Bölüm 7:Orenda

829 77 24
                                    

 "Orenda". Etrafımızdaki her şeye etki, nüfuz ederek dünyanın değişebileceğini düşünmek, bunu düşündürten manevi güç.

Terleyen ellerimi üzerimdeki kot eteğe sildim ve kapıyı iki kez tıklattım.İçeriden duyduğum komut ile gergin bir şekilde odaya girdim.

''Bir yere mi gidiyorsun?'' Jude'nin sözleri ile gözlerimi ondan aldığım kahverengi gözlere çevirdim.

''Şey...Natsu beni alacak da.Bir kahve içeceğiz. Senin için bir mazereti var mı?''

Gözlerini evraklarına geri çevirdi  ve ekledi.

''Sorun yok gidebilirsin. ''

Gülümsedim. Sonunda Juvia'yı görebilecektim.Kapıya doğru sessizce yürürken arkamdan seslendi.

''Dikkatli ol Lucy.''

Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. İlk kez beni düşünmüştü. Kapıyı kapatıp üzerimdeki şaşkınlıkla odamdan çeketimi ve çantamı aldım. 

Büyük kapıyı hizmetçi benim için araladığında gülümseyip çıktım koca malikhaneden.  Derin bir nefes aldım. Kendimi daha özgür hissediyordum.

Hafifçe gerinip karşımda arabasına yaslanmış beni bekleyen Natsu'ya doğru sekerek ilerledim.

''Çok mutlusun galiba Prenses hazretleri.'' Evi gösterek kurduğu cümle ile mutluluğum bir balon misali bir anda sönüvermişti.

''Hadi gidelim.'' Sözlerimle çenemi parmakları ile kavradı hafifçe.  Bu yakınlıktan rahatsız olup sertçe kurtardım kendimi. Ses çıkarmayıp arabasına binmişti.

Bende sakin bir şekilde lüks arabasına adımını atmıştım.

Natsularda yediğimiz aile yemeğinden sonra Jude'nin Natsu ile dışarı çıkmama izin vereceğini düşünmüştüm . Ki haklıydım da. Natsu ile aramda bir şeyler olmasını istiyordu ama ne yazıktır ki benim tek buluşma sebebim Juvia idi.

Pembenin uç tonlarında sürdüğüm ojelerimle oynayarak yolu izlemeye devam ettim. Sessiz geçen yolcuğumuz beni gersede ses çıkarmamıştım.

Radio'dan  öylesine bir kaç şarkı karıştırdım ve mırıltılarım ile  eşlik etmeye başladım.

Zümrüt renkli gözlerini üzerinde hissettiğimde yavaşça sesim kısılmıştı. Gergince gülümseyip önüme döndüm. 

Dudakları hafifçe kıvrıldı ve ekledi.

"Devam et Luce . Seni hiç bu kadar mutlu gördüğümü hatırlamıyorum doğrusu."

"Juvia'yı görecegim.'' Sorunsuz geçen bir yolculuktan sonra lüks bir kafenin önünde durmuştuk.

Arabadan inip yuvarlak çerceveli güneş gözlüklerimi taktım. Üzerimdeki kot etek ve beyaz bluzumla oldukça sadeydim. 

Karşıdan geçen mavi saçlı arkaaşımı görmeden önce üzerime atlayan Plue ile sarsıldım.

''Sen özledin mi beni? Bende seni çok özledim. '' Kulaklarını kaşırken bir yandan da ona ilgili sözler sarf ediyordum.

Bana yaklaşan Juvia'yı gördüğümde hızla ayağa kalktım . Tam sarılacakken kendimi biraz geri çektim. Öncelikle ona bir özür borçluydum.

Ben ona sarılmaya korkarken o hızla bana sarıldı sıkıca.

''Lucy.. İyisin değil mi? Beni çok korkuttun.''

Dolan gözlerim daha fazlasını tutamayacağını anladığında bir kaç damla yaş süzüldü kirpiklerimin arasından.  Beni kollarımdan tutarak kendinden bir kaç santim uzaklaştırdı Juvia.

NEMESİS-Nalu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin