Bölüm 17: Cafuné

780 64 87
                                    

Cafuné:Portekizcede "Sevdiğin kişinin saçlarında ellerini nazikçe dolaştırmak" anlamına geliyor.

Koşuyordum. Sanki içinde olduğum beden bana ait değildi. O kadar hızlı koşuyordum ki. Kapkaranlık bir yerdeydim. Ayağıma batan dikenler ormanda olduğumu anlatıyordu bana. Kapkaranlık yolda kaçıyordum. Arkamdan gelen silüet ile korkuyla arkama baktım.

Koşmaktan bacaklarım yorulmuş, nefesim kesilmişti. Ciğerlerimin son raddeye gelmesi ile sert bir şekilde öksürdüm.

Ayağım dal parçasına takıldığında yüz üstü yere düştüm. Arkamdaki silüet bana yaklaşırken bir ışık görmüştüm yolun sonunda. Gittikçe bana yaklaşan ışığa bakarken birses tüm karanlığı doldurdu.

''Luce.'' Natsu?

Heyecanla etrafıma baktım. Karanlık ortamda sadece sesi yankılanıyordu. Ayağa kalktım sessizce. Arkamdaki silüet kaybolmuştu, sadece önümde bir ışık vardı. Işığa doğru bir adım daha attığımda onun mest edici sesi tekrar duyuldu.

''Luce.''

''NATSU! Neredesin?'' Lütfen yardım et. Korkuyorum.

Işığa doğru bir adım daha attım. ''Luce. Gitme.'' Ağlamak istiyordum ama gözlerimden yaşlar akmıyordu. Üzerimdeki bembeyaz elbiseye baktım. Uzundu. Altları çamur olmuştu ve çamur gittikçe yayılıyordu.

''Natsu! Yardım et!'' Işıktan ters tarafa doğru koşmaya başladım. Gittikçe orman yeşilleniyordu. Çicekler açıyordu. Tekrar onun sesini duydum.

''Teşekkürler Luce!''

---***---

Gözlerimi açamasamda yavaş yavaş sesleri duymaya başlamıştım. Boğuk gelen seslerle zar zor kirpiklerimi araladım. Beyaz tavan lambası gözlerimi alırken hafifçe kıprıştırdım onları.

''Natsu...'' titrek sesim benden izinsiz bir şekilde dudaklarımın arasından kaçmıştı.

Odadaki tüm gözler bana döndüğünde zümrütlerle karşılaşamamıştım. Rüyamda onu görmemden olsa gerek böyle bir arayış içine girmiştim.

Doktorlar yanıma gelip gözlerime ışık tuttuğunda sessizce beklemiştim işlerini halletmelerini.

Juvia hemen yanımdaki koltuğa oturmuş elimi tutuyordu. Hafifçe gülümsedim. Odada sadece Juvia olsada, odaya bakan büyük camda herkes beni izliyordu. Sting, Gray, Erza hatta Jelall bile vardı.

Sadece gözlerim hala Natsuyu arıyordu. Nedensizce. Sanki onu görsem rahatlayacaktım.

''Juvia..'' Seslenmemle mavi saçlarını arkaya atıp daha çok yaklaştı bana.

''Natsu.. Nerede?''

''Juvia onu neden merak ettiğini anlamadı. Ondan nefret etmiyor muydun?''

Onaylamaz bir şekilde kafamı salladım zorlukla. ''Bilincimi kaybettiğimde onun kucağındaydım. İyi mi?''

Onaylar bir şekilde kafasını salladı. ''Artık iyi olabilir.'' Anlamdığım sözleri yüzünden Juviaya baktım. O ise gülümseyip sarı saçlarımı okşadı.

Doktorlar çıktığında Sting zorla gelip Juvia'nın yerini almıştı.

''Lucy. İyi misin bebeğim.Bir yerin acıyor mu? ''

Onaylamazca kafamı salladım.

''Hangisine hayır. Canın mı yanıyor. Doktor çağırayım mı?'' hızlı hızlı konuşmasıyla zorlukla konuştum. ''İyiyim. Sakin ol.''

''Oh. Beni endişelendirdin. Ne kadar korktum biliyor musun? ''

Hafifçe gülümsedim. ''Sting... Bana Natsuyu getirirmisin?'' Sertçe kaşlarını çattı.

NEMESİS-Nalu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin