"Byeol-ah,bugün göreve çıkıyorsun! Hazırlan!"
Diye bağıran Hoseok ile Byeol de yerinden kalktı.
"Hazırım,gidelim."diye seslendi.
Arabaya geldiklerinde plan çoktan hazırlanmıştı. Şehir merkezine birkaç saat uzaklıkta olan bir laboratuvarda hazırlanan panzehiri alacaklardı.
Bu panzehir önemliydi çünkü yayılmakta olan büyük hastalığın panzehirine oldukça benzerdi.
"Bilişim Duvarı da eksik kalmayacaktır Byeol. Eğer orda onlardan biri varsa şaşırma. Laboratuvarın 200 metre solunda bekliyor olucaz. Her şey planlı."
Hoseok Byeol'u rahatlatmaya çalışıyordu. Fakat onun buna ihtiyacı olmadığını en iyi kendisi biliyordu.
°•°•°•°
Arabadan inip dikkatlice etrafa bakmaya başladı. Biri gözükmüyordu. Hızlı ve sakin hareketlerle binanın içine girdi. Kameralar durdurulmuştu.
Giriş kısmındaki kilitli elektronik kapıya elindeki cihazla yüksek dozda elektrik verip açılmasını sağladı.
Buraya gelmeden önce krokiyi ezberlemişti. Bu yüzden de laboratuvarı bulması hiç sıkıntı olmadı.
İçeri girip deney düzeneklerine bakındı. Nihayet aradığı tüpü bulduğunda alarmı etkisiz hale getirip eline aldı. Fakat bileğinde hissettiği elle duraksadı.
Refleksleri güçlüydü. Ani bir hareketle bileği çevirip sırtının üzerinden doğru yere fırlattı. Bu bir erkekti. Suratındaki maske yüzünden yüzünü göremedi.
Yerdeki ajan Byeol'un ayaklarından tutup yere düşürdü. Elindeki tüpü alıverdi . Tam gidiyordu ki sırtına yediği tekmeyle yere yapıştı. Kafası acıyla geriye kıvrıldı. Sırtüstü döndü.
Byeol tüpü almak için çocuğun suratına bir kroşe indirmek için hazırlanmıştı fakat bu ajan aniden Byeol'un ellerini tutup onu etkisiz hale getirdi.
Maskeli ajan yerde,Byeol onun kucağında öylece kalakalmışlardı. Tüp kenetli ellerinin arasındaydı.
Sanki soluklanmak için birbirlerine zaman tanıyorlardı. Sanki birkaç saniyeliğine dünyayı dondurmuşlardı.
Byeol harekete geçip zaten dip dibe olduğu ajana kafa attı. Kafası şiddetle geri giderken ayağa kalkıp ceketini düzeltti.
Pekala yerdeki fazlasıyla çabuk toparlamıştı ve beklediği tepki bu değildi. Bayılır falan diye ummuştu. Ayağa kalkan ajan maskesini çıkardı. Yüzünde bir sırıtış vardı.
"Selam,Byeol-ah."
Dedi ve Byeol karşısında Jungkook'u gördüğünde şok oldu.
°•°•°
Selaam! Nabersiniz? Benle hiç sohbet etmiyorsunuz darılıyorum. Şaka şaka. Neyse işleri biraz hızlandırdım. Bence iyi oldu.
Hadi insancıklar kendinize iyi bakın ve güneş kremi sürmeyi unutmayın.🧦🌊
Baay!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daisies•Jeon Jungkook
FanfictionKızın unicornlarla dolu rengarenk dünyası,yerini gri papatyaların ve umutsuzlukların olduğu bir gezegene bıraktı. •Papatyalar•