Hayatta gelgitler olur ama sana sadece gitmek kalır...
Evin içinde kasvet ve hüzün kol geziyordu. Henüz elli ikisindeki bu adam için artık önemli kararlar verme zamanıydı. Şu anda evinde oturup tek düşündüğü kızı ve oğluna acı çektirmemek, bu dünyadan sessizce çekip girmekti... Bu büyük villada şimdi kimsecikler yoktu. Ne eşi ne kızı ne oğlu... Kızı Şirin ve oğlu Zafer, işlerindeydiler. Ama eşi onu sonsuza kadar bırakıp gitmişti.
Elindeki hapı ve bir bardak suyu geri mutfağa bıraktı. Doktorunun, kanser tedavisi için verdiği ilaçları artık içmeyecekti. Evin üst katına çıktı. Kızı ve oğluna yakalandığı kan kanserinden, bırakmak istediği mirasından yazacağı bu iki mektupla söylemeye karar verdi. Yatak odasındaki kitaplığının yanındaki masaya oturdu. Yazmaya başladı. Fakat sonra vazgeçti. Cebindeki çakmakla kağıtları yakıp, düşünceleriyle beraber açık duran pencereden savurdu. Hiç söylemese daha iyiydi belki de...
Hasta adam, kendi kendine söylendi:"Siz bilmeyeceksiniz. Hayır, bilmeyeceksiniz," dedi. Telefonunu aldı. Tekrar aşağıya inerek koltuğa oturdu. Sekreterini aradı:
"Tüm mal varlığımın bir çıktısını istiyorum. Liste halinde yarın," dedi bitkin çıkıyordu sesi.
"Direk bana ulaştır. Ben sadece yarın ofise bir iki saatliğine uğrayıp geri gideceğim. Bu arada bu olanlardan çocukların haberi olmasın sakın."
Karşı taraftan güven verici bir cevap gelmişti. İnce sesli sekreteri," Anladım Ömer Asaf Bey, siz merak etmeyin. İstediğiniz işlerin hepsi bende," diye cevap verdi.Adam, iç çekti sadece, ardından tek kelime etmeden telefonu sekreterinin yüzüne kapattı.
×××
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN MELODİSİ (Ara Verildi )
Fiksi RemajaKAYIP BİR YÜZÜN ARDINDAKİ ACI GERÇEKLER...En fazla ne kadar saklarsın? Kaybolduğu düşünülen genç bir kızın geçmiş perdesi nelere mâl olur? Kanlı bir geçmiş... Gerçekler kış uydusundan uyanıp yavaş yavaş karanlık yüzünü göstermeye başladığında adeta...