vingt'

497 41 8
                                    

- Anlamadım... Engel mi? Ne?

Adam başıyla onayladı.

- Bir bir anlatacağım. Ancak nereden başlayacağımı bilmiyorum.

Genzini temizleyerek sözlerine devam etti.

- Şöyle ki... Mark Lee kaza geçirdiği gündem beri konuşamıyor. Ve yürüyemiyor da. Biliyorsunuz. Kaza geçirdikten bir ay sonra benim yanıma geldi. Bir takım ders ve terapiler yaptık. Konuşmaya çalışmasını sağladım. Sadece konuşmasını değil. Ve bugün en son yaptığımız terapiyi sizin önünüzde tekrarlamamız için benden bir ricada bulundu. Bunu gerçekleştirmek istedi gözleriniz önünde. Şimdi üç dakikalık bir sessizliğe ihtiyacımız var.

Üç dakika dolduktan sonra doktor yeniden konuşmaya başladı.

- Mark derin bir nefes alıp ver.
yaptı*
- Şimdi de bu evrende en çok değer verdiğin varlığı düşün. Bu bir cansız varlık ya da evcil bir hayvanın bile olabilir. Düşündükten sonra bir işaret ver.
yaptı*
- Peki düşündüğün kişi kimdi? Onu bize söyleyebilir misin?
- Lee Donghyuck

Donghyuck gözlerine inanamamıştı. İstemsizce gözyaşları, gözlerinden firar ediyordu. Mark konuşabiliyordu. Mark'ın ağzından işittiği ilk kelime "Lee Donghyuck" olmuştu. Bu onu fazlasıyla mutlu ediyordu.

- Peki ona söylemek istediğin bir şey var mı?
- Seni seviyorum Lee Donghyuck. Ve sana saatlerce bakarak ya da saatlerce sarılarak şarkı söylemek istiyorum.

Mark ayağa kalktı. Ve birkaç adım atarak Donghyuck'ın yanına ulaşıp onun gözyaşlarını sildi. Ayağa kaldırdı ve öptü.

- Seni seviyorum Lee Donghyuck.
- Seni seviyorum Mark Lee...


Bitti...

Okuyan, yorum yapan, oy veren herkese teşekkürler.

Bir sonraki hikâyede görüşmek üzere.

obstacle あ markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin