Juvia, camdan dışarıya bakmaya devam ediyordu. Yağmur damlaları melodik bir şekilde cama vuruyor, sanki ona sakinleşmesi gerektiğini söylüyordu.
Oturduğu koltuktan ayağa kalktığı, sokak kapısına doğru yürüdü. Hissediyordu, Gray dışarıdaydı. Biliyordu işte, gelecekti biliyordu!
Kapıyı açıp kendini sağanak yağmurun altına attı. Sokaktan gelen geçen yoktu, yine de iki yönüde kontrol ediyordu. Yol boyunca yalın ayak sağanağın altında yürümeye başladı. Sırılsıklam olmuştu, sanki duş almış gibiydi. Ancak bu umurunda değildi, sadece yürüyordu. Az ileride bir araba durunca koşarak oraya gitmeye başladı Juvia, ancak arabanın önünde yere yapışmıştı. Yine de umursamadı, acıyla inlesede başını kaldırıp arabadan inen kişiye baktı.
Ah, hayır. Bu Gray değildi.
Natsu, üzüntüyle arkadaşına bakıp elini uzattı. Ancak Juvia başını eğip ağlamaya başlamıştı.
Islanmayı umursamadı Natsu ve yere çöktü.
"Juvia, hasta olacaksın, eve gidelim olur mu? "Juvia başını iki yana salladı.
"Juvia lütfen, Gray seni böyle görmek istemezdi biliyorsun."
Hiç bir şey yapmadı bu kez Natsu.
"Hadi, Gray'in üzülmesini istemiyorsan, tut elimi.." diyerek ayağa kalkmış, elini Juvia'ya uzatmıştı Natsu.
Juvia başını kaldırıp Natsu'nun eline baktı.
Gray için diye tekrarladı içinden, Gray üzülmesin dedi.
Natsu'nun elini tutup ayağa kalktı. Natsu, ön koltuğun kapısını açıp Juvia'yı içeriye oturtturdu. Kapısını kapatıp arabanın önünü dolaşıp kendi koltuğuna oturdu."Markete gitmek ister misin? Az önce Lucy mesaj atmış, indirim varmış. Belki şu çok sevdiğin... krakerler vardır."
Arkadaşı yemek yemeyi kesmişti, bu yüzden oldukça kilo vermişti. Bazen kraker yiyordu, onu da kendisini zorlayarak yiyordu zaten.
Juvia başını cama yasladı ve camdan akıp giden damlayı izledi.
"Bu olur demek mi oluyor?" Diye sordu Natsu.
Juvia başını sallayarak onu onayladı.
Natsu hafif tebessüm etmişti.
"Teşekkür ederim."Juvia ise titrek bir nefes vererek yanıtlamıştı onu.
"Biliyor musun, bence akşam seninle şu dizilerden birini izleyebiliriz, ismi neydi? How I met your mother mıydı? "
Juvia başını salladı.
"İzleyelim mi? Sen Barney'i seversin, eskiden hep onu izlerken gülerdin. Belki? Bir umut yani..." diyebilmişti. "Bizim içinde oldukça zordu Juvia, Gray'i kaybetmek yani." Demişti Natsu. Elbette tek sorun Gray'i kaybetmek değildi, Juvia'nın istismara uğraması da vardı. Ancak Juvia'yı tekrar o neşeli Juvia yapabilmek için o kadar uğraşıyorlardı ki, bazen bunun için uykusuz kaldıkları zamanlar bile olabiliyordu.Nefesini cama üfledi Juvia. İşaret parmağını camda gezdirerek yazı yazmaya başladı.
" ARTIK ÇABALAMAYIN, TEK EKSİĞİM TOPRAK ALTINDA OLMAMAM."Natsu kaşlarını çattı.
"O da ne demek öyle? Şuna bak, bir de büyük harflerle yazmış, yok ya? Kızım bende senin ölmene izin verecek göz var mı bak bakayım? Özellikle Lucy, ameliyatın tam 14 saat sürdü, kız uykusuz uykusuz seni hayata döndürmek için çabaladı, ölmüş olduğunu ona söylesem ne yapardı acaba bir fikrin var mı?" Diyerek şakaya vurmaya çalışmıştı.Juvia ise gözlerini devirerek cevap vermişti arkadaşına.
Marketin önüne geldiklerinde Natsu arabayı sağa çekip park etmişti. Arabadan inip Juvia'yı da aşağı indirdi. Ancak ayaklarının çıplak olduğunu görünce iç çekip arkadaşını kucağına aldı.
Juvia ise Natsu'nun boynuna dolamıştı ellerini ve arka tarafı izlemeye başlamıştı.
Natsu marketten içeri girdiğinde bir çok kişi onlara baksada Natsu onları umursamadı. Direk olarak Kraker bölümüne uğradı, 2 kraker alıp Juvia'ya uzattı. Juvia onları alıp elinde tuttu. Natsu, market arabası gördüğünde ilk yaptığı şey arkadaşını market arabasının içine sokmak oldu. Juvia buna şaşkınlıkla tepki göstermişti.
Natsu ise gülmüştü.
"Şuna da bak, çocuk gibisin!"Juvia ise gözlerinde belirsiz bir ifadeyle Natsu'ya bakmıştı, sanki gülmek istemiş ama gülememiş gibiydi.
"Olsun..." dedi, Natsu. Eliyle arkadaşının saçlarını ovuşturdu." Ben anladım seni."
Juvia başını salladı.
Natsu, krakerlerden daha çok koymaya başlamıştı bu kez arabaya.
"Yeter mi bu kadar, yoksa daha ister misin?"Başını iki yana salladı Juvia.
"Peki o zaman..." demişti Natsu. "Şimdi Lucy'nin nesfitlerini alalım, hanımefendi diyete girecekmişte sanki çok ihtiyacı varmış gibi."
Yanaklarını şişirip nefesini vermişti Juvia.
"Aynen, kesinlikle, bence de hatta."
Nesfit reyonundan kırmızı meyveli gevreklerden almıştı Natsu, onu da arabaya koydu.
"İçecek... ya çocuk gibi meyve suyu içmekten sıkıldım ben, bir kerelik asitli içecek alsak ne olur ki!" Demişti Natsu.
İşaret parmağını boğazının sol tarafına dayayarak sağa doğru çekmişti Juvia.
"Ne? Beni öldürür müsün yani?"
Juvia başını hızla iki yana salladı.
"Lucy mi öldürür?"
Başını onaylar bir şekilde sallamıştı bu kez Juvia.
"Kesinlikle haklısın, kızdırmayalım o zaman sarışını."
Meyve suyu reyonuna sürmüştü arabayı Natsu.
"Neyli istersin? Çilekten bıktığına eminim."Juvia başını salladı, işaret parmağı ile vişneyi gösterdi.
"Tamam o zaman, ondan alalım." Demişti Natsu, arabaya ondan da bir tane koydu.
Gerisinde ise yumurta, un, kahvaltılık, sebzeler ve de meyveler almıştı. Juvia arabada neredeyse kaybolmak üzereydi, Natsu onun bu haline gülüp duruyordu. Juvia ise gözlerindeki o anlamsız ifadeyle Natsu'ya bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karga.|| Gruvia.
Kort verhaalThe Crow filminden esinlenmiştir. Efsaneye göre kargalar ölen insanların ruhunu öbür diyara taşır, ancak yarım kalan işlerini tamamlamak üzere bazılarının ruhunu ise bedenine görevi tamamlanıncaya kadar geri koyarmış. Gray Fullbuster sadece bir şan...