İkigai: Hayata tutunma sebebi...
Güneş kendini dağların arkasına atarken bu ıssız bozkırda kalbimin göğüs kafesimi delecekmiş gibi atmasını umursamıyordum. Kafama dayalı namlu ile titrek nefes alışverişlerim ortamdaki karışıklığı bir anda bitirmişti ve herkes bir anda bana odaklanmıştı.
İnsanların gözlerindeki korkuyu görmemek adına gözlerimi kapadım. Sarı saçlarımın dipleri sızlıyordu. Acıyla birlikte gözlerimi daha da sıkı kapattım.
Titrek kirpkilerim hafifçe aralandığında korku dolu zümrütlere gülümsedim yavaşça. Tekrar gözlerimi kapatıp ölümü sessizce beklerken bir el ateş sesiyle kafamdaki namlunun baskısı azaldı ve Albert'ten büyük bir küfür duyuldu.
Beni tutan sert ellerin yerini soğuk ve yumuşak parmaklar aldığında gözlerimi açtım korkarak. Zümrütler kararlı bir şekilde bakarken gözlerime bir bileğimi sertçe kavramış ve beni biraz olsun o iğrenç adamdan uzaklaştırabilmişti.
Elindeki Silahı Albert'e doğrultan İgneel bağırdı.
''Silahını indir. Olacaklardan ben sorumlu değilim artık.''
Bu sözlere rağmen Albert'i göremiyorum Natsu'nun beni çekmesiyle o adama sırtımı dönmüştüm .
Oldukça yakından gelen bir silah sesiyle birlikte vücuduma tarif edilemez bir acı yayılmıştı. Sırtımdaki yoğun acıyla dizlerimi kırdım olduğum yerde.
Benim gelmediğimi farkeden Natsu hızla bana döndü. Kendimi onun kollarına bırakırken acıyla elini sıkmıştım. Çok canım yanıyordu. Bunu durdurmak istiyordum. Bu kadar acı çok fazlaydı.
Dolu gözlerimden akan birkaç damla gözyaşı ile birlikte Natsu endişeli gözlerini suratımda gezdirdi. Üzerindeki tişörtü bir hışımla çıkarıp sırtıma bastırdığında acıyla inledim.
''Özür dilerim. Lütfen dayan Luce. Lütfen. Kapatma gözlerini.'' Sözleri gittikçe daha boğuk gelmeye başlıyordu. Gördüğüm silüeti yavaş yavaş kararıyordu. Son sözleri kulaklarımı doldurdururken bilincim çoktan gitmişti bile.
''Benimle kal Luce!''
--***----
Bölüm şarkısı : The fault in our stars – Troye Sivan Dinlemenizi öneririm. Sözleri oldukça uyumlu.
-Natsu-
Kan olmuş ellerimi pembe saçlarımın arasına geçirdim sertçe. Önümdeki sedyeye bıraktığım narin bedenin hoşlandığım kadına ait olması beni şok ederken beni şok eden asıl şey onu kaybetme korkumdu.
Onun yerinde olan kişi ben olmak istemiştim. Tüm o acıları ben çekeyim istemiştim.
Sarı saçları bembeyaz sedyeden aşağıya sarkarken tek yapabildiğim ameliyathane kapısının önünde beklemek olmuştu.
Kaç dakikadır burada beklediğimi anlayamazken yavaş adımlarla kapının yanındaki duvara sırtımı yasladım ve yere çöktüm. İnsanlar önümde koşuştururken ben sadece ellerimdeki koyu kırmızı kurumaya başlamış sıvıya bakıyordum.
Canım yanıyordu. Sanki kalbim boğazımda atıyordu. Midem bulanıyordu. Hayata dair olan bütün sevgim bitmişti bir anda.
Koşarak önümde duran önüklü Zeref'e baktım anlamsızca. Önüme çöküp bir elini omzuma koydu.
''Natsu. Sen iyi misin? Bir yerinde bir şey yok değil mi?''
Sözlerine zar zor cevap verebildim. ''Lucy...''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEMESİS-Nalu
Fanficİntikam. Elinizdeki tek şeyin size bahşedilen bir yetenek olduğunu düşünün. O yetenek için savaşmanızı ve o yeteneğin sizi ayakta tuttuğunu... Sonra günün birinde zengin züppe birinin acımadan ve gözlerinizin önünde o mükemmel yeteneğinizi aldığın...