Bölüm 29: Forelsket

583 51 169
                                    

Playlist : Just give me a reason ( Ya her seferinde ekliyorum ama dinleyen varmı gerçekten dkdkdk Güzel şarkı önerileriniz varsa yazabilirsiniz.)

Forelsket: Aşık olmanın yarattığı aşırı mutlu hal (Danca)

''Aman tanrım. Bu inanılmaz bir şey.''

''Juvia bunun farkında.'' Bıkmış sesini umursamadan devam ettim.

''Lucy teyzen seni çok seviyor... Aman tanrım Juvia bana cevap verdi.'' Karnının üzerine koyduğum kafamı ittirirken gözlerini devirmişti usanmışlıkla.

''Juvia'nın sadece karnı guruldadı Lucy.''

Oturduğum yerden kalkıp peşinden ilerlerken ekledim.'' İsmi ne olacak. Kız olursa Lucy olmalı.''

''Kesinlikle ismi Lucy olmayacak. Ayrıca oğlum olacak benim.'' Juvia'nın yanına gelip karnını okşayan Gray sarf etmişti bu kelimeleri.

''Hayır. Hayır. Kız olursa Lucy olmalı. Erkek olursa da Lucyn falan. Yada Luigi. Luc. Lucifer belki. '' Heyecanlı sözlerim bana bakan iki ölümcül bakışla bölünmüştü.

''Asla çocuğuma şeytan ismi koymayacağım.''

''Lucky.'' Bir ihtimal seçerlerdi. İsminde Lucy geçmezse ne anlamı kalırdı ki.

''Juvia bir insan doğuracak köpek değil.'' Mavi saçlarını dağınıkça toplamış üzerindeki pembe sabahlığı ile koltuğa uzanmıştı.

''Siz de hiçbir şey beğenmiyorsunuz. Luke? Luke güzel değil mi? Hem biricik Lucy teyzesinin ilk iki harfini içeriyor. Kesinlikle mükemmel.''

Ortamda oluşan sessizliği açılan dışkapının sesi dolmuştu.

Sonrada kulaklarımın aşina olduğu o mükemmel ses tonu.

''Slyvia? Gayet hoş bir isim.'' Natsu'nun elinde koca bir ayıcıkla içeri girmesi sadece beni değil tüm herkesi şaşırtmıştı.

''Natsu amcası ona bir hediye bile aldı. Öyle değil mi?''

'' Juvia Slyvia ismini beğendi. '' Natsu'nun elindeki ayıcığı alıp sarılan Juvia'nın bu cevabı vermesi ile hafif bir kızgınlıkla bağırdım.

''Juvia! Resmen param yok diye beni görmezden geliyorsunuz. Böyle olacağını bilseydim hisselerimin bir kısmını küçük Luke'a devrederdim.''

''Slyvia.'' Natsu'nun karşı çıkması ile oturduğum beyaz koltuktan kalkıp ona doğru ilerledim.

''Luke!''

''Slyvia.'' Karşışına geçtiğimde işaret parmağımı sertçe göğsüne bastırdım.

''Ne hakla karışabiliyorsun sen?'' Sessiz kalmasıyla çatılı kaşlarımı olabildiğince çatmıştım.

''Aile kurmaktan anlamayan bir adamın buraya gelip çocuğa isim bulması çok ironik gerçekten.''

Sözlerimle derin bir nefes almıştı.

''Doğru söylüyorsun. Belki de gidip bir yerlerden kendimi atmalıyım.'' Yorgun ses tonuna aldırmadan samimiyetsiz bir şekilde güldüm.

''İşte böyle Dragneel, kaç. Her zamanki gibi. Her şeyi arkada bırakıp kaç. En iyi bildiğin şey bu değil mi zaten.'' Cevap vermesini beklemeden çantamı almıştım koltuktan. Verecek bir cevabı yoktu.

''Sonra görüşürüz Juvi. Sonra görüşürüz teyzesinin küçük Luke'u.'' Kapıyı sertçe çekip kendimi dışarı attığımda derin bir nefes aldım.

NEMESİS-Nalu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin