu kadar hareketli olmamıştı hiçbir zaman. Ya O'na şuan torpil geçiyorlardı ya da küçükken Bora'nın elinden kurtardığı kediler için O'na yardım ediliyordu. Nedenini bilmiyordu ama içi rahat değildi. O'na kalsa gider Miraaç'a her şeyi söyler oluruna bırakırdı.

**

"Sultan, öğle tenefüsünde dediğimi yapıyorsun." diyen Ece, ajan gibi bütün olayı yeniden gözden geçiriyordu.  Eğer, planı tutarsa Miraç, Sultan'a O'nu sevdiğini söyleyecekti. Tabi, planın ne kadar başarılı olacağı muammaydı.

"Sultan, seninle tenefüste biraz konuşabilir miyiz?" Miraç, kağıda not yazıp Sultan'ın sırasına bırakmıştı.

"Şey.. kusura bakma. Jack'le sınıfta işimiz var"

"Ahh.. öyle mi. Anladdım." diyen Miraç, kağıdı sinirle yırtıp sıranın altına bıraktı. "Ne Jack'miş arkadaş kurtulamadık gitti" diye de söylenmeyi ihmal etmedi.

Öğle arası Sultan, sınıfta kalmış, Miraç ise Sultan'ın Jack'le ne gibi bir işi olduğunu merak ettiği için koridorun köşesine kamp kurmuştu. Karnının guruldamasını şuan için önemsemese de biraz daha burada beklese bayılabilirdi. Zira dn akşam ve bugün sabah doğru düzgün bir şey yememiş, dün Sultan'ın Jack'le gitmesini düşünmüştü. Koridorun köşesinden Jack'in elinde bir paketle geldiğini gören Miraç, köşesine biraz daha sinip Jack'in sınıfa girmesini bekledi. O sınıfa girince kendisi de hiçbir şey olmamış gibi sınıfa girecek o ikisinin bütün planını mahvedecekti. Evet, herkesin asıl planı buydu ama hesaba katmadıkları bir şey daha doğrusu birileri vardı. Miraç, yerinden kalkmış yavaş adımlarla sınıfının önüne gidiyordu. Ama biraz önce önünden geçtiği sınıfta daha ilgi çekici konuşmalar yapılıyordu. Hafifçe sınıfın kapısını açıp dikkat çekmeden içeride ki ikiliyi dinlemeye başladı. Duyduğu şeye sevinsin mi üzülsün mü bilememişti. Jack ve Sultan sınıfta sadece doğumgünü partisi kutlayacaklardı. Açıkcası buna mutlu olmuştu. Her ne kadar başbaşa kutlamak istediklerini öğrense de. Miraç, öğrendiklerinin çoşkusunu biraz sesli yaşayınca kendini ele vermesi zor olmadı.

"Kim var orada?"

♥ TOZ PEMBE ♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin