4

3K 85 421
                                    

Keyifli okumalar millet ♡.♡
***
Bölüm3 "Aşktan utanmak!"
***

Ertesi gün kapının inatla çalınmasıyla birbirine kenetlenmiş gözlerimi açmaya zorladım. Açılmıyordu zalımlar. Önce bu sesi duymadığımı düşündüm, işe yaramayınca başımı yastık ve yorganın altına tıkıp nefessiz kalarak ölmeyi bile göze aldım. Önünde sonunda anneciğim o kapıyı açacaktı...

Ama açmıyordu...

Annem artık bu zile bir son vermeliydi, neden hala kapıyı açmamıştı ki?

En sonunda pes edip, güneşi karşıma alayım yatakta ters döneyim düşüncesiyle vücudumu harekete geçirdim. Aniden kıçımda ortaya çıkan yanma ve batmayla inledim. Ellerimi yatağın olması gereken yere koydum, ama sert ve soğuk zeminle karşılaşınca yüzüm anında buruştu. Yataktan düşüp kaseyi kırmıştım resmen...

"Kimsen boyun posun devrilsin! Bu saatte ne istiyorsun be!" diye çemkirdim popomun acıyan yerini ovuşturup, açılmayan gözlerimi açmaya çalışırken. Gözlerim gerçekten açılmıyordu yalnız. Dün gece beni uyku tutmayınca haliyle dertlerimi düşünüp durmuştum. Evlilik meselesi başlı başına bir dertti zaten.

Göz kapaklarımın kendiliğinden açılmayacağını anlayarak ellerimi kaldırıp gözlerimi parmaklarımla araladım. Çimen yeşili gözlerim aydınlığı karşısına alınca uykusuzluktan yanmaya başladı. Sabahın köründe kapıya dayanan alacaklı kimse uykusunu almışa benziyordu! Başımı çevirip sehpamdaki dijital saate baktım. Anında kendime koca bir yuh çektim. Saat iki olmuştu ve ben hala uyuyordum demek. Az daha uyanmasam bitkisel hayata girecekmişim!

Kapının zili hala susmayınca homurdana homurdana odamdan çıkıp kapıya yürümeye başladım. "Eben mezarında ters döndü, yeter artık." kapıyı açmamla üzerime pembe bir yastığın atlaması bir oldu. Dengemi kaybedip yere yapışınca karanlıkta yıldızlar yanıp söndü... Gerisi karanlık ve ıslaklıktı. Bişey yüzümü yalıyordu.

Yalamak...atlamak..havlamak...

Flash!

Yüzüm yaşadığım tiksintiyle buruşurken evi inleten bir çığlık attım. Kendimi altında kaldığım şeyden ayırıp koridor boyunca koşarak banyoya girdim. Resmen sabah sabah yüzümü yıkamıştı o mikrop yuvası. Yüzümü iyice dezenfekte ettikten sonra söylenerek salona yürüdüm. O köpekten korktuğumu bildiği halde hala boynuma fırlatması Ceyda'yı gebertme isteğimi arttırıyordu. Ceyda kimmi? Sevimsiz hala kızı..

Yapmacık kuzencik.

Sinirle salona girdim. "Eğer köpeğine sahip çıkmazsan onu keserim. Bu yaştan sonra sadist yapma beni."bugünün ilk tehdidini yapıp koltuğa oturacakken bu kezde Ceyda üzerime atladı. "Ayyy, canım ablam demek evleniyorsun. Sarp abiler nasıl? gelip gidiyor mu? Telefonunu arada gelsinseneeee, onunla tanışayııım."

Bu kız, bana az önce...ABLA mı dedi?

Küçülde cebime gir! Evde kalmış kız kurusu seni... Hala kendini benden küçük sanıyordu sevimsiz yaratık. Üniversite ikideydi kendisi, ama yaşının iki yıl büyük yazdırıldığını benden küçük olduğunu iddea ediyordu. Şeytan diyor ki git kemik testi yaptır gerçek yaşını belgelerle ispat et bitsin gitsin.

Kollarının boğazıma yaptığı basınçla öksürmeye başladım. Sarılıyor muydu boğuyor muydu belli değil, az daha sıksa komalık olacaktım herhalde. Kendimi onun kollarından çıkarıp koltuğa attım. "Yengem ve Dayım bizdeler, yengem seni uyandıramayınca seni evde bırakmış, beni de sana göz kulak olmam için yolladı." duyduğum şeyle homurdanmaya başladım. Onu sinir etmek için "Haklısın ablacım, nede olsa sen benden büyüksün..Sen daha iyisini bilirsin." dedim ve yapmacıkça sırıttım.

Yüzünün şekilden şekle girmesiyle içten içe kıkırdadım. Hararetli nefesler alarak Flash ın pembe giysisinin örtmediği beyaz tüyleriyle oynamaya başladı. "Kahvaltı yapmamıştırsın, sen git hazırlan bende sana kahvaltı hazırlayayım." dişlerinin arasından tane tane tıslarken son kelimeye özellikle bastırdı. Bu daha çok sırıtmama neden oldu. Yaş konusuna fazla takıktı, takıntısının niye olduğunu bile bilmiyordum ama onunla uğraşmak hep hoşuma gitmişti. Bu konuda ne zaman konuşsam benden intikam alırdı , bu kez ses etmemesi iyiye işaretti. Belki de artık bu konuları aşmıştı. Ayağa kalkıp gözlerimi ovuşturarak dediğini yaparak odama gittim

Odamda aldığım kısa bir duşun ardından üzerimi giyinip, saçlarımı dağınık bir ev topuzu yaparak tekrar çıktım. Evde makyajlı gezen kızlardan değildim, çoğu zaman dışarda da yapmazdım ama annemin dediğine göre; bu aralar yapmak zorunday-mışım. Kocama güzel görünmek gibi bir sürü geçersiz nedenler vardı. Ki ortada koca olmadığını bilse kim bilir neler yapardı da bu evliliğe mani olurdu.

Koridorda yürürken mutfaktan gelen mayhoş kokuyla kaşlarım havalandı. Bu kokuyu bir yerden tanıyordum ama nerden?... Bir kaç saniyelik düşünmenin ardından gözümün önüne gelen görüntüyle yüzüm buruştu. Sakın...yapmış olma!

Koşar adım mutfağa girmem ve tavada pişen yumurtaları görmemle çığlık atmam saniyeleri aldı. "Sen ne yaptığını sanıyorsun!" diye Ceyda'ya bağırdığımda bu kadarını beklemediği için yerinde sıçradı. Önce ocağın başına gidip ateşi söndürdüm, ardından kendimi Ceyda'nın üstünde buldum. Onu altıma almış pataklarken kendi gibi susmayan süslü köpeği sürekli havlıyordu. "Kızım manyak mısın! Napıyorsun!" O altımda cırlarken bende ona bağırıyordum, şuan gözümde bir katilden farkı yoktu. "Yavru civcivleri nasıl öldürürsün! Onlar tavuk olacaktı."

Ben annemlede kavga ettiğim için eve asla yumurta girmezdi ama bu kız..! Bu kız sırf beni çıldırtmak, onunla uğraşmamın intikamını almak için, erinmemiş dokuz kat inip yumurta alıp geri gelmişti. Hep böyle yapıyordu! Çocukken de böyleydi!

"Civciv katili!" diye bağırdım çıldırmış gibi. Elimden çıkıp kapıya koşarken bende peşinden gittim, amacım onu yakalayıp hıncımı almaktı. Ama sonra gözümün önünden kaybolmasının daha iyi geleceğini düşünerek kapının karşısındaki duvara sırtımı dayayıp, kollarımı ve ayaklarımı çarprazladım. Dilimi dişlerimde gezdirerek sakinleşmeye çalışıyor aynı zamanda da onu izliyordum.

Köpeğini masadan alıp kapıya koştu ve panikle cırladı."Seni dayıma söylüycem, iyilikte yaramıyor hanım efendiye." elimi kaldırıp çatık kaşlarıma inat gıcıklık olsun diye sırıttım. Kaldırdığım elimi sağa sola salladım "Selamımı da söyle ablacıım." Sinirle nefes aldı ve kaybettiği her savaşın ardından yaptığı gibi 'eziksin kızım' bakışlarından attı. Bende 'Asıl ezik sensin kızım' bakışlarımdan attım ve sırıtarak omuzlarımı silktim. O tatlı haladan bu gıcık şey nasıl olmuştu hâlâ anlayamıyordum ki!

Benimle baş edemeyeceğini anlamış olsa gerek pes edip kapıyı açtı, kapıya bir kaç adım atıp gidecekti ki gördüğü şeyle adımları olduğu yerde dondu, gözleri far görmüş tavşan gibi açılırken "Saaaarp enişteee." diye çığlık atması yerdeki gözlerimin kapıya kalmasına sebep olmuştu.

________________💖💖💖______________

300 oy 400 yorum sonra buradayız 💕

Zamansız AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin