Umarım düzgün yazabilmişimdir. Çünkü bana hiç öyle gelmedi.
Bugünün 4. bölümü. Canım sıkkın, azıcık gülelim diye geldim.
Shiplediğiniz çiftler hangileri?
Kimleri çift olarak görmek istiyorsunuz?
Öptüm kocaman.
Rehberimdeki numaraya tıkladım. Birkaç çalıştan sonra açtı. "Aşağıdayım."
"Ne?" dedi şaşkınlıkla.
"İn aşağıya Batı." Telefonu suratına kapatıp cebime koyarken yerimde duramıyordum.
Bir sağa bir sola giderek sakinleşmeye çalışıyordum ama kafayı yeme noktasına gelmiştim artık. En son bile düşünmeyeceğim insanın yaptığı şey midemi bulandırıyordu.
Batı, evden çıkıp bana doğru gelirken üzerine doğru yürüdüm ve birden yakasına yapıştım. Gözleri irice açıldı.
"Kimsin sen?" diye bağırdım burnunun dibine girerek. Parmak uçlarımda kalkmış gözünün içine bakıyordum. "Kimsin sen ya?"
Elleri, ellerimin üzerine kapandı. "Ne oluyor, Seren."
Alayla güldüm. "Ne mi oluyor? Mirza ile kanka olmuşsun!" diye bağırmamla yüzü sertleşti.
"Şu şerefsizin ismini ağzına alma." dedi ellerimi yakasından indirirken.
Ellerimi ondan kurtararak sertçe omzundan itekledim. "Neden? Seversin sen onunla iş çevirmeyi!"
"Bak açıklayacağım." demesiyle tepem iyice attı.
"İnkar da etmiyor ya!" diye bağırdım boğazımı yırtarcasına.
Bana doğru gelmesiyle tekrar itekledim. Affallayarak birkaç adım geriye gitse de sinirle kaşları çatılmıştı.
"Gözüme gözükme, Batı. Bundan sonra arkadaş bile kalmayalım." Sinirden titreyen sesim, birkaç saniye sonra ağlayacağımın işaretiydi. Sinirden ağlamaktan nefret ediyordum.
Elini bana doğru uzattı. "Bir dinle, Seren."
Gözlerim dolmaya başlarken başımı iki yana salladım. "Artık yalanlarına karnım tok."
"Ben sana hiç yalan söylemedim!" diye bağırdı öfkeyle. Anında dibimde bitmişti.
Geriye doğru adımlarken başımı iki yana salladım. "Def ol git."
"Bak Seren, bana inan demiyorum ama bir dinle." Buğulu gözlerimi gözlerine çıkarttım. "Sana yemin ederim yalan söylemedim. Sadece seni onun yakınında görmek istemiyordum."
Alayla güldüm. "Neden?"
"Böyle bir piç olduğunu bildiğim için." dedi sakince.
İçimde biriken sırlar taşmak üzereydi. Dilimi ısırarak yüzüne bakmaya devam ettim. Tek bir kelime edemedim.
"Üzülmeni istemedim, Seren."
Burnumu çektim. "Şimdi de sen üzdün, Batı."
Bana doğru bir adım gelmesiyle elimle durdurdum. Başını salladı. "Bana kız, kabulüm ama kendini bir piç için üzme güzelim."
Uzun uzun yüzüne bakarken, bir damla göz yaşı yanağımdan aşağıya yuvarlandı. Elimin tersiyle yanağımı sildim. "Kalbimi daha kaç kere kıracaksın, Batı?" diye mırıldandım ama duyduğuna emindim. "Bunun bir sonu var mı?"
Gözleri irileşti. Öylece bana bakarken gözyaşlarımın arasında güldüm. "Ben de öyle tahmin etmiştim."
Arkamı dönüp neredeyse koşar adımlarla ilerlerken arkamdan dediğini duydum ama duymamazlığa gelerek devam ettim. Çünkü kırılan bir kalp, tekrardan atmıyordu.
"Seni kırmak, kendimi kırmakla eş değer."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sosyal Deney
Short Story#tamamlandı. | kısa hikâye | texting Deney yapıyorum diye bir insanın hayatını ne kadar değiştirebilirsiniz? 26.01.2019