matched × jikook

twenty one

yarı smut + oy istiyorum cıkcıkcık

Jungkook, beni arabaya oturtup kemerimi bağladıktan sonra şoför koltuğuna geçmiş ancak arabayı çalıştırmamıştı. Bana döndü ve dudaklarını yaladıktan sonra konuştu.

"Şey... Canın acıyor mu?" dedi ve masum bir gülücük attı bana. Gülücüğünün etkisinden çıktığımda kafamı bir tarafa yatırıp idare ediyorum dermişcesine ona baktım. O da kafasının sallayıp arabayı çalıştırdı ve arabaların az olduğu yollarda eve gitmeye başladı. Benim aklıma ise Jin Hyung'ın attığı mesaj gelince yerimde rahatsızca kıpırdandım ve onun dikkatini çektim.

"Ş-şey, Jungkook, sanırsam bizi Jin Hyung'la Namjoon Hyung duymuş. Gelen mesajda onun hakkında şikayet ediyordu."

"Ne olmuş, bebeğim? Onlar da aynı şeyleri yapıyor. Sabah geldiğimde onların sesini duymuştum, iğrençti..." dedi ve yüzünü ekşitti. Ben de şaşkınca baktıktan sonra güldüm ve o da aynı şekilde güldü. Kısa bir süre sonra mahallemize geldiğinde ben kendi evime gideceğimi düşünürken o beni kucaklamış ve kendi evine götürmüştü. Kapıyı açmaya çalışırken ona anlamıyormuşcasına baktığımda bana baktı ve, "Ne var? Bugün çok yoruldun, seni yıkayayım bari." dedi. Ardından yüzüme eğilerek alnımı, kızarmış yanaklarımı ve dudaklarımı öptü. İçeri girdiğimizde direkt olarak odasındaki banyoya yöneldi ve beni geniş lavabo mermerine oturttu. Ardından beni bıraktı ve küveti doldurmak için suyu açmaya gitti. Ancak ben tam musluğu açacakken onu durdurdum.

"Seninle birlikte duş almak istiyorum, Kookie." Bu reddedilemeyecek teklifim üzerine küvetten uzaklaşmış ve yanıma gelip bacaklarımı iki kenara ayırmıştı. Ardından kendini bacak arama yerleştirdi ve ellerini bacaklarıma koyarak destek alıp dudaklarımı uzunca öptü. Ben de boş durmayıp ellerimi kaslı omuzlarına koydum ve onu daha da yakınıma çektim. Ardından elleri şort içinde sıkışmış baldırlarımı okşamaya başladığında geri çekildim. (Çünkü Tanrı'm, kalçalarımı seviyorum.) O da ne düşündüğümü anlamış gibi son kez öpmüş ve gömleğimin düğmelerini açmaya koyulmuştu. Düğmeleri ölüm yavaşlığıyla açıyor ve soğuk parmaklarını bana hissettirmek istercesine değdirerek diğer düğmeleri geçiyordu.

En sonunda gömleğimi açıp kollarımdan indirdiğinde yavaş yavaş açılan omuzlarımdan öpmeye başladı. Daha fazla dayanamayıp konuştum.

"Jungkook, daha uzun süreliğine yürüyememek istemiyorum. O yüzden usluca soy beni." O da kafasını sallayıp sırıttı. Gömleği ıslanmayacak bir yere atıp şortumu da aşağıya indirdiğinde sadece boxerla kalmıştım. Derin bir nefes aldı ve geri çekilip sanki bir şaheser izliyormuş gibi beni süzerek derin düşüncelere daldı. Daha sonra kendine gelip, mızmızlandı.

"Ah, hadi ama Jimin! Tanrı'nın bir şaheseri önümde böyle dururken nasıl uslu durmamı istersin? İşkenceden başka bir şey değil bu!"

Ona kaşlarımı çatıp baktım ve, "Bebeğim, kalçalarımı seviyorum." dedim ve onu yakınıma çekip üstündeki tişörtü çıkardım. O her gördüğümde beni heyecanlandıran beden, yeniden kalbimi hızlıca attırırken kendimi mermerden indirdim ve pantolonunun kemeriyle fermuarını indirip, onu sadece boxerla bıraktım. Daha sonra ikimiz de üstümüzdeki tek kumaş parçasını çıkartıp geniş cam duşakabinin içine girdik. Jungkook, suyu ayarladığında saçlarıma uzandı ve suyla karıştırıp darmadağın etti. Daha sonra kenardaki, o mükemmel kokulu saçlarını daha da mükemmel kokutan şampuanı aldı ve kafamın üstüne sıktı. Ben de güldüm ve onun saçlarıyla oynamaya başladım. 10 dakika sonra, ikimiz de birbirimizin saçını yıkamış ve şu an Jungkook elindeki life duş jeli sıkıyordu.

Lifi, vücuduma değdirdiğinde içim nedense kıpır kıpır olmuştu. Üst vücudumu ve sırtımı ovaladıktan sonra daha da aşağılara inmiş, nefesimi tutmamla birlikte omuzlarına ellerimi koymamı sağlanmıştı. Kalçalarımı liflerken oldukça yavaştı ve çıldırdığımı hissediyordum. Kalçalarımda işi bittiğinde ön tarafıma bir göz attı ve kalkmış erkekliğimi görünce sırıttı. Bu acayip sinirime dokunduğu için onu, arkasındaki soğuk duvara ittim ve ellerimi kasılmış karnında gezdirdim. Kasıklarına yaklaştığımda elimi oradan çektim ve kendimi ona sürttüm. Hemen geri çekildiğimde bir adet nefes nefese kalmış ve erkekliği kalkmış Jungkook'u gördüm. Onu orada bırakıp çıkmadan önce dudaklarını öptüm ve kalçalarımı kıvırtarak bornoza ulaştım.

Pekala, şimdi ikimizin de halletmesi gereken şişlikler vardı...

Hİİİİİİİ
HEHEHEHEHEHE
HEHEHEHEHEHEHE
BAAAAY