Yerdeki teneke kutuya sert bir tekme atarak onu 7 metre ileriye göndermişti Gray.
Yüzü asık bir halde sokaklarda dolanıp duruyordu, sevdiğin insanla mutlu olabilmek varken sevdiği insanla mutsuzdu.
"Tam anlamıyla berbat biriyim..." dedi, daha çok kendi kendine konuşuyordu.
Karga gaklayarak başını hemen ötedeki eve sallayıp duruyordu.
"Ağız tadıyla dertlenemiyorum bile, oradalar mı?" Diye sordu Gray.
Karga kanat çırptığında koca binadan içeriye girmişti Gray. Kocaman bir masada yaklaşık 10 kişi oturuyordu, bu adamların sayısı neden çoğalıp duruyordu?!
"Ölümsüzlüğünü geri kazanmış gibi duruyorsun Fullbuster." Diyen sarışın adama kaşlarımı çatarak baktım.
"Evet kazandım, şimdide sizi öldürmeye geldim."Adam gülerek yanındaki adama baktı.
"Jacop, gizli silahımızı sen mi gösterirsin yoksa ben mi?"Adam telefonu Gray'e doğru fırlattığında Gray hava da tutmuştu. Telefona baktığı zaman şaşkınlıktan ne yapacağını bilmiyordu, içinde bir korku da vardı üstelik.
"Ona ne yaptınız ?!" Diye sordu, soğuk terler akıtıyordu.
Juvia bir odada uyuyordu, elleri ile ayakları da bağlıydı üstelik.
"Az evvel evindeydi o!" Diye bağırdı."Evden çıkmanla birlikte içeriye adamlarım girdi, paketi alıp buraya geldi diyelim." Diyerek bana doğru yürümeye başladı."
"Şimdi... sevgilini öldüreyim mi? Yoksa-"
"Hayır sakın!" Diyerek lafa daldı hemen Gray, korku iliklerine kadar işlemişti.
"Lütfen bunu yapma.""Gücünü istiyorum Fullbuster, gücünü kendime istiyorum."
"Ne bu? Kız isteme mi?" Diyip alayla gülmüştü.
"Sadece bir kerelik bu iğrenç esprini göz ardı edeceğim." Diyerek gözlerini devirmişti adam.
"Gücümü size nasıl vereceğimi bilmiyorum ben, istesemde yapamam."
"Çok yazık..." diyerek dudak büzmüştü adam. Sonra arkasındaki siyahi adama döndü." Jacop misafirimizin tek başına canı sıkılıyordur, Rudy ile Henry'i yanına götürebilir misin?"
"H-hey, o-o-onlarda kim?!"
"Ah hiç kimse." Diyerek Gray'e dönmüştü Adam." Sadece haftalardır aç kalan iki köpek o kadar."
"Yapma!" Dedi korkuyla Gray." Tamam lanet olsun yapma!"
"Büyünü nasıl alabilirim senden, şimdi bana onu söyle." Dedi adam sert bir tavırla.
"Kalbime kazık çakman gerekiyor..." dediğinde Karga ona ötmüştü, ancak Gray aldırış etmedi." Bu şekilde ruhum sonsuzluğa asla erişemeyecek, ancak sen ölümsüz olacaksın."
"Sonsuza yaşama karşı bir can ha? Hiç sıkıntı değil." Dudakları kıvrılmıştı." Hatta bence hoş."
Karga bu kez Gray'in saçlarına kondu ve başını gagalayarak onu durdurmaya çalıştı.
Gray ise onu başından atmaya çalışıyordu.
"Kes şunu!""Ah ondan hemen kurtulacağım." Diyerek silahın emniyetini kaldırdı ve kargaya tuttu.
"Hayır hayır!" Dedi bu kez Gray eliyle Karga'yı koruyarak, ancak Karga öylesine sinirlenmişti ki Gray'i gagalamaya devam ediyordu.
"O ölürse ölümsüzlük diye bir şey kalmaz!""Bana hayatının ona bağlı olduğunu mu söylüyorsun yani?!" Dedi adam gözlerini devirerek." Bu iğrenç bir kuşa bağlı yaşamak.."
"O mükemmel bir canlı." Dedi Gray. Sonra yutkundu." Öncelikle... Juvia'yı serbest bırak, lütfen..."
"İşimiz bittikten hemen sonra."
"Hayır şimdi! Sana inanmıyorum."
Adam bir süre Gray'i inceledi ve dilini kendi agzi içinde gezdirdi. Oflayarak başını salladı.
"Pekala." Siyahi adama geri döndü." Jacop, kızı serbest bırak."Jacop başını sallayarak telsizi dudaklarına götürdü.
"Kız serbest.""Görmek istiyorum." Dedi Gray umutla." Lütfen."
Jacop yaklaşarak telefonunu ona uzattı. Gray telefonu ondan alarak izlemeye başladı.
Gerçekten Juvia'yı serbest bırakmışlardı. Juvia korkuyla açılan kapıya bakıyordu. Oradan yavaşça çıkmaya başladı, bir yandan arkasını kolluyor bir yandan ise koşmaya başlamıştı.
"Juvia..." diye fısıldadı." Özür dilerim."
"Ah ne dokunaklı." Dedi sarışın adam.
Jacop isimli adam ise telefonu onun elinden çekerek cebine geri atmıştı.
"Şimdi, Jackop, bana bir kazık ver."
Jacop yavaşça kitaplık gibi bir yere yürüdü. Raflara elini daldırdı ve sivri bir kazık bulunca onu alıp elini geri çekti.
"Bu kadar yavaş olmanız beni delirtiyor..." diye mırıldandı Gray, yere oturdu ve ölümünü beklemeye başladı. 2.kez.
"Bu şekilde daha heyecanlı oluyor." Dedi sarışın adam ve ona uzatılan kazığı eline aldı. Yavaşça Gray'e doğru yürümeye başladı.
"Üstünü soyunmak ister misin?"
"Yoksa homo musun?"
"Değilim ancak istersen bunu senin kızın üstünde gösterebilirim."
"Senin canına okurum." Dedi kaşlarını çatarak Gray.
"Sadece şaka yapıyordum, adamlarım iğrenç olabilirler ancak ben tecavuze karşıyım." Gözlerini devirdi." Az kalsın özür de dileyecektim, iğrenç."
"Asla affetmezdim."
"Zaten dilemedim, her neyse soyunacak mısın?"
Gray titrek bir nefes verdi ve üstündeki pelerini çıkardı. Hemen sonrasında ise tişörtünü çıkarmıştı. Adam yavaşça kazıkla ona doğru ilerlemeye başladı ve kazığı kaldırdı.
"Ah bu arada Jackop." Dedi.
Gray ifadesizce göğsüne gelmekte olan kazığı izliyordu.
"Köpekleri salabilirsin, bakalım mavi güzel tek başına ne kadar iyi?"
Gray'in gözleri irice açılırken adam kazığı hızla saplamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karga.|| Gruvia.
Short StoryThe Crow filminden esinlenmiştir. Efsaneye göre kargalar ölen insanların ruhunu öbür diyara taşır, ancak yarım kalan işlerini tamamlamak üzere bazılarının ruhunu ise bedenine görevi tamamlanıncaya kadar geri koyarmış. Gray Fullbuster sadece bir şan...