Bölüm 11

62 10 3
                                    

Dahyun :

Sana ne diye hitap etmeliyim ?"
Sorduğum soru beni bile şaşırtmış ve güldürmüştü.
Jaebum da gülmüştü.

"Bilmem ? Ne demek istersin ?"

"Hmm..." dedim ve düşünüyormuş gibi yaptım.

Sonra Jaebum bana bakıp gülümsedi.
"Bence... İçinden ne demek geliyorsa onu de" dedi.
Tamam anlamında başımı salladım.
Sonra Jaebum bir restoranı eliyle işaret etti.
"İşte burası" dedi.
İçeriye girdiğimizde Jaebum'u gören garson, saygıyla başını eğdi. Sonra da bizi özel bir odaya aldı.
Sanırım o burada saygınlık kazanmış biriydi.
Girdiğimiz oda da, koyu kırmızı koltuklar, ihtişamlı bir avize ve her yerde mumlar vardı.
Jaebum, "Otur şöyle" dedi ve koltuklardan birini işaret etti.
Ben otururken, o da garsona bir şeyler anlatıyordu.
Sonra garson başını olumlu şekilde salladı ve çıkarken kapıyı kapattı.
"Artık maskelerimizi çıkarabiliriz, kimse bizi rahatsız etmeyecek" dedi.
Ben de maskemi hemen çıkardım.
"Burası çok güzelmiş. Beni getirdiğin için teşekkürler" dedim.
Sonra da devam ettim. "Jaebum ben seninle biraz konuşmak istiyorum"
"Tabii konuşalım. Benim de sana anlatacaklarım var"
"O zaman ilk sen başla." Dedim.
"Tamam. Öncelikle bugün kafenin önünde sana saldıran kız Song Ha Yoon. Biliyor musun, bilmiyorum ama biz eskiden bir dizide oynuyorduk. Got7 olarak yani."
"Evet biliyorum. Çok güzel bir diziydi."
"Teşekkürler Dahyun, benim ve Song Ha Yoon'un rolü iki aşık olmaktı. Song Ha Yoon, benden hoşlanıyordu. Tuhaf birisiydi. Dizinin bittiğini duyduğum zaman çok sevinmiştim. Her neyse, uzun bir süre beni aradı, mesaj attı, evime mektup bile gönderdi. Sonra bunları yapmayı bıraktı. Seninle tanıştığımızdan iki gün sonra evime gelen bir mektup daha gördüm. Song Ha Yoon'dan gelmişti ve içinde geri döndüm yazıyordu."

Şimdi bütün taşlar yerine oturmuştu.

"Peki bana neden gıcık oldu ?"
Sorduğum sorunun cevabını biliyordum.
Kıkırdadım sessizce.
"Cevabı biliyorsun Dahyun" dedi sanki içimden geçenleri duymuşcasına.
"Senden hoşlandığımı biliyor olmalı" dedim.
Sonra da "Kafenin önünde bana, Jaebum'dan uzak duracaksın dedi. Ben de kendimi savundum" dedim.
Jaebum ellerimi sıkıca tuttu.
"Dahyun ben seni ondan koruyacağım" dedi.
"Ben de kendimi koruyabilirim. Bir kaç yıl dövüş sanatları öğrenmiştim" dedim, bir yandan kahkaha atarken.
Jaebum bana baktı "Seni çok seviyorum Dahyun. Daha önce nasıl tanışmadık biz ?" Dedi.
"Bilmem" dedim.
Sonra da ona "Söyleyecek miyiz ?" Dedim.
"Kime ?" Dedi.
"JYP PD'nimiz'e"
"Aaa evet tamamen aklımdan çıkmış. Biz söylemeden önce o bir yerden duyarsa çok kötü olur. Hemen arıyorum" dedi.
Cebinden çıkardığı telefonun tuşlarına basarken bir şey dikkatimi çekti.
Onun duvar kağıdı ben miydim !?!??
"Jaebum bakabilir miyim ?" Dedim ve telefonu elinden çektim.
Yaramaz ve haylaz bir çocuk edası takınmıştım.
Duvar kağıdına baktım.
Evet. Bu bendim.
Jaebum'a dil çıkarıp, bir yandan telefonu sallıyor bir yandan da" Bu ne ?" Diyordum.
"Sevdiğim kızı duvar kağıdım yapmak suç mu ?"
Kıkırdadım.
Telefonu elimden aldı.
O ana kadar her şey çok güzeldi.
Hemde fazlasıyla...

Ama bilirsiniz ya, bazen her şey çok iyi gider...

Kader ilk defa size bütün kapıları açmıştır...

Ama bir şey olur...

Ve her şey yeniden zorlaşır...

Bütün kapılar yine kapanır.

Jyp arıyordu.
Jaebum telefonu açtı.
Hoparlör açıktı. Bu yüzden her şeyi duyabiliyordum.

DABUM ~❤️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin