. : . E I G H T E E N . : .

9 2 1
                                    

Hayatımız bazen istemediğimiz şeyler doğrultusunda gelişebiliyordu. İstemsiz olarak herhangi birisine aşık olabilirdik. Kalbimize söz geçiremezdik. Veya en masum örneği siz mesela küçükken doğum gününüzde bir kedi isterdiniz ama karşınıza koyulan oyuncak kediden başka bir hediye alamazsınız. Onunla yetinmek istersiniz. İstek dışı olsa da gelişen olaylar ona alışmak istersiniz. 

Şuanda oturmuş ve günlüğümün son satırlarını yazıyordum. Ben Jung Raon.. Hayatımın bir kısmı benim için sadece sisli bir hatıra gibi. Akrabalarım arasında ölümden dönen bir kız olarak biliniyorum. Kuzenlerim ise benimle hem dalga geçiyor hemde geri döndüğüm için Tanrı'ya şükür ediyordu. 

"Jung Raon. Hadi defile için annemiz senin giyeceğin kıyafeti getirtmiş."

Eunha.. Kendisi ablam olur. Aslında o bir idol ama şuan benim yanımda kalıyor. Sanırım ölüm döşeğindeyken de yanımdaydı. Ben bir şeyler hatırlamasam da Eunha her zaman saçmalıyor. Mesela benim hakkımda bir konu açıldığında saçmalamaya başlıyor. Ünlü bir gruptan bahsediyor, hatta bir keresinde hayaletleri gördüğünü ve onlarla konuştuğunu düşünüyor. Unnim çok garip.

"Tamam~ Geldim." diyerek günlüğümü kapattım ve yastığımın altına sıkıştırdım. Görkemli bir odaya sahiptim, kasalara ve bir kaç mücevher kutusuna.. Ama bence en güzel yer yastığımın altıydı. Üzerimdeki elbiseyi düzelterek annemin yanına ilerledim. 

Annem ve Babam benim geçirdiğim olaylardan sonra daha da bağlanmıştı. Ailemiz, birbiri arasındaki sevgi bağlarını tazelenmişti. Annem ünlü bir moda tasarımcısı olduğundan kısa sürede işlerine hakim olmuştu. Babam ise yürüttüğü holdingi amcama emanet etmişti. 

Evde bizimle ilgileniyordu. Biliyordum bu emanet işi kısa süreliydi ama Babamın böyle benimle, annemle ilgilenmesi oldukça hoştu. Sipsiyah saçlarımın arasına morluklar attırmıştım. Bilmiyorum.. Yeşil en sevdiğim renkti fakat ondan sonra en sevdiğim renk mor olmuştu.

Annemin yanına indiğimde gördüğüm elbise gözlerimin pörtlemesine sebep oldu. Annem bu hafta için ünlü insanların katılacağı bir defile düzenliyordu. Defileleri Kore'nin en gözde defilelerindendi. 

O en güzel -kadın erkek fark etmeksizin- davet kıyafetlerini tasarlıyordu. Tasarladığı parçalar çok büyüleyiciydi. İnsanlar annemin yaptığı, tasarladığı elbiseleri giymek için önceden bilgisayar başına oturuyor ve sipariş için bekliyordu. 

Bu haftaki defilede benimde olmamı söylüyordu annem. Defilenin teması daha çok çiçekler üzerineydi. Ve bana giymemi istediği elbise karşımdaydı. Tanrım.. bu çok hoştu..

 bu çok hoştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kızım bunu senin için tasarladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kızım bunu senin için tasarladım. Umarım beni kırmaz ve bu defilede bunu giyip anneni orada temsil edersin." diyerek benden onay bekleyen anneme sade onaylar bir şekilde kafamı oynatabildim. 

Dilim tutulmuştu. Yavaş yavaş ilerdim ve elbiseye dokundum. Sanki elim elbisenin üzerine sabun gibi kayıyordu. Kumaşı çok hoştu. Görüntüsü muhteşemdi. Tamamen imkansız duruyordu ama benim annem yapınca imkanlı bir şey olmuştu.

"Anne bu çok güzel. Seni tebrik ediyorum." diyerek anneme döndüm ve ona sarıldım. Bana defilede bunu giydikten sonra bir balo olacağını söyledi. Orada giymem için ise bana yine mükemmel bir kıyafet hazırlamıştı. 

Elbiselerin bulunduğu odadan çıkarak yemek odasına geçtik ve hep birlikte akşam yemeğimizi yemeye başladık. Eunha annem ile konuşup ona bazı idollerin isimlerini veriyordu. 

"Defile efsane olucak.." diyen babama katıldım ve bende bir kaç söz ekledim. Yemeklerimiz bitince ben yukarıya odama çıktım. Aklım hala elbisedeydi. 

Bir yandan da içimde oluşan saçma heyecana engel olmamıyordum. Tam yatağa oturacakken gözlerim karardı. 

"Hoseokie~ yardım eder misin?" aklımda canlanan görüntüde beyazlar içerisindeki uzun saçlı siyah bir kız arkası dönük olan bir erkekten yardım istiyordu. 

Başka bir ses daha duydum. Bu sefer erkek sesiydi. "Hyung~ Benimle yatar mısın?" Sonra adam ve ses kayboldu. Hızla dikleştim ve ayağa kalktım. Odada bir kaç tur atarken birden içeriye giren Eunha ile yerimde sıçradım ve geri tur atmaya döndüm.

Yanıma gelerek koluma bir elini attı ve ne olduğunu sordu. Onu sadece heyecanlı olduğum ile ilgili bir yalan söyledim. "Yüzünün rengi atmış. Anlat dinliyorum." 

Ona gördüğüm şeyi anlattığımda bana 'sonunda!' gibisinden bakarak kollarımdan tuttu ve yatağa birlikte oturmamızı sağladı. Bana başından beri nelerin döndüğünü anlatacağını söyledi. Ben ise hızla topuklu ayakkabılarımı fırlatarak bağdaş pozisyonuna geçtim, Eunha ise topuklu ayakkabılarını yavaş yavaş çıkarırken anlatmaya başladı.

Duyacaklarımdan emin değildim ama Eunha'nın her zaman saçmalamasının sebebini ve arada gördüğüm bu görüntülerin sebebinide merak ediyordum. O yüzden pür dikkat dinlemeye başladım.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 01, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

JungKook Olarak Uyanmak?!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin