Sosyal Deney

67

Bugün 3. Bölüm, diğer bölümleri atlamayın.

"Selen hadi geç kalacağız!" diye bağırdım topuklu ayakkabılarımı giyerken.

Selen koşar adımlarla yanıma geldi ve onun için çıkarttığım ayakkabıları hızla ayağına geçirdi. "Direkt mi geçiyoruz?"

Başımı iki yana salladım. "Batı'nın hediyesinde bir aksaklık olduğu için dün teslim alamadım, şimdi alacağım."

"Tamam taksiyle önce oraya gideriz, sonra mekana geçeriz." dedi kapıyı açarken.

Başımı sallayarak onayladım ve kapıda bekleyen taksiye bindik. Adresini verdiğimiz mağazaya giderken telefonum titredi.

Selin: Lan Mirza ile Nazlı çıkıyorlarmış?

Siz: Yeni mi gördün? Üç gün oldu Selin.

Selin: Ne bileyim ben, instagrama fazla girmiyorum ki

Selin: Nazlı şu evlatlık konusunu biliyordu

Siz: Sen nereden biliyorsun?

Selin: Nazlı söyledi

Siz: Artık bizi alakadar etmiyor Selin

Siz: Tencere kapak misali oldular işte

Selin: Haklısın

Selin: Bu arada DNA testi ben de

Siz: Ne? Sen de ne işi var?

Selin: Yazlıkta düşürmüş

Selin: Fotoğraf*

Taksi durunca kafamı kaldırdım. "Hemen geliyorum." dedim ve neredeyse koşar adımlarla mağazaya girdim.

Adam beni görünce tanıdı ve bir şey demeden paketi uzattı. "Teşekkür ederim." dedim gülümseyerek.

"Tekrardan kusura bakmayın." derken sadece gülümsedim ve mağazadan çıktım.

Telefonum titredi.

Batı: Neredesiniz?

Selin'in konuşmasından çıkıp Batı'nınkine gireceğim sırada birisine çarptım. Bedenim geriye sendelenirken telefonum elimden fırladı.

Acıyla inlerken son anda dengemi sağladım ve yere düşen paketi aldım.

"Seren?" dedi tanıdık bir ses.

Tam karşımda duran Mirza'ya bakarken, bakışlarını telefonumun ekranından çekip bana baktı.

"Ne demek bu?" dedi çenesi kasılırken.

Telefonu hızla elinden aldım. "Nazlı anlatır sana." dedim umursamaz bir tonla.

Sertçe kolumdan tutup beni kendisine çekti. Acıyla inlerken yüzüne vurmak için kaldırdığım elimi havada yakaladı. "Bunu nereden öğrendin?" dedi tıslarcasına.

"Git sevgiline sor!" diye bağırmamla bütün gözler bize döndü.

"Seren, bir sorun mu var?" diyerek bize doğru gelen Doğu'yu görmemle hızla kafamı salladım. Şu hayatta Doğu'dan yardım isteyeceğim aklıma gelmezdi.

Doğu, Mirza'nın kolumu tuttuğu eli sertçe çekerek onu iteklerken bir adım geriledim. "İkile birader." dedi sert bir şekilde.

Mirza ters ters ikimize de baksa da bir şey demeden hızla uzaklaştı.

Doğu, bana doğru döndü. "Bana borçlandın."

Gözlerimi devirdim. "Ne istiyorsun?"

"Batı'dan ayrılmanı." Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken suratına bakakaldım.

Doğu şerefsiz misin?

Doğu hakkında düşünceleri alalım.