"Depaysement". Alışılmış ortamdan, yaşanılan yerden farklı bir yerde olmaya, yabancılık hissetmeye veya arada kalmışlık hissiyatı.
Natsu'nun karşıma oturması ile masaya uzun süreli bir sessizlik hakim oldu.
Tabağımdaki etleri çatalla oynarken düşüncelere dalmıştım ayrıca Natsu sürekli beni dikizliyordu.
İgneel-san konuyu dağıtmak adına öksürdü ve konuşmaya başladı.
"Lucy. Seni ne zamandır görememiştim. Nerelerdeydin?"
Tam ağzımı açıp birşeyler söyleyecektim ki... Jude Benden hızlı davrandı.
"California'daydı. Orada küçük bir eğitim alıp biraz gezdi. Değil mi Lucy?"
Sinirle yutkundum. Yine bir yalan.
"Evet. Evet öyle."
Konuya hiç dahil olmayan Zeref atladı söze bu sefer.
"Natsu'yu nereden tanıyorsun?"
İşte buna verecek bir cevabım yoktu. Kahvelerimi Zümrütlerine çevirdim ve yardım istedim..
"Lucy'i Gray tanıştırdı benimle . Çok bir tanışıklığımız yok zaten ."
Cümlesinden sonra gözlerini benim üzerimden çekti ve yemeğini yemeğe başladı.
"Layla burada olmayı çok isterdi."
İgneel-san'in sözleri ile tabağımdaki etleri oynamayı bırakıp çatalı kenara koydum .
"Keşke olabilseydi. "
Mırıltım masadakilere ulaşmıştı. Masayı büyük bir sessizlik kapladı sonrasında. Doğruydu ama. Şimdi annem burada olsaydı... Ne ben bu durumda olurdum ne de diğerleri.
İştahımın olmaması yüzünden tabağım olduğu gibi duruyordu. Bu insanların dikkatini çekmiş olacak ki. Natsu bana bir soru yöneltmişti.
"Neden yemiyorsun?"
Gözlerim ilk onun Zümrütlerine sonrada babamın kızgın kahvelerinde değdi.
"Çok aç değilim." Hafifçe gülümsemeye çalıştım.
Bu yemek ne zaman bitecekti cidden.
"Lucy yarın okula gidecek mi?"
Okul mu?
"Okul derken?"
Anlamadığını belirten bir surat ifadesi takmıştım.
"Daha Lucy ile bu konuyu konuşmamıştım. Ama madem konusu açıldı. Sen gelmeden önce buradaki eğitimine Dragon Fist'te devam etmen gerektiğini düşündük."
"Ne?"
Natsu ve ben aynı anda bu soruyu sormamız la ortalık daha da gerilmişti.
"Dert etme okul çok iyidir istediğin her türlü aktiviteyi orada bulabilirsin."
İgneel-san'in sözleri ile biraz da olsa gülmeye çalıştım.
"İçim rahatladı. Teşekkürler."
Gerçekten birde o iğrenç koleje mi gidecektim? Kabusta falan mıydım?Öyleyse lütfen uyanayım artık.
Yemek bittiğinde yavaşça ayaklanmıştık. Yavaş adımlarla kapıya ilerledikçe arkamdan Natsu'nun gelmesi ile daha da geriliyordum.
Hizmetlinin ceketimi eline alması ile öne yönelmiştim ki.Natsu ceketi eline aldı ve omuzlarıma örttü nazikçe.
Ceketi öterken kulağıma yavaşça fısıldadı.
"Demek Heartfilia. Sevdim bunu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEMESİS-Nalu
Fanfictionİntikam. Elinizdeki tek şeyin size bahşedilen bir yetenek olduğunu düşünün. O yetenek için savaşmanızı ve o yeteneğin sizi ayakta tuttuğunu... Sonra günün birinde zengin züppe birinin acımadan ve gözlerinizin önünde o mükemmel yeteneğinizi aldığın...