2 yıllık bir zaman geçti
Elimi soğuk mermer taşında gezdirirken tozunu alarak su döktüm. Mezarın kenarına otururken çamur olmasını umursamadan elimi toprağına değdirdim.
"Yine ben." dedim buruk bir gülümseme ile.
"Bugün Selen ve Berk evleniyor, keşke sen de olsaydın." derken gözlerimi dolmuştu.
Gözlerimi kırpıştırarak gökyüzüne baktım. Derin bir nefes alırken tekrardan mezara bakarken ağrıyan kalbimi görmezden geldim.
"Mektubunu durmadan okuyorum, belki her kelimeyi ezberledim ama..." Bir damla yanağımdan düşerken elimi kaldırıp sildim. "Olmaman canımızı yakıyor."
Toprağından çıkan otu kopartıp yere atarken renk renk çiçekleri okşadım. "Bu şekilde olmamalıydı. Bir vedayı hak ediyordum."
Burukça gülümserken tekrardan mezar taşına dokundum. Elime bulaşan çamur mermere de bulaşırken diğer elimle temizledim.
"Şimdi olsaydın, Berk'in şahidi seni yapardık." Gözyaşları içinde alayla güldüm. "Düğünlerden nefret ederdin, biliyorum. Ama bu bizim seni sürüklememize engel değildi."
Bir hıçkırık dudaklarımdan kaçarken buğulu bakışlarım hala mezardaydı. "Makyajım aktı." dedim gülerken. "Senin için kaç makyajım aktı tahmin bile edemezsin."
Elimin tersiyle yanaklarımı kurularken derin bir nefes alıp verdim.
"Seni çok özlüyoruz, Doğu."
"Seren?" Sesin geldiği tarafa başımı çevirmemle Batı ile gözgöze geldik. Gözyaşlarım arasında gülümsedim.
Batı, elindeki papatyaları mezara bırakırken eğilip alnımı öptü. Ardından yanağıma bulaşmış çamuru silerken dizlerinin üzerine eğilerek elimi tuttu.
"Sana teşekkür ederim, Doğu." dedi gözlerime bakarken. "Ve özür dilerim. Keşke o gün sana, benim bir kardeşim yok demeseydim."
Hıçkırmamak için kendimi sıksam da bir hıçkırık kaçtı dudaklarımdan.
"Seni çok özlüyoruz." Eli kalbine gitti. "Sen buradasın."
Gülümseyerek başımı salladım.
"Bir gün buluşacağız." dedi derin bir nefes alırken. Ben olduğum için konuşamadığını biliyordum. "O zaman küs olduğumuz yılların bile acısını çıkartacağız, söz veriyorum."
Son kez mezara bakarken ayağa kalktı. Beni de peşinden kaldırırken tek bir kelime etmeden arabaya doğru ilerlerken diğer elimi omzuna koyarak sıktım.
"O, sana kırgın gitmemiş Batı." dedim yüzüne bakarken. "Mektubunda yazmış."
Derin bir nefes alıp eğilerek alnımı öptü. "Biliyorum güzelim."
Başımı omzuma yaslarken derin bir nefes aldım. "Bizim sevgimiz, buruk bir sevgi olarak kalacak."
Usulca başını salladı. "Buruk ama sonsuz."
Eğildi ve dudakları dudaklarıma kapanırken ikimizin gözyaşları birbirine karıştı.
Ters köşe yaptım değil mi?
Aslında Batı'yı da öldürecektim ama yapmak istemedim. Hepiniz Bat'yı çok seviyordunuz. Ben mutlu sonlara inanan birisi değilim, her aşk bir gün ölüme takılıp yıkılacak diye düşünürdüm ama bunu sizlere yapmak istemedim. Yine de kendi gerçeğimden de vazgeçemedim.
Buruk bir son oldu.
Yarın Doğu'nun yazdığı mektubu atacağım.
Final nasıldı? Hadi gelin konuşalım.
Instagram: chaliceinsoul
Yeni texting kurgularımı duserkenkayboldum hesabında yazıyorum. Oraya da beklerim. Sevgiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sosyal Deney
Short Story#tamamlandı. | kısa hikâye | texting Deney yapıyorum diye bir insanın hayatını ne kadar değiştirebilirsiniz? 26.01.2019