Bölüm 4:Fakir kız

891 89 54
                                    

Playlist:The Chainsmokers – This Feeling

Hafifçe esen meltem dağınık sarı saçlarımı daha da dağıtırken tırnaklarımı avuç içlerime batırarak sakin kalmaya çalışıyordum.

Yanında olduğum adam hem işten atılmama neden olmuştu hemde bacağımı sakatlamama.

Sinirle ona döndüm ve ekledim.

"Gidecek misin artık ?"

Kaşlarını kaldırdı ve alaylı gözlerle bana baktı. Bu çocuk hiç ciddi olamaz mıydı?

"Nereye gitmeliyim?"

Derin bir nefes alıp cevapladım sorusunu .

"Cehennemin dibine! Yeter ki benden uzak ol."

"Ahh. Luce. Oraya gitsem eminim baş koltukta sen olursun ."

Alaylı sözlerine sinirle güldüm. Tanrım . Juvia kafede Gray ile yanlız kalsın diye Natsu'da dışarı çıkarmıştım ama planlarım arasında kesinlikle Natsu'nun peşimde olacağı yoktu .

"Git. Benden uzak olan her yer olabilir. Yeter ki benden uzak ol. Bir daha karşılaşmayalım. Çünkü benim sana karşı olan sabrım tükeniyor."

Yürüdüğümüz sahil kenarında hafif adımlarla durdu ve bana baktı .

"Ahh. Tesadüfe bak. Oysaki ben seninle uğraşmaktan çok mutluyum ."

"Siktir. Şerefsiz."

Küfrümden sonra sert adımlarla yürümeye devam ettim. Birde bu zengin picle uğraşmak istemiyordum.

Juvi'nin Gray'le olacağını düşünerek hızlı adımlarla evime doğru ilerledim. Zaten kafe evime 10 dakika falandı. Sinirli adımlarla neredeyse hırlayarak evime gelmiştim. Hızla anahtarı çıkardım demek isterdim ama yanıma almamıştım. Lanet.

Juvia'da bir tane olmasını umarak onu aradım.

''Benim canım arkadaşım.''

''Juvia ne istediğini söylemen gerektiğini düşünüyor Lulu.''

Hafifçe gülerek durumu özet geçtim. O ise benim de bir çıkarım olmalı diyerek telefonu kapatmıştı.

Telefonumdan sevdiğim bir şarkıyı açtım ve kapının önüne çöktüm. Kafamı kapıya yasladım ve gözlerimi kapattım.

Birkaç haftada o kadar çok yorulmuştum ki...

Bacağım sakatlanmıştı en önemlisi. Tüm spor aktivitelerim sarpa sarmıştı bu yüzden. Ha birde işten atılmıştım. Avans da alamamıştım çekip gittiğim için. Bu ay napacaktım ben. İşin kötüsü satıp para kazanabileceğim bir mücevherim bile kalmamıştı. Boynumdaki haricinde.

Bu annemindi. Gerçek pırlantalarla süslenmiş yıldız desenli oldukça narin bir kolyeydi ve bunu kesinlikle satamazdım. Ben parmak uçlarımla narince kolyeyi tutup derin düşüncelere dalmışken adım sesleri ayılmamı sağlamıştı.

Yanıma gelen kişi ile gözlerimi devirdim. Tanrım. Bu çocuktan kurtuluş yoktu. Arkasında mavi kafa görmemle heyecanla ayağa kalktım.

''Juviiii. ''

Benim heyecanıma karşılık canım arkadaşım elinde anahtarı sallayarak konuştu.

''Bir şartım var.''

''Ne istersen.'' Hızla cevap verip anahtarı kaptım ve kapıyı açtım... Keşke biraz daha düşünüp cevap verseydim.

''Birkaç bira aldık. Sende içeceğiz.''

NEMESİS-Nalu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin