Meşakatli bir hayat ne kadar da zor görünüyordu. Evet zordu ama kim hayatına söz geçirebiliyordu ki! Üstelik kimse zor bir hayat istemezdi. Bu oldukça göreceli bir kavramdı. Sadece ailesi tarafından sevgi görmeyen bir çocuk hayatını zor bulabilirdi. Sevgilisi tarafından aldatılmış genç bir kadın hayatını zor bulabilirdi. Maddiyatı düşük olan aileler hayatlarını zor bulabilirdi. Dahası birkaç sayılan, ön görülen fikirlerden sonra, istismara uğramış küçük büyük farketmeyen kız çocukları için hayat felsefesi oldukça uzak duruyordu. Peki hangisi yazılmış alın çizgisine, şekillendirip yön verebiliyordu?
Doktor July, başından geçen zorlukları o birkaç saniyede hızla zihninden geçirdi. Onun için bu kadar hızlı düşünmek zorlayıcı değildi. Daha da fazlasını yapabilirdi. Titreyen ellerine odaklanarak bir saniye kadar duraksadı. Avuç içlerindeki ıslaklığı farketmesiyle ellerini ters çevirerek göz hizasına kadar kaldırdı. Terleyen avuç içleri, içinde büyük bir tedirginliğe baş gösteriyordu. Kot pantolonunun arkasına ellerini silerek masasının arkasındaki koltuğuna kuruldu. Kendisini yerleştirir yerleştirmez kapı, babası Daniel tarafından iki defa tıklatıldı. Doktor July, çenesini kaldırarak dik durmaya özen gösterdi. Ardından kendisinin bile şaşırmasına neden olan o güçlü sesi duyuldu.
"Giriniz!"
Kapı ardındaki Daniel ve Bay Samuel, odada yerlerini aldılar. Sevincinden ışıldayan gözleri Doktor July'nin duygularını gizlemesine mâni olmuştu. Karşısındaki iki iri adamdan biri gururla bakarken diğeri hâlâ duygusuz ve ufak bir kalp kırıklığıyla bakıyordu.
Daniel, duygularını çok zor yönlendirirken, kendisini kızına sarılmamak için güç bela tutuyordu. Gözlerinin yaşarmasına, ellerini tutmaya ve onu öpüp koklamaya o kadar ihtiyacı vardı ki, belki de sadece bu kadar zaman öfkesini yitirmemek için aklından kızının marifetini geçirip duruyor ve duygularının taze kalmasına neden oluyordu. Kalbi sızlıyor, göğüs kafesi nefes almasında sıkıntı çıkarıyordu. Titremeye başlayan parmaklarını pantolonunun arkasına gizleyerek kızına belli etmemeye çalıştı. Fakat unuttuğu şu ki, küçük kızı onun ellerini arkasına almasından bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Kuşkulu bakışları ikisi arasında pinpon topu misali gidip gelirken, babası Daniel ve Bay Samuel endişeyle Doktor July'e bakıyorlardı.
"Sanırım birazdan ayaklarıma sanrı girecek, tutmakta oldukça zorlanıyorum."
"Üzgünüm, anlamadım. Profösör Samuel?"
"Bizi kovacaksan gidelim ya da bir an önce oturalım. Çünkü bu yaşlı bunaklar ayakta durmak için oldukça büyük bir çaba sarfediyor."
"Özür dilerim. Ben unutmuşum. Buyrun lütfen."
Diyerek eliyle masa önündeki tek kişilik iki deri ofis koltuklarını işaret etti. Koltuklara kurulan adamlar, karşılarındaki hanımefendiye özlemle bakıyorlardı.
"Pekâlâ, bizi buraya neden çağırdığını daha detaylı bir şekilde anlatabilir misin?"
Bay Samuel'in, soru dolu ricası üzerine Doktor July boğazını temizleyerek dikkatini karşısında oturmakta olan babası ve doktoruna çevirip anlatmaya başladı.
"Evet tabi ki! Dokuz yaşına yeni girmiş küçük bir erkek çocuğu. Hakkında hiçbir şey bilinmiyor ve bünyesi hiçbir teste olumlu yanıt vermiyor. Ona hastanemize ilk geldiğinde bir çok testi yaptırdım. Daha sonra sorguya aldık. Amacımız çocuğun gözünü korkutmak değil; sadece nereden geldiğini, kim olduğunu ve hakkında birkaç bilgi edinmekti. Oldukça mantıklı ve özverili bir şekilde konuştu. Daha çok dokuz yaşında küçük bir çocuk gibi değil de, otuzlu yaşlarının başında olgun bir beyefendi gibi konuşuyordu. Daha sonra birden sinir krizi nöbetlerinden birini geçirerek etrafındaki insanlarının üzerine atlayarak saldırmaya başladı. Onu durdurmak istedik ama oldukça güçlüydü. Hem de bir erkeğe karşı gelebilecek kadar güçlü. Onu durduramayınca da, onu bayıltmaya karar kıldık. Çocuğun ve bizim güvenliliğimizden emin olmak adına çocuğu bir odaya kapatarak kilitledik. Baygın olduğundan bunu yapmak zor değildi. Güvenlik görevlilerinden biri yaklaşık üç saat sonra çocuğun uyandığını ve içeriden büyük bir gürültü geldiğini söyledi. Her ihtimale karşı hazırlıklı bir şekilde aşağıya indim. Çocuk yerde yeniden nöbet geçirirken ve ağzından beyaz mukus salgısı çıkarırken, güvenlik görevlisi yerde yatıyordu. Durumu anlamak için ilk onun yanına gittim. Çocuk, güvenlik görevlisini vücudundan çıkan manyetik elektrik akımıyla bayıltmıştı. Gerekli müdahaleleri yapıp, eldiveninin üzerindeki beyaz mukus sıvısını da test için yanımda götürdüm. Çocuk şu an için iyi fakat sonra ne olur bilemiyorum."
"Onu görmek istiyorum? Onunla konuşmalıyım. Bu böyle devam edemez."
Bay Samuel, soru sormaktan daha çok emir verir nitelikte çıkan ses tonunu bariz bir şekilde göstermişti. Doktor July, bay Samuel'e hak verdiğini başını olumlu anlamda sallayarak belirtti.
"Anlıyorum ama onun biraz dinlenmesi gerekiyor. Henüz değil, biraz beklemelisiniz. Sizin için toplantı odasındaki koltuklarda dinlenerek beklemenizi önermekten başka yapabileceğim bir şey yok."
"Sende haklısın. Ama unutmamalısın ki bunu daha fazla ertelememeliyiz."
"Biliyorum. Teşekkür ederim. Her şey için..."
"Önemli değil. Şu dinlenme yerini bize göstermeye ne dersin? Bu moruklar oldukça yorgun ve ek olarak aç!"
Bay Samuel'in çocuksu tavrını yansıtması Doktor July'i oldukça güldürüyordu. Gergin havayı biraz olsun samimi tavırlarıyla yumuşatmayı beceren Bay Samuel, merakla karşı tarafı dinledi.
"Memnuniyetle!"
Bu cevap Bay Samuel'i memnun etmiş olacak ki, her zaman ki gibi tüm dişlerini gösterircesine gülümsedi.
"Anlaşılan bu moruklar buradan gitmek istemeyecekler."
İkisi odadaki tok kahkaha seslerinin nedenleri olurken, Daniel bir an için gülümseyip daha sonra memnuniyetsizliğine geri döndü.
Neşeli bir kahkahayla yerinden kalkan Doktor July, ellerini önünde birleştirerek kapıya doğru ilerleyip takip etmelerini söyledi. Keyifle iki iri yaşlı ve mükemmel insanlar, kısa boylu sarışın doktoru takip etmekten başka bir şey yapmadılar.
Daniel'in her ne kadar tek bir kelime bile söylemeye tenezzül etmemesine rağmen Doktor July, yüzündeki keyif dolu gülümsemeyi silmeyerek önden ilerlemeye devam ediyordu. Önemli olan babasının güzel sohbetlerine katılması değil, yıllar sonra kızının çalıştığı yere gelerek onun yanında olmasıydı. Evet, evet kesinlikle bu Doktor July'e yeter de artardı.
Uzun ve dar koridordan geçerek asansöre geldiler. Sonradan yapılan asansör, duvarlarla yeni deri koltuklar kadar büyük bir tezatlık içerisindeydi. İçine girerek bir alt kat olan zemine ulaştılar. Asansör kabininin açılmasıyla hızla geniş hole gelip boş buldukları L koltuğa oturdular. Hastane görevlilerinden birine pişirdikleri yemekten isteyerek beklemeye başladılar. Beklerken hiçbir şeyden bahsetmemişlerdi. Uzun süre birbirlerinin yanında sessiz kalan üçlü, yanlarına gelen hemşire tarafından sessizlikten sıyrıldılar. Hemşire kolları arasında sımsıkı tuttuğu dosyayı Doktor July'e uzattı.
"Doktor July, görmek isteyeceğiniz önemli testler bu dosyanın içerisinde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DNA LANETİ
Mystery / ThrillerBir minyatür tablo vardı. Bir savaşı anlatan iki ruhu temsil ediyordu. Temiz ve berraklığı anımsatan mavi renk; kirli ve karanlığı hatırlatan kırmızı renk iç içe geçirilmişti. Birbirleriyle harmanlanan iki renk, birbirinden habersiz yıllar geçirmişl...