Dahyun :
"Seninle daha önce tanışmış olmak isterdim" dedi.
Ona sevimli bir bakış attım.
"Ben de Jaebum"
Sanki bana bir şey soracakmış gibi bakıyordu.
Önüme düşen birkaç tutam kahkülümü geriye doğru attım.
"Birine aşık olsaydın... Ona kendini nasıl itiraf ederdin ?" dedi.Ne diyeceğim hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu... Ama içimden bir şeyler geçirmiştim tabii.
Sanırım ona aşık olduğumu söyleyip, onu hayattaki her şeyden daha çok sevdiğimi söylerdim.
Dedim kendi kendime...Ama sonrasına "Hmm bilmem. Sen nasıl yapardın bunu ?" Demiştim. Sorulan soruya, adeta bir soruyla cevap vermiştim. Daha doğrusu buna cevap denemezdi.
"Ben..." bir müddet sustu ve bana baktı. Sonra kaldığı yerden devam etti.
"S-sanırım ona aşık olduğumu ve onu hayattaki her şeyden daha çok sevdiğimi söylerdim"
Sadece ağzım açık kalmıştı... Bir şey de söyleyemedim...Sonra bana baktı...
——Artık bir kaç gündür gördüğüm bu saçma sapan rüyalar beni mutlu etmeye başlamıştı. Her Jaebum'u gördüğümde heyecanlanıyor, ne diyeceğimi bilemiyordum.
Sanki bir romantizm filmindeymişim gibi kalbim, yakınımdan geçen biri duyacakmış gibi gürültülü gürültülü atıyordu.
Umarım kimse anlamaz...
Gerçi neredeyse bütün grup öğrenmişti. Yani ailesinin yanında olmayan grup...Yatakta doğrulduğumda Chaeyoung'un hala uyuduğunu gördüm. O genelde erken kalkardı.Telefonumu elime alıp saate baktım. Daha 5'ti !
Evet, Chaeyoung'un neden uyanmadığını şimdi anlamıştım.Çünkü daha sabahın körüydü !
Yatakta bir o tarafa, bir bu tarafa döndüm. Anlayacağınız uyku bir türlü tutmadı ve ben de klasik sabah yürüyüşlerimden birini yapmaya karar verdim.
Hemen spor bi şeyler giyip evden çıktım.Sokakta bir kaç kişi vardı. Kendi hallerinde sohbet edip yürüyorlardı.
Sakin sakin yürürken. Jaebum'un da yanımda yürüdüğünü gördüm.
"Ahh korktum, ne yapıyorsun ?"
Sesimde kızgın bir ton vardı.
"Özür dilerim. Seni korkutmak istememiştim" dedi ve bana yaklaştı."Önemli değil. Sadece korktum"
"Birlikte yürüyelim mi ?"
"Olur"
Ve sonra beraber yürümeye başladık. Biraz garip bir histi. Yani... Neden aynı anda yürüyüşe çıkmıştık ?
Neyse dedim kendi kendime...
Bir muhabbet konusu açmaya çalıştım...
İşte comeback'ler, yeni şarkılar falan derken, birden küçüklük anılarımıza gittik. Jaebum'a bakıp onun anlattığı komik anılarına kahkaha atıyordum. Sonra bana döndü ve "Çok güzel gülüyorsun" dedi. Teşekkür ettim ama çoktan utancımdan, yer yüzünün derin katmanlarına doğru yol alıyordum bile.
O da utandığını anlamış olacak ki konuyu aniden değiştirdi."Keşke daha önceden tanışsaydık. Bazen şirkette seni görüyordum. Ya da ödül törenlerinde..."
Ona tebessüm ettikten sonra
"Olsun.. Şimdi tanışmış olduk"dedim.
Gerçi henüz birbirimiz tam tanımıyorduk ama...
Aslında bu benim için iyi bir fırsattı. Ve ben de bunu değerlendirdim."Henüz birbirimizi..."
"Evet, tam tanımıyoruz." Dedi ve cümlemin diğer yarısını tamamladı.
Adeta birbirimizi tamamlıyorduk. Bunu daha önce söylemiş miydim hatırlamıyorum. Ama gerçekten sanki birlikte olsak, çok uyumlu olurmuşuz gibi geliyordu.Dahyun, çık artık şu platonik ruhtan...
Belkide o beni sevmiyordur. Ya da...
Ya da...Hiç düşünmek istemediğim bir şey vardı. O da şuydu ki, Got7 çıkış yapalı çoktan 5 yıl olmuştu. Şirketimizde imzalanan anlaşma gereği, gruplardaki üyelerin 3 yıldan önce sevgili olmaları yasaktı. Bizim de sevgili yasağımız kalkmıştı. Ayrıca JYP bu konuda çok hassas ve sinirli bir insandı. Eğer onun dediğinden çıkarsak ne olacağını az çok tahmin edebiliyorum...
Ama dediğim gibi...
Got7'ın o üç yılı çoktan geçmişti bile...
İyi de zaten 2 yıldır sevgilisi olamamıştır...
Olmuş olabilir...
Olmuştur hatta...
Hayır, sevgilisi yoktur onun. Yani neden olsun ki ! Olmaz. Yok, yok öyle bir şey..."Dahyun, dediğim gibi henüz birbirimi tanımıyoruz. Bizimkilerle yarın bi kafeye gidiyoruz. Sen de gelsene. Hem... birbirimizi daha iyi tanımış oluruz" dedi ve ellerini ensesindeki saçlara götürdü.
"Olur" dedim, aklımdaki kara bulutları bir türlü kafamdan def edemezken...
"Sen iyi misin ? Bir sorun mu var?" Dedi.
Evet var. Hemde çok büyük bir sorun var...
"Yoo, bir sorun yok"
"Tamam"
Ne yapacağımı bilemezken, birden yağmurun yağmasıyla, önüme çıkan parktaki, minik kamelyaya oturdum.
Yağmuru az da olsa kesmişti.
Jaebum yanıma yaklaştı.Kalbime sakin durmasını söylüyordum...
Ve o daha da yaklaştı.
Sonra da dibime oturdu.
Tam ağzını açmış bir şey diyecekti ki, genelde her türlü anı bozan telefon zil sesi duyuldu.
Jaebum telefonu eline alana kadar çok mutluydu. Ama orada yazan numarayı ya da adı, her neyse gördüğü zaman sinirlenmiş ve hışımla ayağa kalkmıştı."Özür dilerim Dahyun, ben hemen dönerim" dedi ve telefonu açmadan ileri de olan yola doğru çıktı.
Telefonu açınca, sesi burdan boğuk da olsa duyulabiliyordu.
Ama sanırım benim duymamam gereken bir şeydi...Ve evet...
Öyleydi....
————-
Lütfen kızmayın.
İnternetim kalmadığı için uzun süredir bölüm atamıyorum. Ama telafi edeceğim.
Bu arada...
Biliyorum bölümlerim kısa oluyor. Ama bu sefer uzun tutmaya çalıştım. Şimdilik bu kadar oluyor. İleriki bölümlerde daha da uzun tutmaya çalışacağım.
Her şeyi tek bölüme sığdırmayalım değil mi ;)Sonraki bölümlerde iyi okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DABUM ~❤️
Fanfiction"Korkma sen, ben senin şövalyen olurum prenses" dedim. Güldü. "Şövalyem mi ?" "Evet, emrinizdeyim majesteleri" dedim ve önünde eğildim. Jaebum & Dahyun Dahyun & Jaebum DABUM ~❤️ Tüm hakları Jaebum ve Dahyun'un aşkında saklıdır...