Korku, damarlarda dolaşan bir zehir gibi...
3 yıl önce...
Karanlıktı...soğuktu...Elleri ve ayakları bağlı halde ahşap bir sandalyede oturuyordu. Ağzındaki bandı çıkarıp atmak ve bağırıp yardım istemek için büyük bir istek duyuyordu.
Sadece duyularına güvenemezdi elbette. Mantıklı düşünmesi gerekiyordu. Ama geçen her saniyede içine dalga dalda yayılan, onu esir eden bu korkunç duydu yüzünden düşünemiyordu. Kahretsin! Deli gibi korkuyordu işte! Ama ağlamayacaktı, güçsüz olduğunu hissettirmemeliydi. Bulunduğu ortamdaki betonun soğukluğu, tenini sertce yalayıp geçiyordu.
İçerideki nedeni bilinmeyen bu ağır kokuysa dayanılmazdı. Burdan kurtulmalıydı. Ailesi, onu bekliyordu. Eve gidecekti daha. Her zamanki gibi...Ama bu günden sonra hayatının eskisi gibi olmayacağını biliyordu. Kimse söylememişti bunu. Ama anlamayacak kadar aptal değildi. Hayatı cehenneme dönmüştü.
Sonra kulak kabarttı. Ayak seslerini duyabiliyordu. Ses, yavaş yavaş ona yaklaştı. Gözleri, siyah bir kumaşla bağlandığından arkasında duran kişiyi göremiyordu. Ensesinde sıcak bir nefes hissetmeye başladı genç kız. Ona ne yapacaktı? Ne zamana kadar burda tutacaktı? Aklından bunlar gibi cevabını bilemediği birçok soru geçiyordu. Kötü bir şey olmasını bekliyordu. Ama olmadı. Ayak sesleri, yine aynı yankıyla yavaş yavaş uzaklaştı.Yeniden korkularıyla baş başa bıraktı onu...
×××
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN MELODİSİ (Ara Verildi )
Ficção AdolescenteKAYIP BİR YÜZÜN ARDINDAKİ ACI GERÇEKLER...En fazla ne kadar saklarsın? Kaybolduğu düşünülen genç bir kızın geçmiş perdesi nelere mâl olur? Kanlı bir geçmiş... Gerçekler kış uydusundan uyanıp yavaş yavaş karanlık yüzünü göstermeye başladığında adeta...