Sabah kapımın çalmasıyla uyanmıştım. Sağ tarafımdaki komidinden telefonuma baktığımda saatin daha 8 olduğunu ve bu saatte kimin, neden gelebileceğini düşündüm. Belki de 3 gün önce sipariş ettiğim kargom gelmişti. Aşağı kata inip hala çalan kapıyı bakmadan açtığımda karşımda tavşan gülümsemesiyle bekleyen bir Jungkook beklemiyordum.
"Kahvaltı yaparız diye düşünmüştüm, uyuyorsan geri gidiyorum, biraz daha uyuduktan sonra gelirim." demişti, ben hala uyku sersemliğinden bir şey anlamadığım halde dururken.
"Hayır, hayır. Sorun değil, seninle kahvaltı yapmak için uykumdan kısabilirim sanırım. İçeri geçsene." demiştim, karışmış saçlarımı düzeltmeye çalışırken. O ise bu halime gülmüş ve salona geçmişti.
"Evine ilk defa geldiğimi fark ettim, güzelmiş..." dedikten sonra ekledi,
"Dışarıda mı yemek istersin, yoksa sana mutfak becerilerimi mi göstereyim?" demişti gülerek. Ben de ona gülümsedim ve cevapladım,
"İkinci seçeneği tercih ederim, o zaman geç bakalım mutfağa." Küçük işaret parmağımla mutfak kapısını gösterirken yine gülümseyip gitmişti. Bu çocuğa gülümsemeyi yasaklamak gerekliydi.
"Yumurta var mı? Bir de çırpıcıya ihtiyacım var."
"Haydi ama! Beni uyandırıp kahvaltı yapmak isteyen sensin, her şeyi sen bulmalısın." Demiştim kaşlarımı çatarken.
"Aish, dünkü Jimin nerede çok merak ediyorum." Sırıtmıştım, çünkü şu an sırtı bana dönük ancak büzülmüş dudakları belli oluyordu. Oturduğum sandalyeden kalkıp arkasında durduğumda çok odaklandığı için fark etmemişti. Dar siyah tişörtü ince belini göz önüne sererken, kaslı ve yapılı üst vücudu arkadan bile belli oluyordu. Yumurtaları çırpmaya devam ederken beline sarılıp kafamı sırtına koymuştum. Elindeki çırpıcı tezgaha düşmüştü, o ise nefes almadan duruyordu. Daha sonra kendine gelip karnının üstündeki ellerimi elleriyle örttü. Kıkırdamamızdan sonra hızlıca beni tezgaha yapıştırmıştı, elleri belimde sıkıca duruyordu. İkimiz de derin nefeslerimizi birbiriyle karıştırırken Jungkook emir verici bir cümle kurmuştu.
"Benimle çık, bu mükemmelliğe daha fazla dayanabileceğimi düşünmüyorum." Gözlerimin içine bakarken gülümsemiş ve kafamı yana çevirmiştim.
"Ah, böyle emir verince seninle hiç çıkasım gelmedi Kookie," dudaklarımı daha da büzüp devam ettim. "Belki de daha etkileyici bir şekilde söylemelisin, bilirsin seni seve-" Sözümü kesen, dudakları olmuştu. Birkaç kere dudaklarını oynattıktan sonra ben de şoktan çıkıp karşılık vermiştim. Öpüşmemiz daha da derinleşirken ellerimi boynuna koydum ve kafasını daha da bastırıp saç dipleriyle oynamıştım. Elleri rahat durmayıp bacaklarımda ve kalçalımda gezinirken ani bir hareketle bacaklarımı kaldırıp beline sarmıştı. Ben de düşmemek için kucağında zıplayıp kendimi yukarı çıkardım ve bacaklarımı sıkıca sardım. Arkamızdaki ada tezgaha oturtunca bacaklarımı serbest bıraktım. Dudaklarını dudağımdan çekip boynuma ilerlettiğinde damarımın üstünde birkaç saniye oyalandı. Tekrar dudaklarıma geçtiğinde bizi ayırıp bu sefer ben onun boynuna yöneldim. Aynı işkenceyi ona uyguladığımda, ikimiz de kutsal inlemelerimizi etrafa salmıştık zaten.
"Kookie, artık kahvaltı yapmalıyız, böyle gidersek ilkim mutfak tezgahında olacak ve ben bunu istemiyorum." demiştim fısıldayarak, çünkü konuşabilecek halde olduğumu pek zannetmiyordum.
"Haklısın. Bir dakika, ne? Hala bakir olduğunu ve ilkinin ben olacağını mı anladım ben? Tanrım, sana çok teşekkür ederim. Kiliseye gidip sana dua edeceğim, lütfen beni böyle şaşırtmaya devam et." demişti şaşkın haliyle.
"Bebeğim, dediğin şey doğru ancak konuyu kapat. Krepleri hemen hazırla, üstümü değiştirip geleceğim." deyip yanağını öptükten sonra, hızlı adımlarla merdivenlere koşmuştum.
Odama girdiğimde kapattığım kapıya yaslanıp hızlıca nefes almaya devam etmiştim. Dolaptan aldığım Adidas eşofmanı ve baskılı tişörtümü giyip aynanın karşısına geçtiğimde, artık çıkıyor olduğumuz gerçeğiyle gülümsedim. Jeon Yüce Tanrı Jungkook ile çıkıyordum, bir gün kiliseye gidip dua etsem iyi olurdu. Saçımı arkaya doğru tarayıp lavaboda dişimi fırçaladıktan sonra Jungkook'un seslenişini duydum.
"Sevgilim, 'keşke krep yerine seni yesem' ismini verdiğim mükemmel kreplerim hazır. Hızlıca gel yoksa sensiz başlayacağım!"
KENDİ YAZDIĞIM BÖLÜME DÜŞTÜM
her neyse
ARİANA QUEEN GRANDE'NİN YENİ ALBÜMÜNÜ DİNLEYİN TŞK BB
sizi seviyarram, neredeyse 10K okunmaya ulaşacağız. *crying in beauty and uwu.*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
matched × jikook
Fanfictionjungkook sıkıldığı için sevgili bulma sitelerinden birine üye olmuştu, jimin ise o sitede büyük bir umutla hayatının aşkını arıyordu. #jikook 1' 26819 tüm hakları @daydre4ming kullanıcısının jikook shipleyen kalbine aittir.