μαργαρίτες>margarítes>Papatyalar
(Yunanca)Byeol, herkes tarafından kolayca sevilen,uyumlu ve matrak bir kızdı.
Liseye başlayana kadar.
Orta sonda iken bu eğlenceli hallerini sürdürmeye devam etti. Fakat ne olduysa liseye başlayacağı yaz tatili oldu.
Herşey üst üste geldi. Byeol ve rengarenk unicornlarla dolu dünyası,yerini gri papatyaların ve umutsuzlukların olduğu bir gezegene bıraktı.
Byeol'un ailesi, o bağları kopmaya tenezzül bile etmeyecek olan ailesi dağıldı. Annesi ve babası ayrıldı.
Bu olay Byeol'u mahvetti.
Kolayca atlatabilen insanlar da olmasına rağmen Byeol, örnek edindiği ve imrendiği ilişkilerin bir anda toz olmasına alışamadı.
Güven eksikliği yaşamaya başladı.
Kendi kabuğuna çekildi.
Liseye başladığında yanına gelen insanlara da ısınamadı. Başlayan muhabbetleri kesip kendini iç dünyasına gömdü.
Kısa bir süre sonra yanına gelenler,geldiği gibi gittiler. Ve Byeol onları uzaktan uzaktan izlemeye başladı.
Davranışlarından ve ruh hallerinden yola çıkarak aile yaşantılarını tahmin ediyor,kendi kafasında onlara gelecek çiziyordu.
Byeol çok zekiydi. Yadsınamayacak kadar fazla. Öğretmenleri bunun farkına çok çabuk varmışlardı.
Derste başını kolları arasına gömer,bir yandan gözleri önüne gelen insanları yönlendirir,diğer yandan arka plandaki hocalarının sesini dinlerdi.
Bu ona yeterdi.
Öğretmenleri ailesinden hiç çalışmadığı yönünde şikayetler aldıklarında çok şaşırdılar. Okulda dersi yarım yamalak dinlediğini sandıkları kız eğer evde de çalışmıyorsa bir sıkıntı olmalıydı.
Hayır,kızın kimseden kopya çektiği yoktu.
Byeol hiç kimseye aldırmadı. Uzaktan uzaktan insanları izlemeye devam etti.
Okul Byeol'un farkındaydı. Fakat çok yanlış düşünceleri vardı. O bir inek değildi. O fazla zekiydi.
Bunu fark eden kişi, Jungkook olmuştu. Okulun popüler grubundaki Jungkook, kızı birilerini izlerken görmüştü. Bu hep yaptığı birşeydi.
Fakat gözlerinde imrenme yoktu. Daha çok eğleniyor gibi gözüküyordu.
Jungkook yanına gitti.
"Merhaba Byeol!"dedi arkadaş canlısı bir tonda. Byeol ona döndü fakat ilgisi hala basketbol oynayan gruptaydı.
Jungkook kızın güzelliği karşısında çok şaşırdı. Onu hiç yakından görmemişti ve böyle bir tablo beklemiyordu.
Teni bembeyaz ve soluktu. Kızın dudakları kiraz gibi kıpkırmızıydı ve iri gözleri vardı. Cidden çok güzeldi.
Yanında taşıdığı mor defterine birkaç not aldı Byeol. Yüzünde ürkütücü bir tebessüm vardı.
Bunlar 9. sınıfta olanlardı. Yıllar geçti ve 11. sınıf oldular.
Jungkook oldukça büyümüş ve gelişmişti. Ki kızlar da bunun farkındaydı.
Byeol, hala iç dünyasında yaşayan bir kızdı. Fakat artık onu herkes biliyordu.
Okuldakilere göre o "erişilmesi zor " kızdı. Öyle bir amacı yoktu ki.
İyice güzelleşmiş,yüzü olgunlaşmış ve bedeni kıvrımlara sahip olmuştu. Çok fazla birşey yemediği ve düzenli olarak can sıkıntısından spor yaptığı için harika bir bedeni vardı.
Ama o hala sessiz ve kabuğuna çekilmiş bir durumdaydı.
Erkekler arasında oldukça konuşulan bu kız,kimseyi gram umursamıyordu.
Jungkook,Byeol'u 9. sınıftan beri izliyordu. Onunla konuşmak istiyordu. Sesini duymak istiyordu. Arkadaş olmak istiyordu.
Jungkook bu kıza ciddi anlamda büyük duygular besliyordu.
Mu?
Yeni kurgu. Tırsıyorum. Yine de iyiyim. Sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daisies•Jeon Jungkook
FanfictionKızın unicornlarla dolu rengarenk dünyası,yerini gri papatyaların ve umutsuzlukların olduğu bir gezegene bıraktı. •Papatyalar•