2 Ay Daha geçmişti, ancak Juvia hala konuşmuyordu. Natsu ve Lucy ise onun bu haline iyice alışmıştı.
O olay üzerinden 6 ay geçmişti fakat Juvia hâlâ dün gibi hatırlıyor, aynı acıyı çekiyordu. Gray için üzülüyordu, ancak daha çok kendisine kızgındı. Neden hayata tutunmak zorundaydı ki? Gray neden onu da yanına almamıştı? Böylesi daha mı iyiydi?
Hayır değildi. Juvia güne aynı acıyla başlayıp, aynı acıyla bitirmesi hiç iyi değildi. Alışması ise berbattı, kim bu lanet duyguya alışırdı ki?"Juvia," diye seslendi Lucy." Bugün hava çok güzel olacakmış, ne dersin, seninle yürüyüşe çıkalım mı?"
"Hadi ama, beni neden saymıyorsunuz?!" Dedi huysuz bir şekilde Natsu." Benden sakladığınız bir şeyler mi var yoksa?"
"Hayır sakura kafa, kız kıza gezmek istiyorum sadece. Zaten nöbetlerden dolayı Juvia'yı benden çok görüyorsun, bir de gelip bana mızmızlanma."
"A-a, şuna da bak! Ben mi çok görüyorum? Asıl sen onu daha çok görüyorsun be! Ben polisim, gece devriyesine çıkıyorum farkındaysan."
Juvia gözlerini devirerek, dirseğini masaya koyup başını eline yasladı.
"Senden önce ben vardım sakura kafa."
"Evet ama artık ben varım sarışın, yani bu işte anca beraber kanca beraberiz."
"Juvia, Natsu gelsin mi gelmesin mi?" Diyerek Juvia'ya dönmüştü Lucy.
Lucy kaşlarını kaldırıp indiriyorken, Natsu ise başını sallıyordu.
"Mmh." Diyebilmişti sadece Juvia.
Natsu ile Lucy gözlerini iri iri açarak ona baktı, hadi dercesine başlarını sallıyordular.
Mesela Juvia'yı konuşturmaktı, Juvia ise buna bir adım atmaya çalışıyor gibiydi.Juvia başını yana çevirip eğdiği. Yine konuşmamıştı.
Lucy ile Natsu'nun hevesi kursağında kalırken, Lucy, Natsu'ya dönüp 'iyi bari, sen de gel' demişti.
"Sağol.." diye mırıldandı Natsu.
* * *
Yürüyüş yaparlarken Natsu ile Lucy flörtleşiyor, Juvia ise bunu tebessüm ederek izliyordu.
İki arkadaşını da çok seviyordu ve biliyordu ki birbirlerinden başka kimseyle olamazlardı.
İç çekerek yürümeye devam etti Juvia, aklına yine Gray düşmüştü.
"Graaay, çok hızlısın!" Diye bağırmıştı Juvia, bir yandan da Gray'e yetişmeye çalışıyordu. Derin derin soluklandı. "Ben yoruldum..." diyerek kendini yere attı ve soluklanmaya devam etti.
Gray yanına koşarak gelmiş, dibine de oturmuştu.
"Yetişemedin mi mavi?""Yetişemedim." Dedi Juvia tebessüm ederek.
"Yetişemezsin tabii, neyin iddiasına girmiştik hatırlıyorsun değil mi?"
Juvia utanarak başını salladı."Ee, nerede o zaman öpücüğüm?"
Juvia yutkunarak etrafa baktı.
"Bu kadar kişinin içinde mi? " diye sormuştu çekingen bir tavırla."Evet, evet bekliyorum."
Juvia dudağını ısırıp Gray'e döndü. Amacı yanağına ufak bir öpücük kondurup bu işi bitirmekti, ancak Gray başını çevirerek Juvia'yı dudağından öpmüştü. Juvia hemen geri çekilerek eliyle dudağını kapadı.
Gray gülmeye başladığında, Juvia ise kıpkırmızı olmuş bir şekilde ona bakıyordu.
