Merhaba. Sizi fazla beklettiğim için üzgünüm ama bu hafta sınavlar başladığı için Wattpad'e hiç giremedim diyebilirim. Beğeneceğimizi umuyorum. Bu arada multimediada Aryacığımız var. Ve gizemli olaylar başlıyor. İyi okumalar :)
Hayatta bir çok tesadüfler olur. İlkokul arkadaşımızla karşılaşmamız yada eski sevgilimizi görmemiz yada en basitinden bir kızla pişti olmamız. Ancak bu kadarını da beklemiyordum. Sonuçta hayal dünyasında yaşamıyorduk değil mi? Yoksa yaşıyorduk ta benim mi haberim yoktu?
Yanlız gerçekten de bu sefer ki tesadüfü de aşan bir karşılaşmaydı. Hani hikayelerde olurdu ya kızla çocuk bir çok kez karşılaşır ve en sonunda da sevgili olurlar. Ah, saçmalamayın tabiki de biz öyle bir şey yaşamayacaktık. Neler düşünüyordum ben gerçekten? Özel dönemim sanırım bende gerçekten de kafa yapıyordu. Ya da iç sesim yanlış düşünmeme sebep oluyordu.
"Sen?!" Dedim şaşkınlığımı gizlemeyen sesimle. O da sanırım böyle bir şey beklemiyordu ki benim gibi şaşkındı.
Üstünde göz gezdirdiğimde de gerçekten de hoş göründüğünü fark ettim. Kumral saçları yine aynı havasında dağınık bir şekilde bırakılmış, mavi gözleriyle de uyum içindeydiler. Üstüne ise bana kötü şeyleri hatırlatan kaslarını, belli eden lacivert bir tişört, altına da ona uyumlu bir kot giymişti. Her şeyiyle gerçekten de mükemmel görünüyordu.
"Yine mi beni takip ediyorsun yoksa? Ah, seni bu kadar çok etkilediğimi bilmiyordum." Dedi egosu tavan yapmış bir sesle.
Yine her zaman ki gibi çok gıcıktı. Etkilemekmiş beni mi? Tabiki de etkilememişti, yani birazc-tamam, çok etkilenmiş olabilirdim ama onu takip edecek kadar da delirmemiştim tabiki de. Ah, ne saçmalıyordum ben.
"Seni takip edecek kadar seviyem düşmedi, malesef." Dedim asi bir tavırla.
O da bana serserice -onun nasıl olduğunu ben de bilmiyordum ama işte öyle-güldü.
"Ne yani istermiydin?" Dedi eğlenirmişcesine bir sesle.
Göktuğ sanırım kavganın başlayacağını anlamış bir şekilde konuşmamızı böldü.
"Hey, siz birbiriniz nerden tanıyorsunuz? Ur-" Göktuğ konuşmasına devam ediyordu ki çelimsiz(!) hemen araya girerek sözünü kesti.
"Umut!" Dedi hafif telaşlı bir şekilde.
Göktuğ'a baktığımda şaşırmış bir şekilde tek kaşını kaldırmıştı. Niye bu kadar şaşırmıştı ki? Ne olmuştu?
"Göktuğ neden bu kadar şaşırdın? Ne oldu?" dedim Göktuğ'a merakla bakarken.
Umut'a baktığımda ise telaşla ve kaş göz hareketi yaparak Göktuğ'a bakıyordu.
Göktuğ ise hemen bana dönerek sanki söylemek istemezmiş gibi konuyu değiştirdi.
"Ne olabilir ki? Hadi UMUT bin de gidelim." Dedi Umut ismini bastırarak.
Bunların arasında bir şeyler dönüyordu ama anlayamıyordum. Umut niye Göktuğ'un sözünü kesmişti ki? Göktuğ neden bu kadar şaşırmıştı ki 'Umut' ismini duyduktan sonra? Ve Umut niye telaşlıydı?
Ah, bu sorular artık kafamı patlatıcaktı neredeyse. En sonunda elbet öğrenirdim ama değil mi? Öğrenirdim. Ya da özel tehdit yöntemlerimi kullanırdım.
Yürüyen eg- yani Umut'ta bindikten sonra ilerlemeye başladık.
Yanlız Ahu ve Ada neden bu kadar sessizdi bö-işte şimdi başlıyorduk.
"Arya! hemen anlatıyorsun. Nerde ve nasıl tanıştınız?" Dedi Ahu meraklı gözlerle.
Ada ise Ahu'yu desteklediğini belli edermiş bir şekilde "Bu sefer başka olaylar gibi kaçışın yok." Dedi sessiz olmaya çalışarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sokak Arası
AcakKan damarlarımda hızlı bir şekilde pompalanıyor, kalbim adeta elimde atıyordu. Defalarca kötü anlar yaşasakta kendimi ona çekilmekten alı koyamıyordum. Daha fazla yaklaştı. Daha, daha, daha fazla. "Cipsten daha mı değerli? Beni yakıştırdığın lakap d...