Bir geçmişe ne kadar acı sığar ve nasıl son bulur?
3 yıl önce...
Genç kız, hafif yaptığı makyajıyla güzel ve göz alıcıydı. Gerçi makyajsız daha güzel olduğunun farkındaydı. O, zaten annesinden aldığı gözlerinin mavisiyle bile çok güzeldi. Kız psikolojisi diye düşündü. Yıllardır makyajla uğraşarak zaman kaybettiğini kendisi de çok iyi biliyordu. Düzleştiriciyle saçlarına son bir dokunuş yapıp işini bitirdi. Vestiyerden montunu aldı.
Annesi, mutlaktaydı. Annesine haber vermeden hiçbir yere gitmezdi. Ama mutfağa da giderse annesi onu lafa tutar, gideceği yere geç kalırdı. Bu yüzden sadece seslenmekle yetindi:"Anneee! Ben çıkıyorum tamam mı? Beni bekleme, geç gelirsem falan...Büyük ihtimal arkadaşlarla yeriz," dedi sevgi dolu sesiyle.
Annesi, mutfaktan seslendi:"Tamam güzelim! Kendine dikkat eeettt!"
Gideceği yer çok uzaktı. Annesi, tek gideceğini öğrenseydi, gitmesine izin vermeyeceğini düşünerek arkadaşlarıyla birlikte dışarıda olacağını söylemişti. İçinde yalan söylemiş olmanın hissiyle, yavaş adımlarla merdivenlerden indi. Gideceği yerden önce, bir kafede çay içecekti.
Dolmuşa binerek, yakın arkadaşının çok önceleri önermiş olduğu ve daha önceden gidip çok beğendiği Hayaller Caddesi Kafe'ye geldi. Bu kafede arada bir sosyal etkinlikler de yapılıyordu. Mesela, burada genç bir lise öğrencisi, gitar çalma yeteneğini kullanarak okul harçlığını çıkarıyordu. Kafede, hafta sonu ve belirli günlerde isteyen tüm öğrenciler için özel ders çalışma ortamı da oluşturuluyordu. Gönüllü öğrenciler, isteyenlere özel ders veriyordu. Kendisi de daha önceleri katılmayı istemişti. Ama yoğun olduğu için bu pek mümkün olmamıştı.
Kafenin sıcak ortamı ve güler yüzlü elemanları, içini ısıtmıştı genç kızın..."Pardon, ben bir çay ve bir kaşarlı tost alacağım," dedi. Buranın elemanı olduğu üzerindeki önlükten anlaşılan genç kız, acemi olduğunu belli etmemeye çalışarak gülümsedi. Siparişi not aldı.
Sipariş gelene kadar biraz telefonuna göz gezdirdi. Genelde magazini değil de daha çok güncel haberleri tercih ediyordu. Beş dakika kadar bakıp kapattı. Çünkü ilgisini çeken bir haber bulamamıştı. O sırada genç garson, sıcak çay ve tostu getirip narin bir hareketle masaya bıraktı. Yemek işi bittikten sonra kafeden ayrıldı. Kafenin biraz ilersinde durup, bir taksi çevirdi. Hızlı bir hamleyle taksiye bindi. Hareket ettikleri anda taksici, kıza gideceği yeri sordu:"Gideceğiniz yer tam olarak neresi hanımefendi?"
"Bir saniye, kağıt çantamda olacaktı."
Taksici, aynadan genç kıza baktı. Bir anlık göz göze geldiler.
Taksici," Istanbul'lu değil misiniz?" diye sordu. Genç kız, çantasını uzun bir süre karıştırdıktan sonra aradığı kağıdı buldu. Kağıdı şoföre uzatırken,"Tam aksine, doğma büyüme buralıyım. Sadece bu adrese ilk kez gidiyorum," diye cevap verdi taksiciye.
Taksici, kâğıtta yazan adrese baktı. Yüzündeki şaşkınlık ses tonuna da yansımıştı.
"Uzak değil mi burası? Biliyorum burayı ama daha önce oraya hiç müşteri götürmedim."
Genç kız, bir anlık sessizlikten sonra,"Ne kadar sürede gidebiliriz acaba? Çok uzun sürer mi?" dedi bir umutla."Trafiğe takılıyoruz haliyle. Dediğim gibi uzak. Yani taksimetre çalışıyor. Demek istediğim..." Genç kız, taksi şoförünün sözünü kesti:
"Merak etmeyin lütfen, büyük ihtimalle başınıza gelmiştir. Ama emin olun ücretinizi eksiksiz ödeyeceğim," dedi. Şoförse birşey söylemeden direksiyon sallamaya devam etti.
Genç kız, camdan dışarıyı seyrediyordu. Heyecanla gideceği yere zamanında ulaşacağını umarak...
×××
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN MELODİSİ (Ara Verildi )
Ficção AdolescenteKAYIP BİR YÜZÜN ARDINDAKİ ACI GERÇEKLER...En fazla ne kadar saklarsın? Kaybolduğu düşünülen genç bir kızın geçmiş perdesi nelere mâl olur? Kanlı bir geçmiş... Gerçekler kış uydusundan uyanıp yavaş yavaş karanlık yüzünü göstermeye başladığında adeta...