"Kandırdın beni, pis!"
"Ne yapayım mavi, sen de bu kadar tatlı olmasaydın."
Başını iki yana sallayarak anılarından bir anlığına kurtuldu Juvia, ancak bunların hepsi geçtikleri sokağa kadardı.
Lucy, sokağa biraz daha bakınıp hemen Natsu'ya döndü.
"Natsu, bu sokağı hatırlıyor musun?!" Demişti.Natsu hemen arkasını dönüp Juvia'yı kontrol etmişti, ancak beklendiği gibi yoktu.
"Beynimize sıçayım!" Dedi Natsu, sinirli bir sesle.
Lucy ile Natsu koşarak Juvia ile Gray'in eskiden birlikte oturduğu eve koşmuştu, yangında yandığını biliyordu. O yüzden ev tam bir harabeydi.
Juvia evinden içeri girdiğinde gözünün önünde sürekli anıları dolaşıyordu. Sertçe yutkundu, bu kez güçlü olacaktı.
Odaları tek tek gezmeye başladı, o odaya geldiğinde ise gözleri dolmuştu.
O lanetli oda.
O gün yine ikisi için mutlu bir gündü, koltukta oturmuş filmlerini izliyorlarken kapı sert bir şekilde çalınıyordu. Gray homurdanarak filmi izlemeye devam edecekken Juvia ona kapıyı açması gerektiğinden bahsediyordu.
"Hadii, bak durdurdum filmi." Dedi Juvia ve kumandayla filmi durdurdu." Önemli bir şeydir belki, git bir bak."
"Hemen geleceğim." Diyerek kolunu Juvia'nın omzundan istemeyerek çekmişti Gray. Ayağa kalkıp kapıya yaklaştı, ancak kapı bir süre sonra kırılmıştı.
Juvia korkuyla ayağa kalktığında, Gray ise nişanlısına doğru yanaşmıştı. Onu arkasına alıp önündeki 4 adama baktı.
"Siz kimsiniz?!" Diye sordu sinirle Gray." O kapıyı da yaptırmayı düşünüyorsunuzdur da umarım."Adamlardan birisi gülerek Gray ile dalga geçmişti.
"Kapı mı? Aslında artık bir kapıya ihtiyacınız olacağını sanmıyorum, ölüler bir evde yaşayamaz sonuçta."Gray kaşlarını iyice çatmıştı, Juvia ise korkuyla nişanlısının arkasına iyice sinmişti.
Adamlardan biris Gray'i tutunca Gray ona sertçe bir yumruk atmıştı, o sırada Juvia bir çığlık attı.
Diğer adam, Juvia'yı görünce gülümsemişti.
"Baksanıza burada bizim için çerez bile var.""Ona dokunayım deme!" Diyerek tekme atmıştı Gray, ancak diğer iki kişi onu tutmuştu.
Juvia geri geri gidip duvara sinmişti bu kez.
"Hadi bebeğim, oynayacağız sadece." Demişti adam. Juvia ise korkuyla başını iki yana salladı.
"L-lütfen dokunma bana!"Juvia'yı yere yatırıp üstüne çıktığında, Gray ise diğer 3 adamdan kurtulmak için çaba gösteriyordu. Ancak içlerinden iri yapılı olan Gray'i kaldırmıştı.
Juvia ise "dokunma, lütfen yapma!" Diye bağırıyordu. Ancak gözü Gray'e iliştiğinde camdan aşağı atıldığını görmüştü. Asıl acı dolu çığlığı o zaman yankılanmıştı kulaklarda.
"Gray!" Diye bağırmıştı Juvia, sesi belki de son kez çıkmıştı dudaklarından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karga.|| Gruvia.
Short StoryThe Crow filminden esinlenmiştir. Efsaneye göre kargalar ölen insanların ruhunu öbür diyara taşır, ancak yarım kalan işlerini tamamlamak üzere bazılarının ruhunu ise bedenine görevi tamamlanıncaya kadar geri koyarmış. Gray Fullbuster sadece bir şan...